• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ahmet Varol
Ahmet Varol
TÜM YAZILARI

Cezayir ile Fas arasındaki ihtilaf

27 Ağustos 2021
A


Ahmet Varol İletişim: [email protected]

Sömürgeci güçler, doğrudan sömürgecilikten dolaylı sömürgecilik dönemine geçmeleri sürecinde, dünyayı değişik tanımlamalarla küçük devletlere ayırdı. Bu devletlerin kendilerine muhtaç olması ve kendilerinden destek istemek zorunda kalması için de birtakım iç ve dış problemler ortaya çıkardı. Bunların başında da sınır problemleri gelmektedir. Ayrıca devletlerin çoğunun siyasi yapılanmaları belli bir etnik unsurun öncelikli konumuna göre şekillendiğinden bundan rahatsız olan unsurların ya hak arama veya bağımsızlık iddiasıyla ayrımcı hareketler ortaya çıkarmaları için siyasi, sosyal ve psikolojik şartlar oluşturuldu. 

Bugün İslam dünyasında birbirine komşu ülkelerin birçoğu arasında sınır ihtilafı vardır. Bu ihtilaflar zaman zaman savaşların fitillerini de ateşleyebilmektedir ki özellikle İslam âleminin parçalanmasından sonra bu tür sınır tartışmalarından dolayı birçok savaş ortaya çıkmıştır.

Ayrıca birçok ülkede bağımsız, özerk, federal veya kendine özel şartları olan ayrı bir idari yapı oluşturma amacıyla ortaya çıkarılmış gerilla örgütleri veya ayrılıkçı oluşumlar bulunmaktadır. 

Birbirine komşu ülkeler aynı zamanda aralarındaki sınır ihtilaflarından veya siyasi anlaşmazlıklardan dolayı birbirlerinin iç sorunlarını kullanmaktadırlar. Bu tür stratejik hesaplarla bazen bir ülke kendi sınırları içindeki ayrılıkçı örgütün “terör örgütü” olarak tanımlanmasını, başka bir ülkeyle siyasi ve diplomatik ilişkilerinin temel şartı olarak öne sürerken, ihtilaflı olduğu ülkedeki ayrılıkçı harekete siyasi ya da askeri destek verebilmektedir. 

Bu tür sorunlar Cezayir’in kuruluşundan beri bu ülkeyle komşusu Fas (resmi adıyla Mağrib Krallığı) arasında da bulunmaktadır. 

Cezayir halkının Fransız işgaline karşı sekiz yıl sürdürdüğü savaşın zaferle sonuçlanması ve 1962’de Cezayir’in resmen bağımsızlığını elde etmesinin hemen ardından, 1963 yılında, Fas ile Cezayir arasında bir sınır anlaşmazlığından dolayı Kum Savaşı (Harbu’r-Rimal) adı verilen bir savaş çıktı. Çünkü Fas, Cezayir sınırları içinde kalan Tinduv ve Beşar bölgelerinin kendisine ait olduğunu iddia ederek, buraları istiyordu. Cezayir ise buraları savaşarak özgürleştirdiğini savunduğu için vermek istemedi. Savaş 20 Şubat 1964’te Afrika Birliği ve Arap Birliği’nin aracılığıyla imzalanan ateşkes anlaşmasıyla sonlandırıldı. Ama her iki ülkeye ağır maliyeti oldu. Cezayir kendi vatandaşlarından 850 kişinin öldürüldüğünü açıkladı. 

Her ne kadar ateşkes sağlanarak savaş sonlandırıldıysa da bu olay, iki ülke arasında derin bir yara açılmasına neden oldu. 1969 ve 1972’de imzalanan sınır hukukuna riayet anlaşmaları da yaranın kapanmasını sağlayamadı. 

Daha sonra Fas, Cezayir’i sıkıştırmak amacıyla onun sınırları içinde yer alan Kabail bölgesinde ortaya çıkmış olan ayrılıkçı örgütlere destek vermeye başladı. Cezayir ise bu örgütlerin terör örgütü olarak tanımlanmasını istiyordu. 

Öte yandan Fas’ın da kendi içinde başka bir yarası vardı ki o da yıllardan beri kapanmayan Batı Sahra meselesidir. Burada her ne kadar uluslararası platformda bağımsızlığı tanınmış olmasa da Batı Sahra Demokratik Arap Cumhuriyeti adında ayrı bir yönetim mevcut. Cezayir de Fas’ın bu yarasını kullanarak Batı Sahra’daki yönetime destek verdi. 

Bu arada karşılıklı sorunlardan dolayı vize uygulamaları, sınırları kapatma, büyükelçileri geri çağırma gibi muhtelif sorunlar yaşandı. 

Fas’ın BM Daimi Temsilcisi Ömer Hilal de Bağlantısız Ülkeler Hareketi’nin 13-14 Temmuz  2021 tarihlerinde düzenlenen toplantısında yaptığı konuşmada Cezayir’in Kabail bölgesinde sömürgeci olduğunu iddia ederek, bu bölgedeki halkın self determination hakkını desteklediklerini söyledi. 

Buna kızan Cezayir, Fas yönetiminden Hilal’in söz konusu açıklamasının kendi kişisel hatası mı yoksa Fas’ın resmi görüşü mü olduğu hakkında açıklamada bulunmasını talep etti. Aradan geçen bir aylık süre içinde herhangi bir açıklama yapılmaması üzerine Cezayir Dışişleri  Bakanı Ramtan Lamamra, Fas’la diplomatik ilişkileri kestiklerini duyurdu. 

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Ali Alper

Tarih kitaplarında bahsedilmeyen birşeyi dikkat çekmenizi hatırlatmak isterim. Sömürgeci işgalci Emperyalist devletlerine karşı İstiklal yada Bağımsızlık savaşı veren Milli Güçler ülkelerini bağımsız devlet yapıyorlar ve gururla bayraklarını ülkelerinde dalgalandırıyorlar. Kendi halkına da bakın artık bağımsız bir devletiz ülkeyiz diyerek tatlısu yalanları ile aslında sömürgeciliğin yeni bir çeşidini uyguluyorlar. Yeni öğrendiğimiz bilgi olan Fransa dan bağımsız olan sözde devletlerin heryıl Fransa ya sömürge vergisi verdiklerini duyunca bu nasıl bir bağımsızlık demiştim. Aslında işgalci Fransa sömürdüğü katliamlar yaptıkları için hem vergi hemde tazminat ödemesi gerekirken. Yada celladına aşık misali sömürge devletler nasıl bağımsız devlet oluyorlar ki resmi yada gayriresmi dillerini Fransızca yapıyorlar hala anlamış değilim. Demekki bağımsızlık savaşı sadece hikayeler ve sahte kahramanlar üretmekmiş meğer !!!!! Tarih kitaplarında da sahte bağımsızlık hikayeleri ile sahte kahramanlar ile o sözde bağımsız devletlerde meğerki yeni bir sömürgecilik uygulanıyormuş yeni haberimiz oluyor. Fransız sömürgesi başta Cezayir ve Tunus daki bu yeni söm ürgecilik türevi de bizim ülkemizde de ne yazıkki Türkiye de uygulanıyor hala farkında bile değiliz. Bizlerede Tek ve son bağımsız Türk devleti Türkiye diye yıllardır tarih kitaplarında basın medya da yalan söylemedilermi !!!!!!!! Hala Türkiye yi bağımsız bir ülke zannediyorlar.!!!!!!
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23