“Vahdeddin mi, M. Kemal mi” derken, PKK’nın gemisine bindiler!

Bugün yazımızı, kısa cümlelerle kuralım..

İyi Parti, iki hafta önce, en yetkili ismin ağzından şu açıklamayı yaptı mı?

“İyi Parti’nin olduğu masada HDP olmaz. HDP’nin olduğu masada İyi Parti olmaz!”

Bu açıklamayı hepiniz dinlediniz, öğrendiniz, not ettiniz.

“Seçime yakın aylarda, tekrar konuşuruz” diye düşündük..

Meğerse aradan uzun süre geçmesine gerek yokmuş.

Dün itibari ile Avrupa’dan bir fotoğraf geldi..

İnanmadım..

İnanamadım..

“Biraz zaman geçtikten sonra, bu fotoğrafları verecekler, ama şimdi değil” diye düşündüm..

Yanılmışım..

Fotoğrafın devamı da varmış.

Masada çekilmiş.

Yetmemiş.

Ayakta çekilmiş..

Yetmemiş..

Pardon, video çekimi yokmuş.

Şimdi batıl inanç da olsa, “ayak kaldırmadan”, rahatlıkla “Biz İyi Parti olarak HDP ile kameraların karşısında asla aynı masada oturmadık, oturmayız” diyebilirler..

Ne dersin, Yavuz Ağıralioğlu bey?

Ne dersin, TOGG açılışına, Akşener’in çok çok önemli bir programı olduğu için, katılım görevi verilen Koray Aydın bey..

Ne dersiniz, ABD ziyareti ile isminden bahsettiren Müsavat Dervişoğlu?

Ne dersin, “İyi Parti ile HDP yan yana iddiası iftiradır” diyen Cihan Paçacı?

Girişi uzun tutttuk, İyi Parti ile HDP’nin aynı masaya oturduğunun bilgisini ayrıntıları ile paylaşmadık.

Efendim, İYİ Parti ve HDP temsilcileri, Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez-Amor’un ev sahipliğinde Brüksel’de aynı masa etrafında buluşup, görüşmüşler...

Görüşmede kimler var imiş?

CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, HDP Diyarbakır milletvekili Hişyar Özsoy, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erozan (HDP ile her temasta bu adam karşımıza çıkıyor. Hatırlayın, CHP’li İbrahim Kaboğlu’nun öncülüğünde, yeni anayasa taslağı toplantısında da, yine Kamil Erozan İyi Parti adına katıldığı toplantıda, HDP’li isimler de olduğu belirtilmiş. Önce yalanlama yapılmış. sonra toplantı yapıldığı kabul edilmişti), DEVA Partisi Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Koordinatörü Abdurrahman Bilgiç ve Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Ümit Yardım.

Biliyorum, dürüst pozlarında Yavuz Ağıralioğlu hemen cevabı yapıştıracak:

“Yalan söylüyorsunuz. İftira ediyorsunuz.”

Devam edecek:

“TBMM’de İyi Parti vekilleri de var. HDP vekilleri de var. TBMM Genrel Kurulu’na katıldığımızda, aynı masaya mı oturmuş oluyoruz?”

Koray Aydın, sesini yükselterek, “İşte bu” diyecek..

Bu cevabı, “Çok güzel” diyerek, Müsavat Dervişoğlu ayağa kalkıp alkışlayacak..

Cihan Paçacı, utangaç bir tarzda, “Şimdi biz sözümüzü yemiş olmuyoruz değil mi?” diyecek..

Affedersiniz ama.

TBMM’de sadece İyi Parti ve HDP’liler, yanlarında da yine 6+1 ittifakının diğer bileşenleri olan CHP, DEVA, Gelecek Partili vekiller yok..

AK Parti mensubu, MHP mensubu milletvekilleri de var..

TBMM’de, HDP’ye açıkça mesafe koyan partili vekiller var..

