• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Onlar söyledi, biz de yedik!

23 Temmuz 2022
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

Haftalar önce, Suriye’nin kuzeyini, artık istisnasız terör örgütlerinden temizleme noktasında sinyal çakıldı.

Muhataplara ikazlar yapıldı..

Terör örgütlerinin hamiliğini yapan ABD de. Rusya da..

“Tezkereye hayır oyu veren bizim CHP’miz var” dediler..

Türkiye’nin sınır ötesi operasyona başlamayacağını tahmin ettiler..

Ama her geçen hafta, bu operasyondaki kararlılık dillendirildi.

Sahaya çıkma yerine, dillendirmedeki amaç ise..

Muhatapların Türkiye’nin taleplerini kabul ederek, zaten askeri operasyon sonrasında çekilmek zorunda kalacakları noktalara, kan akmaksızın gitmeyi kabul etmelerini sağlamak..

Şu ana kadar bu mümkün olmadı..

Ama her hatırlatmada, Türkiye bir başka tuzak ile. Bir başka kirli oyun ile karşı karşıya kalıyor.

Sonuncusu ise..

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, “Amerika, Fırat’ın doğusundan çekilsin” sözlerinin hemen sonrasında yaşandı..

Bu sözlerin üzerinden sadece saatler geçmiş iken..

Irak’ın kuzeyinde, Barzani bölgesinde, turistik bir mekana havan topu atışı ile, 9 insan öldürüldü.

Tezgah öncesinde hazırlanmıştı..

Protestonun tüm Irak’ta gerçekleşmesi için, cenazelerin Bağdat’a gitmesi gerektiği ince ayrıntısı bile düşünülmüştü..

Bu tilkiliği dünya genelinde kimin yaptığını, yapacağını çok iyi biliyorsunuz..

“Fırat’ın doğusundan çekilmesi gerektiği” hatırlatılan, “Büyük Şeytan ABD!”

Hemen açıklamalar geldi..

Daha havan topu düşmesinin üzerinden belki saat bile değil. Dakikalar sonrasında, olaydan Türkiye sorumlu tutuldu..

Onları ne ilgilendiriyorsa, PKK en başta.

Irak resmi yetkilileri ardında..

ABD’si, AB’ı, hep bir ağızdan ortaya tek bir somut delil koymadan, Türkiye’yi suçladılar..

Ege denizindeki bir tatbikat sırasında, Türk gemisinin kaptan köşkünü vuracak ve orda subaylarımızı şehid edebilecek kadar alçak bir cinayete imza atabilen ABD..

Türkiye’yi dakikalar içinde suçlamaya kalkışıyorsa..

Bizim de, “Biz bu filmi daha önce de seyretmiştik” dememiz gerekir..

Kendi vurdukları insanları, başkalarının üzerine yıkma filmi, ilk defa yaşanmıyor..

Afganistan’da onlarca, yüzlerce defa biz o oyunu gördük.

Düğün evlerini vurup, kimisinde “Terörist sandık” diyen Amerikalıları yakından biliyoruz..

Sivil köyleri vurup, ardından “Taliban vurdu” diye yapılan açıklamaların üzerinden yüzyıllar geçmedi..

Camilerde patlatılan bombalar, “IŞİD yaptı” diye kamufle edilen istikrarsızlaştıran olayları..

“İkiz kulelerin failleri Irak’ta” diyerek bu ülkenin topraklarına girilip, dümdüz edildiği gerçeğinin üzerinden uzun yıllar geçmedi..

Çözüm sürecini bitiren olay olarak anlatılan iki polisin Şanlıurfa’da şehid edilmesi olayını bile, hatırlayın aynı alçaklar, “TC devleti yaptı” diye tanımlamaya kalkıştılar..

ABD’nin emri altındaki o PKK’lı alçaklara sorulmadı: “İki polisi derin devlet öldürdü ise.. Hemen ertesinde yollara döşenen bombaların faili kim? Ardı ardına patlatılan bombalar, şehid edilen askerler, güvenlik güçlerinin katilleri kimler?”

Öyle ya..

