Korsanlardaki 15 gemici kurtarıldı, PKK’daki 13 kişi kurtarılamadı!
Türkiye Cumhuriyeti, Nijerya açıklarında bir gemiden kaçırılan 15 gemicimizi, üç haftada kurtardı mı?
Kurtardı..
Tamamını sağ salim Türkiye’ye getirdi mi?
Getirdi..
Bu Türkiye’nin uluslararası arenadaki gücünü gösterir..
Bırakın Türkiye’nin içinde.. Bırakın Türkiye’nin sınırındaki olayları..
Taa Nijerya açıklarındaki korsanların elinden bile, Türk gemicileri kurtarmasını bilen güçlü bir Türkiye var..
Ama ben diyeyim, eski Türkiye’nin defoları..
Siz deyin, 15 Temmuz darbesi sonrasında tasfiye edilen FETÖ’cülerin ihanetleri..
Ben diyeyim, “Bugünden sonra Allah’ın izni ile bir daha benzerini yapamazlar..”
Siz deyin, “Yapsalar da, anında tepelerine inilir..”
Sonuçta gerçek şu ki, 11’i 15 Temmuz hain darbesinden önce, FETÖ’cü generallerin açtığı alanlarda kaçırılan insanlarımız.
İkisi ise, 15 Temmuz hain darbe girişiminden hemen 2 ay sonra kaçırılan insanlarımız..
Yakın tarihte kaçırılan insanlar değil..
13 kişi, PKK’nın elinde rehine iken öldürülünce..
Medyada HDP’ye biraz sert çıkıldı..
Eski alışkanlıklarında olduğu gibi, “PKK’yı niye kınayalım ki? Bizim muhatabımız onlar değil. Biz devletin muhatabıyız” diyerek, kendilerini akıllı, milleti ise enayi yerine koymaya kalkışan HDP, nihayet işin ciddiyetini anlamış olmalı ki, MYK’sını topladı ve dün şu açıklamayı yaptı:
“Alıkonanların yaşamları rastlantılara ve çatışma ortamının insafına bırakılmamalı, ailelerin ve kamuoyunun talebine karşılık, PKK elinde tutmaya devam ettiği kişileri salıvermelidir.”
Kılçıklığını da elden bırakmayarak, bu açıklamayı yaptı.
O kılçıklık ne?
“Ulusal ve uluslararası insan hakları örgütlerini de bu olayı araştırmak üzere harekete geçmeye çağırıyoruz. Bu ölümler, tüm ayrıntılarıyla araştırılmalıdır.”
Olayın araştırılmasından yana bir çekincem yok.
Ama yüksek sesle, PKK terör örgütünü kınamadan.
Bugüne kadar öldürdüğü binlerce insanın varlığını görmezden gelerek.
Son olayda da, “PKK insan öldürmez ki!” türünden bir bakış açısı ile, gerçekleri tahrif eden bir mesaj verirseniz..
Bunun adı en nazik tabir ile, “kılçıklık” olur..
Ama kılçıklığın ötesinde tavır takınanlar da var..
Ona da dikkat çekmemiz lazım..
Sözde müttefik diye açıklanan ABD’nin tavrı, tam da HDP MYK’sının kılçıklığının bir benzeri..
Amerikan Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Ned Price konuşmuş..
Demiş ki:
“NATO müttefikimiz Türkiye’nin yanındayız ve son çatışmalarda hayatlarını kaybedenlerin ailelerine taziyelerimizi iletiyoruz.”
Buraya kadar tamam.
Üzüntülerini bildiriyorlar.
Peki şu cümleye ne diyeceksiniz:
“Türk sivillerin, terör örgütü olarak sınıflandırılan PKK tarafından öldürüldüğü yönündeki bilgiler doğrulandığı takdirde, bunu mümkün olan en güçlü şekilde kınamaktayız!”
“Terör örgütü olarak sınıflandırılan” ne demek, Price (Fiyat)?
