• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Osman Aydın
Ali Osman Aydın
TÜM YAZILARI

BİR SIYASİNİN CUMA PORTRESİ ‘HUZUR DOLU CUMALAR DİLİYORUM…’

12 Ağustos 2017
A


Ali Osman Aydın İletişim: [email protected]

Bir yerel siyasetçi şu meşhur Cuma mesajlarından birini paylaşıyor…

Tabii ki kendi fotoğrafıyla birlikte….

Çene hizasına kadar kaldırılmış eller…Kısılarak belli bir noktaya sabitlenmiş, arkası bomboş karanlıklara bakan gözler…Ve bürokratlara has donuk, hissiz bir yüz…

Dua resminin altında büyük puntolarla “Huzur dolu Cumalar diliyorum” yazıyor.

Azalar tersini söylese de mesaj sıcacık.

Neredeyse bir Cuma geleneği haline gelen bu tip mesajlardaki samimiyetsizliği anlamak için alim olmaya gerek yok. 

Yalancılığıyla, iki yüzlülüğüyle meşhur bazı insanların cami ya da 15 temmuz görselleriyle veya dava edebiyatıyla sosyal medyada paylaşımlar yapmasını ve bunun içinde dini günlerin kullanılmasını kastediyorum…

Bu o kadar göze batıyor ki…

O kadar rahatsızlık veriyor ki…

Toplum, fotoğrafı ve onun arkasındaki siyasi hırsı çok doğru okuyor. Ondaki plastik çiçekleri andıran sahteliği anında görüyor. Bazı değerlerin, özellikle kutsal olanların, siyasetçi ya da bürokratlar elinde hoyratça çarçur edilmesine fena halde içerliyor. Referandum sonuçları da bunu göstermiyor mu? 

Bu paylaşımlar her şeyden önce siyasi PR için kurgulanıyor. “Cuma, Kandil, Bayram’ siyasi pazarlamanın tezgahı olarak kullanılıyor. Zaten dua ederken poz verip üstüne bunu sosyal medyaya servis etmek her meşrebin harcı bir iş değil. Nihayetinde yapılan şey dua… Ulvi duyguların baskın olduğu en özel, en kişisel anda ‘poz’ vermek…

Bunun için çıkarcı bir kafadan çok fazlasına ihtiyaç olsa gerek…

Bu tür vakalar elbette hiçbir parti için genellenemeyecek bir durum. Partilerin içinde her türden insanın olması muhtemeldir.

Ancak birkaç yıldır Ak Parti çatısı altında bu türden iletişim kazaları yaşanması ve bunun giderek artması kaygı duyulması gereken bir durum. Bu kaygıyı istisnasız partiye destek veren, gönül veren herkes duymalı. Partinin referans aldığı değerleri birkaç menfaatperest bürokratın ya da siyasinin yağmalamasına, istismar etmesine izin verilmemeli…Bu tip ahlaki zaaf içindeki bürokrat ya da siyasilerin hareket içindeki karar verici mercilere yükselmeleri önlenmeli. Tüm çöküşler ahlaki çöküş olarak başlarlar, bilinmeli…

 Öyle inanıyorum ki benzer endişeleri Cumhurbaşkanı Erdoğan’da duyuyor. Son zamanlarda tonu gittikçe artan Parti içine yönelik eleştirileri bu tespiti doğruluyor.

Asıl sorun belki de partinin değişen insan kaynağıyla ilgilidir diye düşünmeden de edemiyor insan. Bu hareketin öncü kuşağının yetiştikleri koşulları biliyoruz. Dönemin aile yapısını, toplumsal şartlarını, ilk siyasi hareketlerin kurucu ruhunu…

Sözünü ettiğimiz kuşak genel birikimlerinin yanında referans aldıkları dini kavramların toplumsal karşılığına da vakıftı. Fakat şimdi bambaşka, öncülerle çok az ortak noktaya sahip bir artçı jenerasyon parti ve bürokraside iş başına geçti, geçiyor…

Dini terminoloji kullanıyorlar ama pek çoğunun ortalama bir dini bir eğitimi bile yok.  

Yalnızca aileden alınmış kısmi terbiye ve partinin ideolojisi miktarınca bilinen dini ve dünyevi düsturlar…

Kavramsal olarak da Çanakkale, Osmanlı, Siyonizm ve ‘Cennet mekan Abdülhamid Han’ eksenine sıkışmış bir dünya görüşü…

Ziyadesiyle gösteriş ve körleşmiş bir hırs…

Bütün bunların üzerine genel anlamda eğitim sistemimizin çürütücü yüzeyselliğini ekleyin…

Evet Türkiye ortalamasının altında görünmüyorlar elbette, ancak durumun parlak olduğunu söylemek imkansız…

Ak Partinin öncüleri, güçlü müktesebatlarıyla uzun bir iktidar döneminde ellerinden geleni yapmaya çalıştılar. Sonuç ortada… Artçılar ise seküler kafaları, eksik eğitimleri, dizilerden devşirdikleri heyecanları ve tecrübesizlikleriyle dalgalar şeklinde geliyorlar. Üstelik Cuma mesajlarıyla görselleştirilen bir huşu halinde…

 

KİM ŞORT GİYDİĞİ İÇİN BİR BELEDİYE BAŞKANI’NI RESTORANDAN KOVABİLİR?  

 

İtalya’nın Toskana bölgesindeki Viareggio kenti Belediye Başkanı bermuda şort ile gittiği restorandan işletmenin uzun pantolon kuralına aykırı giyindiği gerekçesiyle kovulmuş. Belli ki bizde ki tam zamanlı siyasilik yok henüz oralarda. Mesele haliyle İtalya’da kıyafet tartışmalarını tetiklemiş. Ancak müessese yapılan itiraz üzerine saat 19:00’ dan sonra uygulanacak kıyafet kurallarının girişte yazdığını, kuralların herkes için geçerli olduğunu, belediye başkanına ayrıcalık yapamayacaklarını söylemiş.

Ne dersiniz bir gün biz de de restoranlara böyle bir liste asılıp herkese uygulanabilir mi?

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23