• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Osman Aydın
Ali Osman Aydın
TÜM YAZILARI

Bir Kaza ve Bir Mektup

01 Ekim 2025
A


Ali Osman Aydın İletişim: [email protected]

Bir Kaza ve Bir Mektup

ALİ OSMAN AYDIN

Kıymetli dostlar! Bir okuyucumuz, geçenlerde yazdığımız trafik yazısı ile ilgili bize bir elektronik posta göndermiş. Başından geçen şeyleri paylaşmış.

Okurumuzun başından geçen olay hem hukuk sisteminin, hem sigorta sisteminin hem de cemiyetin ne durumda olduğunu gözler önüne sermiş! Doğrusu ben anlatılanları ilgi çekici buldum. Anlatım ve imla ile ilgili mektupta birkaç küçük değişiklik yaptım. Okurumuzun ismini özellikle paylaşmadım. Bu şekilde mektubu dikkatlerinize sunuyorum…  

“Ali Osman bey merhaba,

Ben mühendislik fakültesinde öğretim üyesiyim. 

Her ne kadar uzmanlık alanım olmasa da hukuki uygulamalarda ciddi sorunlar var. Her şeyden önce haklı bir kişinin hakkını araması çok zor. Adliyelerde prosedürü bilmiyorsanız hakkınızı almakta çok zorlanıyorsunuz.



 

Ayrıca, hukukçular iş yükünün ağırlığından şikayetçiler ama iş yükünü gereksiz artırmakta üstlerine yok. Burada kanun yapıcıya (Meclise) yüklenmek daha doğru ama hukukçular da bunu dert etmiyorlar.

Aşağıdakileri madde madde sıralayabilirim: (Açıklaması sonra geliyor.)

1. Yalan söylemek hukuk önünde geçer akçe. Haklı isen yalancı şahidin olmalı.


2. Kaskonu kullanırken beyanını iyi süslemelisin yoksa yalan beyan olur.

3. Bir kaza için en az 3-dava açılmalı.

4. Trafik suçunun soruşturma neticesi takipsizlik.

5. Hakkını aramak için bol zamanın ve vaktin olmalı. Profesyonel yardım almalısın.


 

Kendi örnek olayım üzerinden ayrıntılar: (Başka örneklerim de var ama bu kafi!)


Trafik hakkındaki yazınız üzerine size yazıyorum.

Parası olanı koruma çıkarımı doğru görünüyor ama tek sorun o değil. Normal (sistemi çözmüş) vatandaşlar da aynı biçimde davranıyor. Basitçe insanlar diğerini umursamıyor. Lehine olacaksa yalan söylemekten kesinlikle imtina etmiyor.

İki yıl önce yeşil ışıkta geçerken bir araç hızla gelip sol taraftan kavşak ortasında aracıma çarptı.

Bana çarpan kişi polis geldiğinde benim kırmızı ışıkta geçtiğimi iddia etti ve %50 kusurlu oldu. Diğer %50 de bana kaldı.

Kavşakta ve araçlarda kamera olmadığından hakkımı savunamadım. Kendi aracı olan minibüste hiçbir zarar yoktu. Arabasına binip gitti.

Bu arada hakkımı almak için tanımadığım iki kişinin benim lehime -yalancı- şahitlik yapması gerektiğini hemen herkes bana söyledi.

Daha sonra aracımı tamir ettirirken, çarpan araba karısının üzerine olduğundan ruhsat sahibinin kimliği de gerekti. Vermek istemedi. Ben tanımadığım kişiye niye kimliğimi vereyim dedi. Ancak sigorta acentesi vasıtasıyla bunu alabildik.


 

Adamın sigorta şirketinin yetkili servisi aracımı kusur oranı yok diye kabul etmedi.

Aracımın tamiri 1,5 ay sürdü. Aracı kullanamama masraflarını alabilir miyiz sorusuna verilen cevap “harcamaların faturasını getirmeli ve ayrıca dava açmalısın” şeklinde oldu.

“Aracın değer kaybını karşı tarafın sigortası öder mi” deyince, bir dava da buna açmalıymışım. Kaskom olsaymış, bunlarla uğraşmak zorunda kalmazmışım. 

Kasko da ayrı hikâye. 3 yıl hiçbir masraf çıkarmadan paşa paşa kasko yaptırdıktan sonra beyan usulü tamir talebim yalan beyan iddiasıyla reddedildi. Kendi cebimden ödeyerek tamir yaptırınca kasko yaptırmamıştım.

Üstelik sigorta şirketi beni muhatap bile almadı. Bu konuda girişimde bulunup itiraz için bir avukatla (tavsiye üzerine) anlaştım ama daha sonra telefonuma bile çıkmadı. Yoğunluktan dolayı peşine de düşemedim.


 

Uzun oldu biliyorum: Son olarak da savcılığa şikâyette bulunmuştum. Onun cevabı da geçenlerde tebliğ edildi. Bana çarpanın trafik güvenliğini tehlikeye atmak niyeti olduğuna dair delil olmadığından takipsizlik kararı tarafıma tebliğ edildi. Savcılık lütfedip arkadaşı ifadeye bile çağırmamış.

Bir öğretim üyesi olarak bu konularda normal vatandaşa göre çok daha bilgili olsam da hukuki süreçlerdeki karmaşa, kararların geç verilmesi gibi nedenlerden dolayı insanların çoğu (ben de dahil) bu işlerin peşine düşmüyor. Yoksa hayat düzeniniz bozulduğu gibi zararınız da karşılanmıyor.

Türk halkının günlük hayatı birçok hukuk ihlaliyle dolu olmasına rağmen hukukçular da dahil hiç kimse bunu düzeltmek için kılını kıpırdatmıyor. “İnsan hakları” suçlananların haklarından ibaret görülüyor!

Kusura bakmayın. Bu konularda çok büyük problemler olduğundan başlayınca sonu gelmiyor.

…. Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi”

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Abdulkadir mardinli

Şu bir gerçek ki Türkiyede bir şeylerin yolunda gitmediği kesin birilerimi istemiyor . Ne biçim sistem adam boşanıyor. Kadın imam nikahlı evleniyor. Mahkeme adama ömür boyu nafaka bağlıyor. Çocuk masrafları kazada örnek olarak verdiğiniz durum vahim bir vakıa mesela Almanya’da böyle bir durumda mahkemeye bile gerek yok önce polis gelir tutanak tutar şahit varsa dinler.yani %80.polis kimin hatalı olduğunu bilir. İstersen Özel İstersende sigortanın bilirkişi raporunu yapar. Sonra sigortalar birbirini bilgilendirirler. Kişilik bilgilerini alırlar işlem başlar. karşılıklı hallolursa mahkemeye gerek yok zaten herkes trafik sigortası yapmak zorunda

Vahap Kalyoncu

Aynı olayları hemen hemen bire bir yaşamış biri olarak sayin Hocama çok teşekkür ediyorum ve geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum detaya girmeyeceğim ama benim anlamadığım Ak partı ve adalet camiası ve tabiiki devlet vatandaşının aldığı adalet hizmetini bu kadar eleştirirken ve memnun değilken nasıl olurda kılını bile kıpırdatmaz işte bunu anlıyamıyorum .
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23