• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

İki vefat: Bir başörtü yasakçısı, bir başörtü mağduru

27 Ağustos 2025
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

İki vefat: Bir başörtü yasakçısı, bir başörtü mağduru

ALİ KARAHASANOĞLU

Emin Alıcı..

Profesör doktor..

Dokuz Eylül Üniversitesi’nde, 28 Şubat sürecinde tıp fakültesinde dekanlık, daha sonraki yıllarda aynı üniversitede rektörlük yaptı..

Başörtülü öğrencileri dekan olduğu dönemde tıp fakültesinden kovalarken, rektör olduğunda da tüm üniversitede yasağı uygulamıştı..

3 Ekim 1998 tarihli laikçi bir gazeteden aktarayım, yaşanılanları:


“Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi önünde toplanan bir grup türbanlı öğrenci ve avukatları, üniversite yönetiminin YÖK disiplin yönetmeliğinin uygulanmasında usulsüzlük yaptığını iddia etti. Türbanlı öğrencilerin derse alınmamalarını tutanakla tespit ettirmek isteyen öğrenci ve avukatlarına Fakülte Dekanı Prof. Dr. Emin Alıcı’dan cevap gelmedi. Sabahın erken saatlerinde üniversiteye gelen öğrenciler ve avukatları ile üniversite güvenlik görevlileri arasında gergin dakikalar yaşandı. Grup gittikten sonra iddiaları yanıtlayan Dekan Alıcı, ‘Anayasaya göre davranıyoruz. Laiklik ilkesi var. Devletin hukuk kurallarını uyguluyoruz. Kimseden emir almak zorunda değiliz. Yargısız infaz yapmıyoruz. Birçok türbanlı öğrenci başını açtı. Birkaç kişi kaldı’ diye konuştu.”

Tabii ki, Müslüman bir rektörün başörtü yasağı uygulamasından memnuniyet duyacak değilim.

Tabii ki, nüfus kağıdında dini hanesinde İslam yazan onlarca rektör de benzer bir yasağa imza atmıştı..

Ama size de ilginç gelmiyor mu, başörtü yasağı uygulayan bu rektörün, aslında kendisinin hristiyan olması..


Ben Müslüman bir insan olarak, Almanya’ya gideceğim.. Ve orada, bir öğrencimin kiliseye gitmesine engel olmaya kalkacağım.. Kendim Müslümanım ya.. Onun kiliseye gitmesine engel olmak istiyorum.. Bunu fikri planda savunabileceğime inanmıyorum.. Gerekçe olarak da, laiklik ilkesini öne çıkarıyorum.. 

Ve “Laiklik gereği, senin kiliseye gitmen yanlış” diyorum.. Aslında amacım, hristiyanın ibadet etmesini engellemek.

Kim kabul edebilir bunu?

Türkiye maalesef bu hoyratlığın birebir örneğinin bu ülkede yaşanmasını kabul etti..

Maalesef, bu soytarılığa onay verildi..

Bu adam, Atatürkçü ve laik bir yurtsever olarak tanıtıldı.. Laiklik gereği olarak, kız öğrencilerin başlarının açılmasının istendiği iddia edildi..


Ama adam, hristiyan çıktı..

Vefatı ile ilgili cenaze töreninin Süryani kilisesinden kaldırılacağı belirtildi.

Ben merak ediyorum, Süryani kilisesi, bu yasakçı adamın yaptığı zulmü onaylıyor mu?

Kendilerinin din insanı olarak giydikleri kıyafetleri de..

Kiliselerindeki görevli bayanların kıyafetlerini de, bu adam üniversitede çatısı altında görmek istemiyordu.

Kim bilir, “Müslüman isen, başın örtülü gelemezsin, hristiyan isen geç” diyor da olabilir..

Kimse bana, “yıllar öncesinin olaylarını yine günümüze taşıyorsun, ne istiyorsun, amacın ne” demesin..

Tevafuka bakın ki, gazeteci Fehmi Koru’nun eşi, yıllar önce hem üniversitede öğrenci iken, hem de üniversitede öğretim üyesi iken başörtü yasağına muhatap olmuş Nebahat Koru da, önceki gün vefat etmiş..

Allah rahmet eylesin. 

Allah merhameti ile muamele etsin..

Allah mekanını cennet etsin.

Kimseye ayrımcılık yapmıyorum.

Gönlüm, Emin Alıcı için de, velev ki hristiyan bile olsa..

“Allah kusurlarını affetsin” diyebilmekti..

Diyebiliyor muyum?

Başörtü yasağını uygulayan bir zalime, nasıl “Allah rahmet eylesin” diyebilirim?

Nebahat Koru, Ege Üniversitesi’nde okuyor, aynı üniversitede öğretim üyesi oluyor ve bu üniversitenin başörtü yasağına muhatap oluyor.

Emin Alıcı ise.

Ege Üniversitesi’nden doğan Dokuz Eylül Üniversitesi’nde öğretim üyesi, dekanlık, rektörlük yapıyor.