Ama sizin Brüksel’deki toplantınızda, davet sahibi bile, “muhalefet parti temsilcileri” diyerek tanıtım yapıyor..

AK Partili bir vekil yok. MHP’li yok. BBP’li yok..

O zaman, 6+1 ittifakı, Brüksel’de, NATO’nun merkezinin bulunduğu Brüksel’de, resmen tescillenmiştir..

Nokta..

Tam bu sırada, biz dönelim Ankara’ya..

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener, grup toplantısında konuşuyor:

“Bugünkü mücadele AK Parti ile İYİ Parti mücadelesi değildir. Vahdettin’in gemisine binenler ile Mustafa Kemal’in vizyonun peşinde gidenlerin mücadelesidir.”

Akşener’in partisinin bir temsilcisi, daha dün itibari ile “TSK kimyasal silah kullanıyor” iftirası atan HDP’nin bir temsilcisi ile Brüksel’de aynı masada oturuyor..

O masada, “TSK’nın kimyasal silah kullandığına yönelik iddialar araştırılmalı” diyen Sezgin Tanrıkulu’nu, partisinde tutan CHP’nin bir temsilcisi de var.. 

Ve o masada görüşmeler yapılıp, fotoğraflar çekilirken..

Meral Akşener, Ankara’da kükrüyor:

“Vahdettin’in gemisi.. Mustafa Kemal’in gemisi..”

“100 yıl önceki gemileri boşver, Meral abla.. Bugünün gemilerinden bahset” diyen bir İyi Partili de çıkmıyor..

O zaman biz hatırlatalım..

100 yıl önceki “Vahdettin’in gemisi.. M. Kemal’in gemisi” tartışmalarını boşver Meral abla..

Sen, HDP’nin gemisine binenlerden bahset..

Şu an Anayasa Mahkemesi’nde kapatma davası süren HDP hakkındaki, “PKK’nın uzantısı siyasi görünümlü oluşum” iddianamesini dikkate alarak söyleyelim, “Meral abla, sen PKK’nın gemisine binenlerden bahset!”

Öyle ya..

100 yıl önceki gemileri tartışmaya açarsak..

Ben derim ki, M. Kemal’in gemisine binenlerin tamamını, Vahideddin belirlemişti.. Albayları ile diğer subayları ile aşçısına varıncaya kadar, Bandırma gemisinin tüm mürettabatını, Vahideddin belirlemişti.. Dolayısı ile, M. Kemal’in gemisi, aslında Vahideddin’in ayrıntısına kadar her şeyini dizayn ettiği gemi idi..

Yetinmem..

Hatırlatırım..

“Vahideddin’in gemisi derken, Bandırma’yı değil, Vahideddin’in yurtdışına çıktığı gemiyi kastediyorsan.. O gemide Vahideddin yalnız idi. Yanında kimse yoktu. Yani Vahideddin’in gemisine, kimse binmemişti”

Meral ablanın da, bu hatırlatmalara mutlaka cevabı olacaktır..

Orayı bırakalım..

“PKK’nın gemisine binmeyi” konuşalım..

NATO’nun merkezinin bulunduğu Brüksel’de, İyi Parti’nin temsilcisi ile HDP’nin temsilcisi, aynı masada oturmuş mudur, oturmamış mıdır?

Hodri meydan..

O masada, tam da 6+1 ittifakın dışından bir Türk var ise, “Masa, ittifak masası değil” itirazını kabul edeceğim..

Masadaki Türk temsilcilerin tamamı, 6+1 ittifaktan ise, (İçlerinde SP ve DP’den temsilci yok. Ama 7 parti dışından da kimse yok) olay bitmiştir..

Tayyip Erdoğan’ı devirmek için Kandil’den verilen talimatla, İyi Parti HDP aynı masaya oturmuştur.

Akşener’in tanımlaması ile PKK’nın gemisine binmişlerdir.