Kılıçdaroğlu ne zaman kaçacak?
Böyle bir başlık kullanmak istemezdim..
Ama kendisi, bu ülkenin cumhurbaşkanı için, hem de iki ayrı tarihte ayrı ayrı “Yurtdışına kaçacak” iftirası attı ise..
Özellikle de o cumhurbaşkanı, 15 Temmuz hain darbe girişimi gibi çok ciddi bir tehlike altında bile, ülkesini terketmedi ise..
Buna rağmen yakın tarihte Kemal Kılıçdaroğlu, bir defa daha, ‘Tayyip Erdoğan yurtdışına kaçacak” şeklinde ahlaksızca bir iftirada bulunmuş ise..
Müsaade edin de..
Somut veriler ışığında.
Ben de kendisine, benzer yönde bir soruyu yönelteyim..
Benim somut verilerim neler?
Kemal Kılıçdaroğlu’nun, yurtdışına kaçmış bir mafya babasının sürekli sözcülüğünü yapıyor olması..
Son olarak da, Kılıçdaroğlu’nun yine o mafya babasının iftiralarını dillendirdikten sonra, iddiaların masum tarafında yer aldığı öne sürülen kişinin dün Muğla’dan yurtdışına kaçmak isterken yakalanması..
Evet, onlar iddia ediyorlar, “şu kişi kaçacak” diye ama..
Kaçanlar, hep onların takımından..
17-25 Aralık emniyet darbesinde arka çıktıkları FETÖ’cüler, ikişer-üçer yurtdışına kaçtılar..
15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra, üçer-beşer yurtdışına kaçtılar..
Yurtdışına kaçtıkları ayan beyan ortada olan o hainlerin akıl babalığı doğrultusunda, burada algı operasyonlarına yine de devam ettiler..
Şimdi yurtdışına kaçan FETÖ’cüler bir yana..
Mafya babalarının peşinden gidiyorlar..
Mafya babalarının çökmek istediği hangi alan var ise, başarısız kaldığı an, CHP yönetimi ona destekçi olup, sanki başka birisi oraya çökmek istiyormuş gibi algı üreterek, “Çöküyorlar, çöküyorlar” bağırtısı ile, işledikleri suçları gizlemeye çalışıyorlar..
Ne oldu, son iftiraları..
Önceki akşama kadar, kopardıkları fırtınalardan, ne kaldı dün, gün boyunca medyaya intikal eden?
“Suç duyurusu yaptık, yapıyoruz”dan başka..
Suç duyurusu yapsınlar tabii ki..
Yapsınlar ki, kimler kimlerle iş kotarıyor, görelim..
Ve nihayetinde, dün bir gerçek daha ortaya çıktı..
AK Parti milletvekili ve başörtülü olduğu için hedef seçilen Zehra Taşkesenlioğlu’na yıkmaya çalıştıkları, “şu kadar milyon TL’lik malvarlığı var. Nereden gelmiş bu para” algısı..
Zehra Taşkesenlioğlu için ispatlanamadı ama..
Her boşanma dosyasında görebileceğimiz türden istenen astronomik tazminat talebini, sanki bir kadın ilk defa istiyormuş ve gerçekten o miktarlara da hükmedilirmiş gibi kamuoyuna takdim eden vicdansızlar..
40 milyon TL değerindeki taşınmazlara sahip olanın, Zehra Taşkesenlioğlu değil, mafya babası ile ortaklık eden koca konumundaki kişi olduğunu ve bu malvarlığının eski eşe devredildiğini, belgeleri ile görünce, acaba küçücük bir pişmanlık duydular mı?
CHP’yi bir kenara koyalım..
Mafya babasının iftiralarına, davul zurna çalarak eşlik eden; Tayyip Erdoğan’ın düne kadar yanında yer alan, bugün artık kendilerini siyasi arenadaki rakip olarak tanımlayan politikacılar.
17 Aralık emniyet darbesinin hemen ardından çektiği video ile, “Bu olumsuz şeylerin üzerine giden arkadaşlar, kimse onlar tanımıyorum, binde birini bile tanımıyorum. Bu işin üzerine ‘hukukun ve aynı zamanda sistemin, dinin ve aynı zamanda demokrasinin gerektirdiği şeyler bunlardır’ deyip arınma adına, yıkanma adına, temizlenme adına, kirlerin öbür tarafa kalmasına meydan vermemek adına bir şey yaparken dinin ruhuna aykırı bir şey yapmışlarsa, ...” diye başlayarak “ama öyle değilse” diye devam ederek “evlerine ateşler yağsın” bedduasını yapan ve o beddua kendisine dönen Fetullah Gülen’i tekrarlayarak, “Gün arınma zamanı” diyen Ahmet Davutoğlu..
Ve diğerleri..
Attıkları iftiraların altında ezilirken, CHP’ye yaptıkları koltuk değnekliğinin ne zaman farkına varacaklar?
Kadın dernekleri nerede?
Feministler nerede?
Bir tesettürlü eşin, ev içindeki kıyafetini çekip, bir mafya babasına yollayan kocaya sahip çıkanlar..
O ahlaksız kocanın gönderdiği videoyu sosyal medyada paylaşan ama, “Benim kızlarımı. Benim eşimi.. Benim kızımı bu işe karıştırmayacaktınız. Benim eşimi bu işe karıştırmayacaktınız. Kadın, bizim örfümüzde kutsaldır.. Bunu yapmayacaktınız. Şunu yapmayacaktınız”’ diyerek, Müslüman Türk halkının vicdanına hitap eden profesyonel algı operatörünün peşine takılanlar..
CHP’nin arkasında olduğu KRT televizyonu..
Halk TV..
Diğer kanallar..
Ve bu kanallara sabah akşam çıkıp, AK Parti düşmanlığı yapan Saadet Partililer..
CHP helalleşiyor öyle mi?
Görün işte, CHP nasıl helalleşiyor..
Ev içindeki bir görüntüyü, nasıl ahlaksızca yayınlıyorlar..
Aile diye bir kavrama inanmadıklarını, nasıl ispatlıyorlar..
Hani o görüntüde, bir haftadır hedef tahtasına koydukları milletvekilinin, yolsuzlukla ilgili bir suç kabulü olur, “mecburen verdiler” dersiniz..
Tam aksine..
Yolsuzluk yapanın, tam da mafya babasına özel görüntüyü izinsiz çekip gönderen ve dün de yurtdışına kaçmak isterken yakalanan boşanma aşamasındaki eş olduğu apaçık ortada iken..
“Ben Allah’a inanıyorum” diyen hangi Saadet Partili yetkili, o televizyon kanallarına çıkıp, “İktidara gelirsek şunu yapacağız” diyebilir?
Derse, onlara kim inanabilir?
Siz iktidara gelirseniz, dindar insanların evlerindeki özel görüntüleri mafya babalarının ellerine veren ahlaksız kocalarla işbirliği yaparsınız..
O görüntüler üzerinden tesettürlü insanları itibarsızlaştırmak isteyen solcularla işbirliği yaparsınız..
Davet edildiğiniz halde gelmediğiniz, çünkü yüreğiniz yetmediği Akit TV yerine, hemen her gün konaklandığınız tesettürlülere hakaret üzerine hakaret eden başörtü düşmanı kanalları tercih edersiniz..
Bakalım, bu milleti aldatabilecek misiniz?
Asr-ı Saadet vaadi ile anlatım yaparken, bu toplumu cahiliye dönemine götürmeye gücünüz yetecek mi?