• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

“Boğuluyoruz, boğuluyoruz, anlamıyor musunuz!”

26 Ağustos 2023
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

Avrupa Birliği’nin yeni internet içeriği denetimi yasası dün yürürlüğe girdi..

Eğer aynı içerikteki yasa, dün itibari ile bizde yürürlüğe girmiş olsaydı..

Veya, şöyle söyleyelim..

Avrupa Birliği’ne girebilmemiz(!) için, ev ödevi olarak bize sunulan listede yer aldığından dolayı, AK Parti iktidarı tarafından yürürlüğe konulan bir yasa olsaydı..

Bizdeki tüm entel-danteller, gazetesi ile, internet sitesi ile, televizyonu ile, sosyal medya mecraları ile ayaklanmışlardı..

“Boğuluyoruz.. Boğuluyoruz. Anlamıyor musunuz” demişlerdi..

Sloganlar şöyle olurdu:

“Darbeden kurtulduk, ‘demokrasi’de boğuluyoruz!”

“Kuşatma altında boğuluyoruz!”

“Meclis’ten geçti: Türkiye’de artık bir ‘sansür yasası’ var!”

“Tek adam devleti!”

“Herkesi boğacak bir yasa”

TBMM’de soldan çarklı milletvekilleri ile, ülkücü geçinen ve onlara yanaşan muhafazakar vekiller hep birlikte afişler hazırlayıp, gösteriler düzenleyeceklerdi..

Afişlerde yalan haberin cezasız olmasını, kendilerince makul gerekçelerle sorgulayarak, şu ifadelere yer vereceklerdi:

“Yalan haber kime ve neye göre?”

“Sosyal medyama dokunma”

“Sansür yasasına hayır”

“Basın ve ifade özgürlüğü istiyoruz”

“Anayasa’ya aykırı yasa geri çekilsin” 

Yukarıdaki her bir slogan ve talebi, somut haberlerden alıntıladım. Hiçbirini, kendi hayal dünyamdan üreterek buraya koymadım..

Evvelki dönemlerde, sosyal medya ile ilgili çok daha basit yasa değişikliklerinde atılan sloganlar, açılan dövizler, işte bu içerikte idi..

Dün AB’da yürürlüğe giren yeni yasadan dolayı ise, Avrupa ülkelerinde de, bekledim ki, küçük marjinal gruplar da olsa, bir-iki itirazda bulunsunlar..

Yok.

Kimse, “boğuluyoruz” da demiyor.

Kimse, “Özgürlük hakkımız, söke söke alırız” da demiyor..

Kimse, “Tek adam devleti” de demiyor..

Kimse, “Yeter artık, istenmiyorsun, anlamadın mı?” diyerek, durduk yerden şov yaparak, sandık sonuçlarını etkilemeye kalkışmıyor, sanki halkın büyük çoğunluğu kendileri gibi düşünüyormuş gibi algı oluşturmuyor..

Oysa, dün yürürlüğe giren Dijital Hizmetler Yasası(DSA)’nda bakın neler varmış..

Sosyal medya, arama motorları ve diğer büyük sitelerde, şeffaf olmayan uygulamalar ve yasa dışı içeriği kaldırmak zorunlu olacak..

Kimse demiyor, “Şeffaf olmayan uygulama ne demek? Kime göre, neye göre?”

Oysa CHP’li milletvekilleri, TBMM’de “yalan haber, kime göre, neye göre?” dövizleri ile boy göstermişlerdi..

Dün yürürlüğe giren yasa, öyle dar bir kapsamla sınırlı da değil..

AliExpress, Amazon Store, AppStore, Booking.com, Facebook, Google Play, Google Haritalar (Maps), Google Arama, Google Alışveriş, Instagram, LinkedIn, Microsoft Bing, Pinterest, Snapchat, TikTok, Wikipedia, X (Twitter), YouTube ve Zalando; şu anki kullanıcı sayılarına göre, kanun kapsamındalar..

Yasadaki en önemli maddelerden birisi, nefret söylemini engelleme, dezenformasyonla mücadelede etme amacına matuf düzenlemeler..

Yok öyle, durduk yerde, bir Müslümanı sakallı olarak ve tepesinde bir takke ile çizip, altına da “Gerici, yobaz, Atatürk düşmanı” vesair aklına ne geldi ise saydırmak..

Yok öyle, “Katarlılar Tıp Fakültelerine sınavsız girebilecek. Türk öğrencilere Tıp fakültelerinde kontenjan kalmayacak” yalanları ile üniversite öğrencilerini sınav günü tedirginliğe düşürmek..