Nebahat Koru ve binlerce Nebahat Koru’ya dünyayı dar etmek için didiniyor, Kemal Alemdaroğlu’nu anlatımı ile “bilimsel faaliyetleri erteleyerek, mücadelelerini başörtüye teksif ediyorlar..

Ve bu zalimler, bugün bize, laikçilik hikayesi anlatıyorlar..,

Müftülerin ağzından, laiklik güzellemeleri yapılmasını sağlıyorlar..

Cumhuriyet gazetesi ve Sözcü gazetesinde ilanlar verilmiş..

“Akademisyen dostları” imzası ile yayınlanan taziye ilanında, Emin Alıcı için şunlar söyleniyor:

“Ülkesinin sorunlarını çözme konusundaki örnek duyarlılığı”..

Sahtekarlığa bakar mısınız..

“Birçok türbanlı öğrenci başını açtı. Birkaç kişi kaldı” diyebilen bir dekan için, “sorunları çözmede örneklik”ten bahsediyorlar..

“Gerçek yurtseverliği ile binlerce öğencisine rol model oldu” diyorlar.

Ne kadar yalancısınız..

Bu ülkede, öğrencisine baş açtıran birisinin yurtseverliğinden nasıl bahsedilebilir?

Ki, bir de bu konuda örnek olduğu söylenebilsin..

“İyi hekim olmanın, iyi insan ve iyi yurttaş olmaktan geçtiğini bizlere öğretendi” denilmiş, taziye ilanında..


 

Siz nerede yaşıyorsunuz beyler..

Alaska’da mı?

Bir öğrenciden bahsetmiyoruz. Binlerce, on binlerce öğrencinin zorla başını açtırmaktan bahsediyoruz..

Siz bize, iyi hekim olmanın, iyi insan olmak ve iyi yurttaş olmaktan geçtiği doğru sözünü kullanıp, örnek olarak da bir zalimi önümüze koyuyorsunuz..

Hristiyan olduğu halde, Müslüman öğrencinin başındaki dini amaçla takılmış örtüye engel olan, ama kendisinin hristiyan olduğunu gizleyen bir adamdan, bir riyakardan bahsediyorsunuz..

Ve “erdem”den bahsediyorsunuz.. “Ezilenin yanında durduğunu iddia ediyorsunuz..

Bizi kahkahalarla güldürüyorsunuz..

Beyler var mısınız.

Dürüst olmaya..


 

En azından bugünden sonra.

İnsanların ibadetlerine karışmamaya..

Karışıyorsanız, zalim olduğunuzu kabul etmeye..

Kendinizi iyilik meleği gibi gösterip, başkalarının hayatlarına müdahale etmemeye..

Kimseyi Taliban olmakla suçlamayacağınıza söz veriyor musunuz.

Siz Saadet Partisi’nin CHP payandasi yöneticileri.

Söz veriyor musunuz..

AK Parti’nin bu ülkede yapamadığı iyileştirmeleri istismar ederek, bu ülkeyi 28 Şubat kafasına teslim etme girişimlerinize son vermeye..


 

AK Parti’yi Gazze’ye asker gönderemiyor” diye eleştirirken.

Türkiye’de Müslümanlara Filistinlilerin yaşadıklarını yaşatanlarla birlik olmamaya söz veriyor musunuz..

İsrail ile mücadele edelim, eyvallah..

Peki, Türkiye’de dindar insanlara İsrail’in zulümlerini yaşatmaya kalkışanlarla niye ittifak yapıyorsunuz?

Emin Alıcı ile birlikte, CHP’yi iktidara taşımaya niye çalışıyorsunuz?


 

Ne kadar net bir tablo..

Birisi başörtü mağduru Nebahat Koru.. Eşi, CHP’yi güzelleyen, AK Parti’yi yerden yere vuran bir gazeteci.

Diğeri başörtü yasakçısı Emin Alıcı.. Kendisi ve yakınları, hep birlikte, alnı secdeli Tayyip Erdoğan’ı cumhurbaşkanlığından uzaklaştırmak için, Atatürkçülük kisvesi ile geceli gündüzü çalışanlar topluluğu.

Hâlâ mı uyanmadınız.

Hâlâ mı “Armudun sapı, üzümün çöpü” tartışmasındasınız?

ALİ KARAHASANOĞLU

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Taharri i Hakikat

Mükemmel bir yazı. Rahmetli Yavuz Bahadıroğlunun dediği gibi, Müslümanda namaz niyazdan önce şuur olmalı. Artık baba katili ile babam bir safta. Bî-saadet ve sâireler kendilerine istiklal mahkemleri kuranları ve üniversite kapılarında coplatanları artık medh ü senâ ediyor. Zaman çok iyi bir mihenk taşıymış. Ne yazsasnız anlamayacaklar maalesef.

F Bolukbasi

Zaten hersey Kemalistlerin sucu ... maalesef sayilari da cok fazla ,,, !! kafirler icin yasasin cehennem vesselam
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23