Adının gereğini mi yapıyorsun?
Bir fiyatın var, o fiyatınla mı konuşuyorsun?
Binlerce insanı öldüren PKK, terör örgütü değil de, başkalarının öyle sınıflandırdığı bir örgüt mü?
Ve en az bunun kadar önemli bir rezalet daha:
“Bilgiler doğrulandığı takdirde.”
Ne yani?
5 yıl önce, 6 yıl önce kaçırılıp..
Kendilerinden haber alınamayan 13 insanın ölüsü, bir mağarada bulunmuş.
Kaçırılan insanlar, değişik yerlerden, değişik tarihlerde kaçırılmış ama, hepsi bir mağarada bulunmuş ise..
Ylllardır bu insanların PKK’nın elinde olduğu yazılıp-çizildiği halde, o kesimden hiçbir yalanlama gelmemiş ise..
Topluca aynı gün öldürülen bu 13 kişinin katilinin, kaçırdığı iddia edilen PKK’nın dışında, başka birileri olma ihtimali de mi var?
Açık açık söyle Price..
Ne demek istiyorsun?
HDP’li Hüda Kaya’nın ilk ağızdan attığı iftiradaki gibi, “Türk Silahlı Kuvvetleri öldürdü” demeye mi getiriyorsun?
Ağzının içinde geveleme..
Net söyle..
Ama bunu söyledikten sonra da.
Hazır ol.
Nasıl ki, Türkiye’deki Gezi isyanı için, “Kaygılıyız, endişeliyiz” açıklaması yapmanıza misilleme olarak, sizin Senato’nuzun basılmasında da, Türk Dışişleri “Kaygılıyız, endişeliyiz” açıklaması yaptı..
Bundan sonra, ABD’de şu okulda, bu okulda. Küçük-büyük, genç-yaşlı, kadın-erkek.. Ben kimsenin öldürülmesini arzu etmem ama.
Sizin yaptığınız küstahlığın sonucu olarak..
Yine sizin içinizdeki birileri, toplu katliamlar yaparlarsa..
Türk Dışişlerinin de, yine misilleme yapması normaldir..
Diyelim ki, sizdeki manyaklardan birisi, bir okulu bastı, öğrenci-öğretmen demedi..
15-20 kişiyi katletti..
Şöyle bir açıklamaya hazır olun:
“Eğer doğru ise, bu katliamı yapan kişiyi kınıyoruz.”
Bunun sonu nereye varır?
Yani, ABD, kendisi adam öldürüyor. Derin adamlar cinayetler işliyor. Sonra da onun bunun üzerine atıyor.
Sizin ahlaksızca yaptığınız iftira işte bu..
Siz bize iftira ederseniz..
Kendinize de aynı yakıştırmanın yapılmasına hazır olmanız gerekir..
Bu noktada CHP’lilere de bir çift sözümüz olmalı..
Bazı CHP’liler, Gara’daki 13 insanımızın katline, “Biz kurtarmak istedik de. Devletten yardımcı olan çıkmadı” açıklamaları ile, esas fail PKK’yı masumlaştırmaya çalışan açıklamalar bir yana.
Yüksek sesle, PKK’nın kınanmasını içeren bir açıklama da görmedik.
Niye?
Çünkü ortakları olan HDP’yi kızdırmak istemiyorlar..
Bu kafa ile giderlerse..
HDP’yi kızdırmamış olacaklar ama..
Kendi seçmenlerini kızdıracaklar..
Benden söylemesi..
Aynı şekilde.
Deva Partisi.. Gelecek Partisi için de aynı itirazlar söz konusu..
Çekingen tavırlarla, 13 insanımızın öldürülmesinin adeta geçiştirecek şekilde kınanması, bu partilerin kimlerle ne pişirdiklerini de göstermektedir.
Ve bu gerçek, seçmenin gözünden de kaçmamaktadır.