CHP açıklasın, yüzde 400 kazanan bankada üç yöneticiyi kim atıyor?
Gözümüzün içine baka baka, nasıl da gerçekleri gizliyorlar..
Bir yandan helalleşme çağrısı yapıyorlar..
Bir yandan yeni yeni zalimlikleri hayata geçiriyorlar..
Yalanlar, iftiralar eşliğinde, her türlü ahlaksız iftirayı hiç sıkılmadan tekrarlıyorlar.
Önceki akşam, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, alelacele bir video çekimi ile piyasaya çıktı..
Bir yandan faizin “radikal şekilde artırılması”nı isterken..
Bir yandan da, “tefecilik” mavalı ile, algı operasyonlarına imza attı.
“Şimdi bu tefeci şirketler tehdit edecekler fakiri fukarayı. Bunlar mafyadır. Sakın ödemeyin” dedi.
Kemal Kılıçdarıoğlu, gerçekten tefeciler için bunu söylüyorsa, hep birlikte kendisine destek çıkalım..
Ama kendisi, “Faiz oranlarını artırın, dar gelirli insanların belini bükün.. Paradan para kazananların, daha çok para kazanmasını sağlayın” anlamına gelen “Faizleri yükseltin” tezini Türkiye’nin gündemine ısrarla dayatırken..
Diğer taraftan da, faizi düşürmek için didinen siyasi iktidarın kurguladığı düzenin “tefecilik” olduğunu iddia ediyorsa..
Yalan söylüyorsa..
“Seçime 9 ay kaldı..
Her türlü yalanı söyleyeyim.. Her türlü iftirayı atayım..
Zaten seçimi kazanamayacağım.
Belki yalanlarımla, iftiralarımla, küçücük bir ihtimal de olsa.. Seçimi kazanırsam.. O zaman kazancım büyük..
Bu kazanç için de, her türlü yalanı söylemek bana haktır” diye düşünüyorsa..
Kimsenin bu söyleme, destek çıkmaması gerekir.
O videoda söylüyor, Kemal Kılıçdaroğlu:
“Erdoğan’ın gemisine binip halkımızı soyup soğana çeviren herkesle benim bir derdim var. Hiçbirinizin gözünün yaşına bakmayacağım” diyor..
Halkı soyup soğana çeviren kim varsa, buyursun mücadele etsin..
Ama önce kendi milletvekillerinin, bel altı olaylarını bir çözsün..
Kendisinden önceki genel başkandan başlayın..
Halen milletvekili olan bir çırpıda sayacağım isimlerin yatak odası görüntülerini çözememiş olan bir genel başkan, “halkın soyup soğana çevrilmesi”nden bahsederek, yalan söyleyerek, ancak iftira etmiş olur..
Somut örneğini vereyim..
Bankacılık sektörü ile ilgili, Kılıçdaroğlu’nun açıklamalarının daha net bölümünü verip, ardından hepimizin bildiği bilgiyi tekrar sizinle paylaşayım..
Diyor ki Kemal Bey:
“Bazı meseleler var. Bu meseleler göründüğü gibi değil, sizin de bilmenizde yarar var. Önce bu faizler meselesini bir konuşalım. Dünya faizleri yukarıya çekiyor, Merkez Bankamız faizi indiriyor. Erdoğan da nas algısı yapıyor. Ben size olan biteni çok basit bir dille anlatayım. Faiz artıran ülkeler yatırımcıları ve dolayısıyla dövizi kendi ülkelerine çağırıyor. Faiz düşürenler de haliyle yatırımcıya ve dövize gelme demiş oluyorlar. Açıkça söylemek gerekirse dışarıdan gelmesi zaruri olan dövize ulaşmamızı bizzat Merkez Bankamız zorlaştırıyor. Yani dövizi kıt hale getiriyor.”
Afedersiniz, “Ülke katar katar satılıyor” diyen kimdi?
“Türkiye güvenli değil. Yatırımcılar gelmesin” diyen, Kemal Kılıçdaroğlu değil miydi?
“Türkiye’nin en değerli arsaları, Araplara satılıyor” diyen, Kemal Kılıçdaroğlu ve takımı değil miydi?
Şimdi, dövizden bahsediyor..
Yatırımcıların gelmeyeceğinden bahsediyor..