Yok öyle, “1.5 milyon Suriyeliye vatandaşlık verildi, oy kullanacaklar ve siyasi iktidarı onlar belirleyecek” yalanlarını atıp, yayıp, bu yalanların hesabını vermemek..

Yeni yasa açık açık yasaklıyor, “etnik köken, siyasi görüş gibi hassas konulara dayalı her türlü reklam yasaktır.”

Dolayısı ile, Ümit Özdağ sokaklarda şov yapamayacak..

Göçmenler aleyhine etnik köken farklılığı sebebi ile düşmanlık organize edemeyecek..

Türk vatandaşı da suç işliyor. Göçmenlerden de suç işleyenler oluyor. Ama sırf göçmen düşmanlığı yapmak için, bir Türk, Suriyeli esnafa saldırdığı halde, “Koşun Türkler, burada bir Suriyeli göçmen, bizim vatandaşımızı boğazlıyor” derseniz..

Yaptırımlara muhatap olacaksınız, en azından sosyal medyadaki paylaşımınızı kaldıracaksınız, kaldırmayanların hesabı, o platform tarafından askıya alınacak....

Şunu da not edelim..

Ben bunları yazarken, Avrupa hayranlığım veya “onlar ne yapıyorlarsa, en güzelini yapıyorlar” bakış açısında asla değilim..

Avrupa’daki Müslüman düşmanlığının boyutunu biliyorum.

Göçmen düşmanlığının, açık denizde botları batırmak için, silah sıkmaya vardığını..

İngiltere’nin göçmenleri bir gemiye doldurup, onları adeta ölüme terk etme vahşiliklerine imza attıklarını çok iyi biliyorum.

Bunların sosyal medyada benzer tahriklerde bulunacakları engelleme noktasında samimiyetlerine de asla inanmıyorum..

Benim dikkat çekmek istediğim, Avrupa’da çıkarılan kanunların, Türkiye’de tartışıldığında, birilerinin hemen “Sansür geliyor. Özgürlüklerimiz kısıtlanıyor” diyerek, sanki o kanun sadece Türkiye’de çıkarılmak isteniyormuş, dünyanın hiçbir ülkesinde yokmuş gibi bir hava oluşturmaları..

Vahşette de.. Yalanda da.. Etnik köken kaynaklı ayrımcılıkta da..

Batının sabıkasını biliyoruz..

Ama onlar da, ABD’si ile Avrupa’sı ile bir ayrıma giderek, kendi içlerinde bir ihtilaf yaşarken..

Toplumun belli derin merkezlerden yönlendirilmemesi için tedbirler almaya çalışırlarken..

ABD emperyalizmine, Avrupa dahi isyan ederken..

Benim isyanım da; Türkiye’deki kendisini emperyalizm karşıtı olarak tanıtanların, Amerikancılık oynamalarına..

Gezi isyanında provasını yaptıkları toplumu yönlendirme organizasyonlarının çok daha büyüklerine hazırlananların..

Gençleri ölüme sürükleyip, sonra da hesabını devletten sorma ahlaksızlıklarının tekrarlanmaması için, o algı operasyonlarını ifşa etmemiz gerekir..

İmamın keçisinin çalınması olayını, “İmam keçi çaldı!” diye okuyucusuna aktaran Cumhuriyet gazetesinin vukuatının, 1960’larda kalması, 2023’lerde tekrarlanmaması için, dünyada sosyal medya ile ilgili düzenlemeler neler, Türkiye’de neler, halkımızı bilgilendirmeliyiz..

Üç tane CHP’linin, iki tane HDP’linin, sosyal medya üzerinden Türkiye’yi kurgulamasına izin vermemeliyiz..

Sanatçı bozuntularının, “şu kadar milyon takipçim var” havası ile Türkiye’yi yönetmeye kalkanların heveslerini kursaklarında bırakmalıyız..

Bir avuç azgın azınlığın kamuoyunu yanlış yönlendirmesini önlemeliyiz..

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

abc

Chpkkhdpkknın eseridir diyecektin herhalde

Pakistan 1947 de kuruldu

Sanıyorum türk değilsin istiklal savaşı tarihini, cumhuriyetin ve iş bankasının kuruluş tarihlerinide bilmiyorsun cunki,senin tiynetindekilerde , yalan iftira ve cehalette sınır yok....son bisey söyliyeyim,,,, senin yedi ceddin dokunamadi,, iş bankasına........... ..lions ve rotarylarida MUSTAFA KEMAL atatürkten başka hiç kimse kapatamadı....
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23