• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

Bayan voleybol, erkek voleybol, kızlar olimpiyatı, Adana ve Esenyurt!

01 Ağustos 2023
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

A Milli Kadın Voleybol Takımı, ABD’nin Teksas eyaletinde oynanan 2023 FIVB Milletler Ligi’nin finalinde Çin’i 3-1 yenerek tarihinde ilk kez şampiyon olmuştu.

Hem haberini yaptılar, hem de dindar insanlara, saldırı vesilesi yaptılar..

Voleybolda, rakipleri dindar insanlar değildi..

Ama sanki dindar insanlarla maç yapmışlar da kazanmışlar gibi, “nasıl yendik ama” diyerek, nanik yaptılar..

“Sevinin, sevinin. Türk takımı yendi” dediler..

“Çin yenseydi, hiç sevinmezdik.. Bizim itirazımız, Türkiye’ye yönelik değil.. Bizim itirazımız, voleybolcuların da isteği dışında, onlara dayatılan bacak gösterileri. Yenen de o baskı altında. Yenilen de..” dedik..

Ama dinletemedik.. 

Bir hafta geçti-geçmedi..

Türkiye, 3. Avrupa Kızlar Bilgisayar Olimpiyatı’nda Türkiye olarak 1 altın, 1 gümüş ve 1 bronz, 55. Uluslararası Kimya Olimpiyatı’nda da 1 altın ve 3 gümüş madalya kazandı..

Türkiye’nin başarısından dolayı sevindik.

Başarılı olan kızlarımız arasında, başı açık-başı kapalı ayrımı yapılmadan, kim ehil ise, o yarışmaya götürülmüş.. Orda da, başı açığından da, başı kapalısından da, başarı kazanan olmuş..

Bunu görünce, bir defa daha sevindik..

Gurur duyduk..

Ama baktık.. 

Bayan voleybolcularda havalara zıplayanlar, şimdi kızlar olimpiyatındaki Türkiye’nin başarısının adını bile anmıyorlar..

Amaç, Türkiye’nin başarısı ise. 

Bu da Türkiye’nin başarısı değil mi?

Amaç, bayanların başarısında, erkeklere nazaran, pozitif ayrımcılık yaparak, biraz daha fazla sevinmek ise..

Tesettürlülerin de olduğu bilim olimpiyatındaki başarıdan dolayı da, bayan voleybolcularda havalara havalara zıplayanların hiç gecikmeden, hemen sevinç gösterileri yapmaları gerekmez miydi? 

Gerekirdi..

Ama onların derdi Türkiye’nin başarısı değil..

Onların derdi, bayan voleybolculara yapılan baskılarla, bacak gösterisi yapılmasından yola çıkarak, dindar insanların bu konudaki itirazları üzerinden, onlara saldırmak.

Onun için de, bayan voleybolunda yeri göğü inletiyorlar..

Kimya olimpiyatlarında ise, öğrenciye yakışır kıyafetlerle katılındığı için, ayrıca kızların içinde bazıları da tesettürlü olduğu için..

O zaman, sevinmiyorlar..

Havalara zıplamıyorlar..

Hemen ardından, önceki gün, A Milli Erkek Voleybol Takımımı da FIVB Challenger Kupası’nda şampiyon olmuş..

Bekledim ki..

Bayan voleybolunda bas bas bağıranlar..

Şimdi de erkek voleybolundaki başarı için, havalara zıplasınlar..

Ama nerde..

Hemen tamamı, görmezden geldiler..

Ve en nihayetinde..

Muhalefet medyasının, zehirlerini çok net şekilde akıttıkları somut bir örneğe gelelim.

Geçtiğimiz hafta Adana’da, HÜDA-PAR il teşkilatına bir saldırı düzenlendi.

Bıçaklı bir kişi, HÜDA-PAR İl Başkanı Salih Demir ve İl Sekreteri Sacit Pişgin’i namaz kıldıkları sırada bıçakladı.

İl Sekreteri Sacit Pişkin şehid oldu..

Bu cinayetin, Akit dışında (Bir de HÜDA-PAR’a yakın yayın çizgisi ile bilinen Doğru Haber dışında) hangi gazetede manşetten haberleştirilip, kamuoyunun dikkatine sunulduğunu gördünüz?

