• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Karahasanoğlu
Ali Karahasanoğlu
TÜM YAZILARI

“Akdeniz’de maceracı söylem” mi, “fırsatları kaçırdık” mı?

25 Kasım 2022
A


Ali Karahasanoğlu İletişim: [email protected]

 

Söyler misiniz, “Kişisel kaprisiniz yüzünden Akdeniz’de fırsatları kaçırdık” diyen bir kişi, anı zamanda şu cümlenin altına imza atar mı?

Tarih doktoru olmasına, yıllarca üniversitede öğretim üyeliği yapmasına, İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturmasına, şimdi Cumhurbaşkanlığına veya başbakanlığa aday olmasına gerek yok..

Mantıklı, tutarlı, ne dediğini bilen bir kişi, şu cümleyi imza attıktan sonra, yukardaki cümleyi kurabilir mi:

“Doğu Akdeniz ve Ege’deki güç dengelerinin aleyhimize değişmesine sebep olacak ve Türkiye’nin çok boyutlu dış politika gerekliliklerine zarar verecek gerilimlerden ve maceracı söylem ve politikalardan uzak kalınmalıdır.”

Doğu Akdeniz’de ve Ege’de maceracı söylem ve politikalardan uzak kalınmasını isteyen ifade, 30 Mayıs 2022 tarihli, altılı masanın ortak açıklaması..

Altında İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in de imzası var..

AK Parti iktidarını beğenmiyorlar..

Frenliyorlar..

“Akdeniz’de maceracı söylem geliştiriyorsunuz, bu yanlış” diyorlar..

“Ege’de gerilim oluşturuyorsunuz, bu yanlış” diyorlar..

Üzerinden 6 ay geçiyor..

Tayyip Erdoğan, Sisi ile el sıkıştı diye..

Bu sefer aynı Akşener, “Kişisel kaprisiniz yüzünden Akdeniz’de fırsatları kaçırdık” diyor..

Meral hanıma soralım, “Sizde mantık bu kadar mı?”

Hatta “Sizde tutarlılık bu kadar mı?” diyelim..

Ama mantık da, tutarlılık da, Meral hanımda sıfır..

Aynı zamanda Türk tarihinde doktora yapmış ama..

Orda da, aktüel gelişmeler ışığında söyleyebiliriz ki, alabileceği not ancak sıfır..

Türkiye, İsrail ile, Mısır ile ilişkileri askıda olduğu için, Akdeniz’de bazı avantajlarını kullanamıyormuş gibi bir durum ortaya çıkmıştı..

Burası doğru..

Ama Tayyip Erdoğan, Cihat Yaycı gibi vatanperver amiraller sayesinde, İsrail’e de Mısır’a da öyle bir gol attı ki..

Ağızları açık seyrettiler..

Anlaşmayı Libya ile yaptık..

Hem de..

Akşener’in ortağı CHP, “Libya’da ne işimiz var. Libya’ya askerimiz gitmesin” dediği bir konjonktürde, Türkiye Libya’ya asker de yolladı, Libya ile anlaşma da imzaladı..

Mısır’ı da, İsrail’i de ağzı açık seyrettirdi..

Yakın tarih doktoru Meral hanımın bu gelişmelerden de haberi yok, sanırım..

Sırf kılçıklık olsun diye, Meral hanımın Mısır’da 2013 yılındaki Sisi’nin organize ettiği askeri darbenin dönüm taşlarından Rabia ve şehid Esma üzerinden açıklamasına ne dersiniz? 

Akşener’in açıklaması şöyle:

“Rabia işareti yapa yapa gezdiği elini, Sisi’ye kaptırmış, Esma’nın onurunu da, Katar’da bırakıp, gelmiş oldu. Ne diyelim, hayırlı, uğurlu olsun. Seçimlere yaklaştığımız şu son düzlükte, bundan sonra yeni işaretiniz olarak, Rabia Meydanı’yla Esma’yı değil, artık, Napolyon’u hatırlarsınız...”

Meral hanım bu sözleri ile..

“Rabia’dan niye vazgeçiyorsunuz.. Biz sizi destekliyorduk.. Esma’nın onurunu niye bıraktınız. Biz Esma’nın onurunu korumaya devam edelim diyorduk” tutumunu deklare ediyorsa..

Meral hanıma “Allah razı olsun” deriz..

“Bu yolda, ayağına taş değmesin” duamızı ederiz.. Ama acaba öyle mi?

Meral hanım, “Rabia işaretini terkediyorsunuz” derken..

“Esma’nın onurunu Katar’da bıraktınız” derken..

