Kemal’in “namusunu kurtarma” da AK Parti’ye düştü!
Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimi öncesi..
Tarih 8 Haziran 2018.
İktidara emin adımlarla ilerlediklerini açıklayan, Muharrem İnce’yi Cumhurbaşkanı adayı gösteren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bir vatandaş ile sokakta sohbet ediyor..
Vatandaş talep ediyor:
“Kırsal kesimdeki halk, analarımız, dedelerimiz şundan korkuyorlar: CHP gelirse, bizim başımız açtırır. Bunun sözünü verin. Muharrem İnce bunun sözünü verdi. Ama sizden de bunun sözünü bekliyorlar.”
Vatandaşın daha cümlesi bitmeden, Kemal Kılıçdaroğlu araya giriyor:
“Sözün ötesinde namus sözü veriyorum. namus sözü..”
2018 cumhurbaşkanlığı seçimini, CHP adayı kazanamıyor..
Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtü konusundaki “namus sözü”nü test edemiyoruz..
Altı ay sonrası..
Cumhurbaşkanlığı seçimini ve milletvekili seçimini kaybeden CHP, 2019 mahalli seçimlerine hazırlanıyor..
CHP, mahalli seçimlerde iddialı..
Mahalli seçimleri kazanırlarsa, cumhurbaşkanını erken seçime zorlayabileceklerini düşünüyorlar.
Mahalli seçimleri, cumhurbaşkanı ve TBMM seçimleri için, bir atlama taşı olarak görüyorlar..
Tarih: 18.12.2018.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Hak İş’i ziyaret ediyor.. Hak İş ziyareti sonrasında parti genel merkezine geliyor ve parti meclisi toplantısı öncesinde şu açıklamayı yapıyor:
“Hiçbir işçinin işine son vermeyeceğiz. Ben, bütün işçilere namus sözü ve garanti veriyorum. Eğer kazandığımız bir belediyede, belediye başkanı haksız yere bir işçinin işine son verirse, gelecek beni bulacak. Ben onun önüne düşeceğim, onun işini tekrar eski konumuna getireceğim ve eski işinde çalışma ortamını ona yaratacağım.”
Mahalli seçimler yapılıyor..
Cumhur İttifakı’nın elindeki İstanbul, Ankara, Adana, Antalya başta olmak üzere, birçok ilde İyi Parti ve HDP aday göstermiyor, CHP’li adayları destekliyor..
Veee..
Bu illerde CHP seçimi kazanıyor..
Seçimi kazanıyor..
Böylece “namus sözü”nü test etme imkanı buluyoruz..
“Bakalım, Kemal Kılıçdaroğlu’nun lügatında ‘namus sözü’ nasıl bir şeymiş görelim” diyerek, bekliyoruz..
Çok örnekler var ama..
En öne çıkan işçi çıkarmalardan birkaç tanesini size hatırlatayım..
Tarih: 24.06.2020.
CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu’nun belediye başkanlığı koltuğunu oturduğu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın iştiraki olan İSPARK’ın başına getirilen genel müdür, yüzlerce işçiyi işten çıkarıyor..
İşçilerin bir kısmı İBB önünde protesto yapıyorlar..
“Nerede namus şeref sözü veren Kılıçdaroğlu” pankartı açıyorlar.
Kılıçdaroğlu’na namus sözünü soruyorlar..
Kemal Kılıçdaroğlu’ndan tık yok..
Tarih: 16.09.2020.
Bu sefer Ekrem İmamoğlu’nun işten çıkardığı başka işçiler, İBB önünde değil, CHP’nin genel merkezine gidiyor..
Önce CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşmek istiyorlar..
Kemal Kılıçdaroğlu işten atılan İBB’li işçileri kabul etmiyor..
İşten atılan İBB’li işçiler, CHP Genel Merkezi önünde eylem düzenliyor, “Nerede namus-şeref sözü veren Kılıçdaroğlu?” açıklaması yapıyor ve İstanbul’a dönüyorlar..