Varsayalım, dedikleri doğru..
Ne istiyor?
“Faizleri artır” diyor..
Peki faizler artırıldığı zaman, paradan para kazananlar, yani Kemal Bey’in karşı çıkar gibi göründüğü tefeciler kazanmayacak mı?
Kemal Bey, nasıl bir mantık ile konuşuyor, anlayabilen var mı?.
Ve sözü, direkt bankalara da getiriyor, Kemal Bey:
“Piyasada kıt olan her ürünün fiyatı artar ya kredi de bir ürün, onun da fiyatı artıyor. Banka bakıyor piyasa şartlarına bu ürünün fiyatı artıyor. Ucuza aldığını size piyasa fiyatına satıyor. Doğal bir şey bu. Peki sonu? Bankalar için yüzde 400 kâr artışı sizler için sefalet. Ne yapmış oluyor Erdoğan? Ekonomik olarak en savunmasız kitlenin, hayatta kalmak için kredi almak zorunda olan kitlenin son parasını da alıyor.”
Bankalar, yüzde 400 kâr ediyorlarmış..
Bankaların kârları, faiz yüzde 13’e indiği halde yüzde 400 ise, bir de faizi yüzde 30’lara çıkarırsanız, kimbilir yüzde kaç kâr ederler..
Bunu hiç düşünüyor mu, Kemal Bey?
Daha önemlisi..
Hiçbir siyasi partide olmayan şekilde..
CHP, bir bankada ortak.
Öyle yüzde 1 falan değil..
Bankanın üçte biri, CHP’nin..
Bankanın ismi, Türkiye İş Bankası..
Ve o bankanın yönetim kurulu üyeliklerinin üçünü, bizzat CHP belirliyor..
Maval okumuyorum..
Resmi bilgileri aktarıyorum..
Siz, Türkiye’nin en büyük özel bankalarından birisinin, hatta birincisinin % 29 ortağı olacaksınız..
O bankanın yönetim kurulu üyelerinin üçünü direkt siz belirleyeceksiniz..
O isimleri, eski milletvekillerinizden, eski bakanlarınızın çocuklarından seçeceksiniz..
O bankadaki sizin belirlediğiniz yönetim kurulu üyelerine, “Yüzde 400 kârı nasıl gerçekleştirdiniz. Kimden kazandınız? Siz kazanırken, halk ise sefalete düştü.. Nasıl yöneticilersiniz siz?” demiyor..
“Ekonomik olarak en savunmasız kitlenin, hayatta kalmak için kredi almak zorunda olan kitlenin son parasını da alıyorsunuz, nasıl iş yapıyorsunuz siz?” demiyor..
Dönüyor, “Katarlılar tıp fakültelerine sınavsız girme hakkı kazandı” diyerek aldattığı üniversite adayları örneğinin hesabı kendisinden sorulmadığı için..
Çok daha katmerlisini..
Bu sefer dar gelirli halk kesimini aldatmak için dillendiriyor..
“Dar gelirli insanlar üzerinden yüzde 400 kazanç elde ediliyor” diyor..
Ama o kazancın en büyüğünü, kendisinin atadığı üç yönetim kurulu üyesinin bulunduğu bankanın elde ettiğini söylemiyor..
Ver bir talimat, atadığın yönetim kurulu üyelerine..
“Yüzde 400 kâr nedir” de..
“Yüzde 50 kâr, neyinize yetmiyor?.. Düşürün kâr oranlarınızı.. Haksız yere kimden faiz aldı iseniz, yüzde 400 kâr elde ederken, kimden fazla para aldı iseniz.. Verin kendilerine” de..
Ben de Kemal Bey’in samimiyetine inanayım.
Bu yazıya, lütfen Türkiye İş Bankası cevap vermesin.
Lütfen, bana açıklama falan yollamasınlar.
Bir açıklamaları var ise, Kemal Kılıçdaroğlu’na göndersinler.
Ben durup dururken, kimseyi hedef almadım.
Kimsenin adını, durduk yerde yazıda geçirmedim.
Kemal Kılıçdaroğlu çıkıyor, Türkiye İş Bankası’nın da içinde bulunduğu bankalar üzerinden, suçlama yapıyor ise..
Bana değil, Kemal Kılıçdaroğlu’na cevap verilmesi gerekir..