“Bize ne Rabia’dan. Bize ne Esma’dan.. 9 yıl önce, sadece el sıkışma değil. Çok daha ötesinde, Sisi ile işbirliği yapılmalıydı.. Hatta Esma’nın etrafındakileri de Sisi’nin ortadan kaldırması için, yardım etmeliydik” diyorsa.

Bunu da zaman zaman şu ifadelerle dillendiriyorsa:

“Mısır’la inatlaşma olmasaydı Doğu Akdeniz konusunda emin olun elimiz daha güçlü olurdu...”

Akdeniz’deki haklarımızı alabilmemiz için, darbecilere eyvallah etmemizi isteyen Akşener..

Aslında o “eyvallah etme” ile birlikte, hakkımızı da kaybedeceğimizi bilmiyor muydu?

Tutarsızlık.. Tutarsızlık..

Neresinden bakarsanız bakınız, mantıksızlık..

Öylesine tutarsızlık ve mantıksızlık ki..

Cumhur İttifakının bulunduğu masayı, kumar masası olarak nitelendiriyor ama..

Kendi oturduğu Millet İttifakı masasının her türlü çıkar çatışmasının yaşandığı, farklı görüşlerin bulunduğu bir masa olduğunu, görmezden geliyor..

Seçimde çıkacak değişik oy dağılımı ihtimalleri ile, birbirine taban tabana zıt partilerin ittifakını kumar masası olarak nitelendirmiyor da..

Üçü de aynı çizgideki Cumhur İttifakı üyelerinin bulunduğu masayı kumar masası olarak nitelendiriyor..

Oysa, varsayalım, Millet İttifakı seçim kazandı..

Libya’ya asker göndermeye devam edecek miyiz, etmeyecek miyiz?

Nasıl belirlenecek?

Büyük ortaklardan CHP hayır diyor..

Diğer büyük ortak İP, “evet” diyor..

Buyrun söyleyin, kumar burda mı, üçü de “evet” diyen Cumhur İttifakı masasında mı?

Yine K. Irak ve Suriye’ye asker gönderme konusunda..

CHP “Hayır” diyor. İP ise “evet” diyor..

Nihayetinde, K. Irak ve Suriye’ye asker gönderecek miyiz, göndermeyecek miyiz?

Millet İttifakı’nın net bir kararı var mı?

Yok.. Zar atacaklar..

Sonucuna göre karar verecekler..

Çünkü birinin “evet” dediğine, diğeri “Hayır” diyor..

Millet İttifakı’nın farklı görüşleri “ölümüne savundukları” daha onlarca konu var.. 

Ve nihayetinde geliyoruz, CHP Genel Başkanı’nın, durduk yerde yaptığı “Başörtü hakkını, kanuni güvenceye alalım” teklifinin geldiği aşamaya..

Cumhur İttifakı, “Kanuni güvencenin ötesinde, anayasal güvence sağlayalım” deyince, CHP yan çizmişti..

Bir hinlik düşünüyor diye tahmin etmiştik.. Dün Millet İttifakı adına yapılan açıklamalarda, mutabakat sağladıkları anayasa değişiklikleri konularında, “başörtü” ile ilgili bir madde olmamasına rağmen, “Hayvan hakları” ile ilgili bir konu bulunması, “hinliğin ne olduğu”nu bize göstermiş oldu..

İnsanların başörtü hakkını anayasaya yazalım deyince, “Yok, olmaz” diyenler..

Şimdi.. “Hayvan haklarını anayasaya alalım” diyorlar..

“Hayvan hakları anayasaya alınmasın” düşüncesinde değilim..

Alınabilir..

Ama Millet İttifakı’nın küçük ortaklarından Ahmet Davutoğlu’nun, başörtü konusunda bile bile, “Anayasa’ya girmesi referanduma giderse, büyük yanlış olur” demesinin üzerinden daha saatler geçmiş iken..

Şimdi hayvan hakları konusunda, gözlerini kapatıp, anayasa değişikliği istiyorlarsa, sorayım hepsine: “Hayvan hakları konusu da, referanduma giderse, yazık değil mi, bu milleti bu konuda kutuplaştıracaksınız?”

Tabii ki bu soruyu ciddi olarak sormuyorum..

Karşımdakilerin “hin”liklerini ispat için soruyorum..

Cevabını vermemek için, köşe bucak kaçacaklarını da biliyorum.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

şüayıp

Muhalefet hakıkatları karalamak değildir

Benden de sana bir soru

Diyelim ki referandumda hayır oyu yüzde 51 çıktı. Başörtüsü yasaklansın dermisin.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23