Duydunuz mu Boğaziçililer, ABD’de rektör istifa ettirildi!

Türkiye’de algı üzerine algı oluşturanlar..

“Üniversiteler bağımsızdır, özgürdür, yöneticilerini de kendileri belirler” diyerek, kendi kafalarından adamların rektör olması için baskı üzerine baskı kuranlar..

Halkın çoğunluğunun seçtiği Cumhurbaşkanı’na, bir üniversiteye rektör seçme hakkı bile tanımayanlar..

Yıllardır üniversite rektörlerini zaten cumhurbaşkanı atarken..

Öyle ki, halkın direkt cumhurbaşkanını seçmediği dönemlerde dahi, rektörler cumhurbaşkanı tarafından atanırken..

Şimdi halk, direkt kendisi cumhurbaşkanını seçtiği halde.

Bugünkü cumhurbaşkanına rektör ataması yapmasını bile çok görenler.

Somut örnek, Boğaziçi Üniversitesi’nde hâlâ devam ettirilen öğretim üyelerinin “rektörü biz belirlemeliyiz” eyleminde gördüğümüz tavrı.. 

Şimdi Amerika’daki bir üniversitede yaşanılanlar üzerinden yorumlayalım..

Pensilvanya Üniversitesi Rektörü Liz Magill, Filistinlilere üniversite içinde yardım toplandığı, İsrail’in gösterilerle kınandığı iddiaları üzerine, Amerikan kongresinde siyasilerin sorgulamasına tabi tutulmuş..

Heyy Boğaziçililer..

Hey soldan çarklı üniversiteliler..

Amerika’da neler oluyor, bir açıklasanıza..

Üniversite özgürlüğü nerede?

Akademi hürriyeti nerede?

Siyasi bir mekanizma olan Kongre, üniversite rektörünü sığaya nasıl çekiyor. 

Rektörden nasıl hesap soruyor.. 

Hesap öyle soruluyor ki, baskıya dayanamayan rektör, istifa etmek zorunda kalıyor..

Hani, bir yolsuzluk isnadı vardır..

Bir usulsüzlük iddiası vardır..

Anlarım..

Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın, tam da yolsuzluk isnadı ile görevden alındığında..

Üniversitelerin özgür ve özerk olması gerektiğini iddia ederek, yolsuzluk isnadında bile üniversite yönetimine dokunulamayacağını öne sürenler.. 

Şimdi..

Tam da temel haklarla ilgili, hatta hayat hakkı ile ilgili olarak, üniversite içinde etkinlikler düzenlendiği için, bir rektör baskı ile istifa ettiriliyor..

Oysa..

Tam aksine, üniversite içinde, insanların hayat haklarına sahip çıkılmadığı takdirde, dünyanın neresinde olursa olsun, katliamlara itiraz edilmediği takdirde, rektörden hesap sorulması gerekirken..

Katil İsrail olunca..

Soykırımcılar, İsrailli yöneticiler olunca.

Üniversitedeki, insan hayatını önceleyen etkinlikler, üniversite rektörünün istifası ile sonuçlanıyor..

Pensilvanya Üniversitesi’nin rektörü istifa ettirilmiş..

Amerika’daki iki üniversite rektörü de sırada imiş..

Biz anlamadık, bu işi.

Boğaziçili öğretim üyeleri bir izah ederlerse, seviniriz.

“Bizde üniversite eğitimi, ABD’deki eğitimin yanında solda sıfır kalır” diyen soldan çarklı Kemalistler, Boğaziçi Üniversitesi’nin kampüsü içindeki alkollü içecekler verilen lokalleri, pavyon niteliğindeki yerleri bile bilimsel özgürlüğün gereği diye bize yutturmaya çalışanlar..

Bilimsel özgürlük adı altında talep ettikleri saltanatın dayanağı olarak da, bize Avrupa’yı, Amerika’yı gösterenler..

Şimdi geldiğimiz noktada..

Amerika’daki üniversite rektörlerinin, Amerikan Kongresi’ne gidip, hesap vermek zorunda kalmalarını bize bir anlatsınlar..

Kimbilir belki, ABD’deki rektörler, haklarını bilmiyorlardır..

Bizim burdaki Boğaziçilililer, onlara öğretsinler, “Biz bilim insanıyız. Burası üniversite.. Biz özerk kurumlarız. Bize kimse karışamaz” demelerini sağlasınlar..

Tabi, dinleyen olursa..

Yıllarca tepemizde boza pişiren Kemalistlere bakıyorum..

Üniversitelerin özgür ve bağımsız kurumlar olduğunu, siyasetin karışmaması gerektiğini söyleyen medya organlarına bakıyorum..

Üniversite içinde; siyasi iktidar aleyhine terbiyesizce, küstahça yapılan eylemlerin bile, özgürlük adı altında bize yutturulma girişimlerini gözümün önüne getiriyorum..

ODTÜ mezuniyet törenlerinde, bu ülkenin cumhurbaşkanına, siyasetçilerine yönelik densiz, seviyesiz, hakaret içerikli pankartları hatırlıyorum..

Mezuniyet törenindeki o seviyesizliklere itiraz eden öğretim üyelerinin, nasıl itibarsızlaştırıldıklarını aklıma getiriyorum..

Kemalist akademisyenler adına ben utanıyorum..

Ve..

Soruyorum..

Heeyyy. Üniversitelerin özgür olmasını haykıranlar..

Nereye saklandınız..

Kendi ülkenizin siyasetçilerini tahkir eden öğrenciler, öğretim üyeleri için özgürlük istiyordunuz..

Bakın, Amerika’daki bir üniversitede, bırakın kendi ülkelerindeki siyasileri tahkir etme sebebi ile rektörün istifa ettirilmesini, ABD ile resmi bir birlikteliği olmayan İsrailli yöneticilerin hakkettikleri sıfatla hitap edilmesine bile, tahammül edemiyorlar ve istifayı dayatıyorlar..

Anayasa’dan maddeler eşliğinde, üniversitelerin özerk yapısını bize tane tane anlatan, bilgiçlik taslayan akademisyenlerimiz..

O dediğiniz özerklikten, Amerika nasibini alamamış mı?

Niye istifa ettirdiler, Pensilvanya Üniversitesi rektörünü.

Pensilvanya deyince..

Aklımıza FETÖ geliyor..

Olur ya, belki FETÖ’nün başındaki adamı rektör yapacaklardır.

Hatırlasanıza, Mavi Marmara gemisi, Gazze’ye yardıma giderken, İsrail ordusunun katliamına maruz kaldığında..

Fetullah Gülen ne demişti:

“Otoriteden izin alınmalı idi.”

Otorite dediği de, İsrail..

Sonrasında da, “İsrailli bir çocuk öldürüldüğünde ağladığı”nı söylüyordu..

Şimdi binlerce Filistinli çocuk katledildi.

Ama..

Amerika tarafından korunup kollanılan, Türkiye’ye iade edilmeyen Fetullah Gülen’den tek açıklama duyamadık..

Riyakârlıkları görüyor musunuz.

Alın Kemalistleri.. Vurun FETÖ’cülere..