Seçim öncesi şeytanlaştırmaya kalkıştıkları HÜDA-PAR’a yapılan bu saldırıda, Millet İttifakını destekleyen yayın organlarının da, aslında sorumlulukları vardı.

“Cumhuriyet düşmanı” diyerek, “Anayasa’yı değiştirmeye çalışacaklar” diyerek, “Domuz bağı ile insanların öldürülmesinden yargılandılar” denilerek iftira üzerine iftira attıkları HÜDA-PAR’lılara yapılan saldırının tetikçisi kadar, bu iftiraları atanlar da benim nezdinde cinayetten sorumludur..

Savcılık, hedef gösterme niteliğindeki o yayınlar için bir işlem yapmadı.. 

Ama en azından, HÜDA-PAR’ı hedef tahtasına koyanlardan, saldırıyı geniş şekilde haberleştirip, görünür hale getirmelerini beklerken, çoğunun saldırıyı birinci sayfalarından bile vermediklerini gördük..

Bitti mi?

Ne mümkün..

İstanbul Esenyurt’ta, bir tekel bayiine yapılan saldırı ve iki kişinin ölmesi ile ilgili olay yaşanır yaşanmaz..

Hürriyet’inden başlayın, hemen tüm gazeteler, televizyonlar, internet sitelerinin, olayı birinci haber olarak kamuoyuna sunduğunu gördük..

Eğer kıstas, insan canı ise..

Bunlar için insan canı kıymetli ise. 

Adana’da da bir can kaybedildi..

 Ona niye gerekli ilgiyi göstermediler?..

Cinayetin hunharlığı, bunlar için önemli ise.

Adana’daki cinayetten daha hunharcası mı var?

Secdedeki insana bıçakla saldırmaktan daha vahşi bir fiil olabilir mi?

Neresinden bakarsanız bakınız, muhalefet destekçisi medyanın kirli yüzünün ortaya çıkarıldığı iki örnekte, Adana’daki cinayete sessiz kalınırken, Esenyurt’taki cinayet için, “Mafya şehirlere hakim” başlıklarından tutun, “silahlanmanın ülkeyi getirdiği sonuç” şeklinde atılan başlıklara kadar bir sürü bakış açısı ile olayın üzerine gidildiği riyakarlığına şahit olduk..

Hani derinlemesine baksanız, Esenyurt’taki saldırıda, iki taraf için de belli kusurlar atfedilebilinir.

Öldürülen de, kısa süre önce, öldürenin ailesinden birisini silahlı saldırı ile yaralamış..

O ona saldırmış, sonra da bu, diğerine saldırmış..

Ama Adana’daki olayda, ölen ve yaralanan HÜDA-PAR’lılara atfedebileceğiniz hiçbir kusur yok..

Buna rağmen, “Esenyurt aşağı, Esenyurt yukarı” söylemi ile tepemizde boza pişirenler..

Esenyurt’ta hiç kimsenin tasvip etmediği bir olay üzerinden, siyasi iktidara bile saldırarak, “şehirler mafyaya teslim edildi” eleştirisi yapanlar..

Kendi tahrikleri sonucunda, Adana’da masum iki kişinin bıçaklanması, birisinin şehid olması üzerinden, küçücük bir pişmanlık açıklamasında bulunmadılar..

Medya dürüst olmalı..

Siyasetçiler dürüst olmalı..

Ülkeyi yönetmeye talip olanlar, dürüst olmalı..

HÜDA-PAR’a saldırı sonrasında, Millet İttifakı’nın CHP’si, İyi Parti’si tek açıklama yapmaz iken..

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu bunu içine sindirebiliyorsa..

Sonra da, Esenyurt’taki saldırı akabinde, “Şehir mafyaya teslim” açıklaması yapıyorsa..

Hatırlatmamız gerekir, “Dön de ortaklarına bak!”

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Kemal

Sizin gibileri domazes biber sovani bol emekli maasina yani paraya ihtiyac duyulmayan randevusuz ilaci doktoru kapiya gelen vs vs ihtiyac kavramina ihtiyac duyulmayan bir adaya kapatsalar...gene aglayacak seyler bulursunuz.ama alibey yoksa nice olur haliniz...

Salih

Ali senin babanin oglu degil.önce üslubunu degistir.sükretmeyi macan ilk siktiginda nasil olsa ögrenirsin.birde her caya corbaya maydonoz olmasan seninle okey bile oynanir.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23