İçimizde umut var
Hava buz gibi soğuk, karla karışık yağmur atıştırıyor; rüzgâr kılıç gibi, elimi, yüzümü kesiyor. Sabahın alacakaranlığı, saat 6.30. Evden çıktım, o muhteşem İstanbul Hava Limanına gideceğim ve 9.15 uçağına yetişeceğim. 1980’li yıllarda öğretmenlik yaptığım Suşehri yolcusuyum. Dava ve gayret adamı Abdullah Akbaş’ın davetlisiyim.
Milletimizin temiz evlatlarına ümit vermek, rehberlik etmek, tecrübe paylaşmak ve “biz adam oluruz, yeniden büyük bir medeniyet kurabiliriz” şuuru ilham etmek istiyoruz. Anadolu, bağrında Asım’ın nesli yetiştirmek ve İslam medeniyetini yeniden kurmak azim ve kararında nice yiğitler barındırıyor.
Uçakta ümit zekâsını kâşifi Muharrem Demir’in İÇİMİZDE UMUT VAR isimli kitabını okumaya başladım. Heyecan fırtınası bir kitap, baştan sona ümit dolu. Yer yer şiirimsi bir üslûp kullanıyor eğitimci Muharrem Demir. Şu satırlara bayıldım:
“Bir çocuk gibi büyür içimizde umutlarımız. Bir çiçek gibi açar, sağanak yağmurlar gibi yağar gönlümüze. Bir kuş gibi uçar uzaklara.
Umulmadık bir anda aniden geri döner ve koşar üzerimize umutlarımız.
Sular seller gibi çağlar ve gözyaşımızı siler umutlarımız.
Gönül kapımızı sevgiyle çalar, beklenmedik bir misafir gibi.
Neşe dolar dört bir taraf ve bertaraf olur karanlıklar, karamsarlıklar, kararsızlıklar. Aydınlanır yüreğimiz, aydınlanır ufkumuz ve aklanır alnımız ve aklımız…”
İnsanları harekete geçiren düşünceleri ve ümitle aldıkları kararlardır. Hedefi ve ümidi olmayan insan harekete geçmez. Hayat mücahede, mücadele ve harekettir. Ümidini yitiren insan ölmüş demektir, ondan zaferler beklenmez.
Muharrem Demir soruyor:
“Umutlarımız olmasa nasıl yaşarız? İçimizde büyük bir umut var. Umudumuzda Allah var.”
Allah’ın rahmetinden ümidini kesmek günahtır. Yüce Rabbimiz, rahmetinden ümit kesmememizi emreder.
Kur’an bize iyi insan olmayı, iyilikler yapmayı, iyilik için çalışmayı emreder.
“Ey kendileri aleyhine aşırı giden kullarım, Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Şüphesiz Allah bütün günahları affeder çünkü o çok bağışlayıcı ve çok merhametlidir.”(Zümer,53)
Muharrem Demir ümit dolu bir eğitimci, milletimizi ve ülkemizi çok seviyor, milletimizi yeniden ayağa kaldıracak, ümit dolu, bilgiye önem veren erdemli nesiller yetiştirmek için çırpınıyor. Hem sahada çalışıyor hem kalemiyle yüreklere ümit pompalıyor. Diyor ki:
“Bizim içimizde her daim umut vardır. Allah’a, vatana ve millete dair. Hayata ve insana dair. Aşka, sevgiye ve muhabbete dair; anaya, babaya ve balaya dair. Sonu belli yaşama ve yaşam sonrası sonsuzluğa dair. Biz Kaf Dağı’nın Simurgu, bu milletin umuduyuz!”
Yazarın heyecanı, ümidi, iyi insanlar yetiştirme gayreti alkışlanmaya değer. 144 sayfalık kitap gençlere ümit ve başarma heyecanı vermek yazılmış.
“Niyet et, nasıl olsun; hayal et, gerçek olsun!” diyor yazar ve büyük hedefler gösteriyor okuyucuya.
“Allah güzel düşünüp güzel davrananları sever.” (Al-i İmran, 148)
İşin içinde Allah rızası oldu mu insan her zorluğa katlanır, her meşakkati göze alır, her engeli aşar. Muharrem Demir, bize engelleri aşmayı, kâmil insan olmayı ve güzel işler başarmayı tavsiye ediyor.
İçim ümitle doldu. Erzincan Havalimanında beni iyi işler başarmak, iyilik yapmak ve Allah rızası kazanmak isteyen kıymetli dostlarım Abdullah Akbaş ve eğitimci Göksal Soylu karşıladılar. Karlı dağları aşarak Suşehri’ne ulaşmak için yollara düştük. Yol boyu gençlerimize yol gösterme; iman, ümit ve heyecan verme meselelerine kafa yorduk.
Akşam KYK yurdunda üniversite öğrencileri ile sohbet ettim. Beyin gücünü keşfetme, etkili ve verimli kullanma sanatını anlattım. Özellikle şu noktalara vurgu yaptım:
“Beyin insanın sahip olduğu en önemli ve en büyük servettir. 1 lt su, 150 gr yağ, 130 gr protein, 15 gr şeker, 10 gr tuzdan meydana gelen beynin öğrenmesi, okuması, anlama ve düşünme gücü, düşündüklerini hayata geçirme bilincine sahip olması mucizedir. Bilinç metafiziktir, madde ile izah edilemez. Hiç kimse su, yağ, şeker, tuz ve proteinleri canlandıramaz, düşündüremez.
Cansız varlıklara hayat vermek Allah’ın mucizesidir. Beyin öğrenme programlıdır; gözümüz görme, kulağımız duyma, ayağımız yürüme programlıdır. Okuyup öğrenelim, düşünelim ve iyi işler yapalım diye Allah kitap göndermiş. Kutsal kitap bize dünya ve ahiret mutluluğunu kazanma yollarını öğretir. Kâinat da bir kitaptır. Fizik, kimya, biyoloji, astronomi, matematik, geometri bilimleri kâinat kitabını okuyan ilim dallarıdır. İlim, fen ve sanatta ileri gitmek için çok çalışmalıyız.
Her zafer beyinde kazanılır, her zafer beyinle kazanılır.
Beynimizi verimli kullanmalı; ilim, sanat ve ahlak yarışında Hans, Abraham, Eva, Marya, Elizabet’i geçmeli, insanlığa huzur ve mutluluk verecek bir anlayış geliştirmeliyiz; merhamet medeniyeti kurmalıyız.”
Öğrencilerin gözlerindeki ışıltılar harikaydı. 1.5 saat anlattım, sorular sordum, sorulara cevaplar verdim.
Yeniden diriliş ve medeniyet kurma ümidiyle dolu olarak üniversitelilere veda ettim.
İlim, ahlak, sanat ve marifet hünerlerini kuşanmış “diriliş nesli yetiştirme” sevdasıyla okullarda, belde ve şehirlerde sohbet sofraları sermeye dostlarımızla birlikte devam ediyoruz, elhamdülillah.
Beyin Vitamini: İçimizde Umut Var, Beyin Gücünü Etkili Kullanma Sanatı isimli eserleri okuyucularımıza hararetle tavsiye ederim. Ümitsiz, bilgisiz ve heyecansız gemilerin ulaşacağı liman yoktur.