Çözüm sürecini bitirmek için, derin devlet iki polisi şehid etti ise..

Bunu da o alçak PKK’lılar gördüler ise..

Olayları seyretmeye devam etmeseler..

Yollara bombalar döşemeseler..

Ambulanslara varıncaya kadar, araçları geçiş sırasında patlatmasalar..

Derin devlet dediğiniz daha kaç cinayet işleyebilecekti ki?

Ve bir ayrıntı daha..

Varsayalım iki polisi, derin devlet öldürdü..

İyi de, taaa 2013’te, silahı bırakarak, sınır ötesine gitme sözü veren PKK’lılar, nasıl oldu da hemen ertesinde yolların altına döşedikleri bombaları patlatmaya başladılar.

Hani silahları bırakıp, sınır ötesine gitmişlerdi?

O bombaları hangi ara, nereden, kimden aldılar? Ne zaman yolların altına döşediler ki, Şanlıurfa cinayetlerinin hemen ertesinde, bombalı saldırı olmadığı günü görmeyecek kadar o vahşet günlerini yaşadık..

Onlar istediklerini söylesinler.

“Şanlıurfa’da iki polisi derin devlet öldürdü” desinler..

Onların bu sözlerine kimse inanmıyor..

Tıpkı, sınır ötesinden katili getirilen binbaşıyı, eşinin yanında öldürdüklerinde de, “Devletin iç hesaplaşması” dediklerinde, kimsenin onların sözlerine inanmadıkları gibi..

Reyhanlı saldırısı için yaptıkları algı operasyonunun sonrasında, gerçekler ortaya çıkınca, hepsinin suspus olmasındaki gibi..

Bu klik, bu algı, bu söylem, sadece ABD’ye, PKK’ya has bir olay değil..

Tüm solculara hakim olan bir karakter..

Uğur Mumcu öldürülür..

Dindar insanlar suçlanır..

Sonra failleri, Mumcu’nun eşi tarafından bile açıklanır ki, “Tuğlayı çekersek, duvar yıkılır” sözünün arkasında çıkar..

Necip Hablemitoğlu öldürülür..

AK Parti iktidarı suçlanır..

Sonra ortaya çıkar ki..

İnan Kıraç’ın avukatlığını yapan, Kemalistlerin MİT Müsteşarlığı koltuğuna oturtmak için yoğun çaba sarfettiği M. Levent Göktaş vardır, olayın arka planında..

Danıştay’da cinayet işlenir..

AK Parti’nin Adalet Bakanı, cami avlusunda, cenazeye gelen Kemalistler tarafından saldırıya uğrar..

Başörtü yasağını protesto için işlendiği iddia edilen cinayetin faili, 15 yıldır iki mantıklı cümle kuramayan bir avukat olarak karşımıza çıkar..

O avukatın, cinayet öncesinde, “Yolcuyu görmeli miyim” mesajını kime attığı, hâlâ ortaya çıkarılamadı..

“Yolda mı yoksa” mesajı ile ne demek istedi, kimden bilgi istedi, hâlâ aydınlatılamadı..

Ama Hablemitoğlu cinayeti nasıl ki, 20 yıl sonra aydınlatılıyor..

Bilin ki, Danıştay cinayeti de..

Madımak tezgahı da..

Misilleme olduğu söylenilen Başbağlar katliamının failleri de, gün gelecek, aydınlığa kavuşturulacak..

Duhok’taki saldırının da kimse sanmasın, üstü örtülecek..

Sivilleri öldürmeyi alışkanlık haline getiren kim ise, Güngören’de çöp kutusuna, Ankara’da otobüse, Kayseri’de ve daha nice yerde öğretmen-bebek-kadın demeden insanları kim öldürdü ise.. Duhok’taki katil de, odur!

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

şüayıp

Muhalefet hdp nin gönlünü etmek için ellerinden gelen bütün güclerini hükümet düşmanlığına harcıyorlar

yasemin

Herkesin okuması gereken yazı ALLAH cc razı olsun, Rahmetli Hasan KARAKA'nın yazıları gibi
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23