Süreç içinde sadece İstanbul’da CHP’li belediye başkanının işten çıkardığı kişi sayısının 13 bin ila 15 bin arasında olduğu söyleniyor..
İBB’li yetkililer de, bu rakamları doğruluyorlar..
Kemal Kılıçdaroğlu’nun “başörtü yasağı getirmeyeceğiz” sözünü, Cumhurbaşkanlığı seçimini ve milletvekili seçimini CHP kazanamadığı için test edememiştik..
Ama mahalli seçimleri CHP kazandığı için, “Hiç kimseyi işten çıkarmayacağız” namus sözünü tes edebilme imkanı bulduk.
Ve maalesef ki maalesef, Kemal Kılıçdaroğlu, “İşten çıkarılanın önüne düşeceğim, ilgili belediyeye gidip, o işten çıkarılan işçinin hakkını savunacağım” şeklindeki namus sözünü çiğnedi..
Belediye başkanlığı seçimlerinin üzerinden 4 yıla yakın süre geçti..
Şimdi Cumhurbaşkanı, bir kanun hazırlığı içinde olduklarını açıklayarak, haksız yere işten çıkarılan belediye işçilerinin işlerine geri dönebilmelerine imkan sağlayacaklarını açıklıyor.
Böylece..
Kemal Kılıçdaroğlu’nun namus sözü dediği ve yerine getirmediği taahhütü, kanun zoru ile yerine getirilmiş olacak..
Kılıçdaroğlu’nun şeref sözü, kanun zoru ile yerine getirilmiş olacak.
Namus ve şeref, AK Parti sayesinde kurtarılmış olacak..
Ama benim aklım, “başörtü konusundaki namus sözü”nde..
Eğer CHP veya altılı masa seçimi kazanırsa.
Cumhurbaşkanı ve milletvekili seçimlerini altılı masa (Allah korusun) önde bitirirse..
Namus sözlerini yerine getirecekler mi?
Yoksa “işçi çıkarmacağız” şeklindeki şeref ve namus sözlerindeki gibi, üzerine bir bardak su mu içecekler?
“Çıkarılan işçinin önüne düşüp, belediyenin önüne giderim” diyen Kılıçdaroğlu’nun, kapısının önüne kadar gelen işçilerle görüşmediği gibi, CHP ve avanesi seçimi kazanırsa, başörtü mağduriyeti yaşatır mı ve mağdureler kapısına dayandığında, onlarla görüşme tenezzülünde bile bulunmamayı tercih eder mi?
Somut örneği verdim.
Namus sözü dediği konuda, sözünü nasıl çiğnediğini aktardım..
Ki, “işçi çıkarma” konusundaki namus sözünün yerine getirilmesi çok daha kolay..
CHP içinden hiç kimse de, bu namus sözünün yerine getirilmesine itiraz etmez..
Ama ya başörtü?
Hepimiz biliyoruz ki, bugün CHP içinde bulunan nice yöneticiler, ellerine bir fırsat geçerse, başörtülüleri değil kamu kurumlarından, üniversitelerden atacaklar.
Hatta hatırlayın Konya milletvekilleri Hüsnü Bozkurt’u; “ülkeden bile kovmaya” dünden hazırlar..
28 Şubat sürecinden örnek getirmiyorum..
Refah Partisi’nin, Fazilet Partisi’nin başörtü yasağını kaldırmak istediği için kapatılmasını, CHP’lilerin de bu kapatmayı alkışlamalarını söylemiyorum.
2008’de AK Parti’yi, başörtü yasağını kaldırmak istedi diye kapattırmaya çalıştıklarını anlatmıyorum..
Son mahalli seçim öncesinde verdikleri “namus sözü”nü ve onu çiğnemelerini hatırlatıyorum..
Ve Saadet Partililere çağrı yapıyorum: “Uyanın hacılar. Uyanın hocalar.. Uyanın hacı nineler..”