Üniversite tercihleri ve özel gereksinimli (engelli) sporcular…
Lise mezunu öğrencilerin şimdi önlerinde tercih etmeleri gereken üniversite ve bölümleri var. Hangi okula, kaç puanla gidilecek, bulunduğu şehirde mi yoksa kazanacağı bölümlere bağlı olarak başka illeri mi tercih etmeleri gerekir, şeklinde ardı ardına sorular. Bu sürecin önemli bir kesimini de engelli bireyler oluşturmaktadır. Kariyer belirlemede üniversiteli olmayı hedef edinen engelli bireylerin, hangi okulda eğitim alacağı tercihinde mekân, sosyal ve kültürel faaliyetler, daha da önemli eğitimde erişebilirlik gibi hususlar önem taşımaktadır. Ülkemiz nüfusunda %12-13 gibi bir rakama ulaşan engellilik oranı, konunun ehemmiyetini de ortaya koymaya yetiyor, sanırız. Bununla ilgili Yükseköğretim Kurumu (YÖK) yükseköğretime giriş ve eğitim sürecindeki engelleri ortadan aldırmak için, geçmişten günümüze ‘engelsiz erişim’ ve ‘engelsiz eğitim’ başlığı altında çalışmalar yürütüyor…
YÖK’ÜN ENGELSİZ ERİŞİM VE EĞİTİMİ
Bazı kesim ‘engelsiz erişim’ ve ‘engelsiz eğitim’ sürecinin önemini farkındayken, bazıları ise engellilik konusuna ‘kör ve sağır’ oldukları için, gerekli titizliği göstermekten aciz. 2022 Engelsiz Üniversite Ödüllerine baktığımızda, Engelsiz Üniversite Bayrakları kategorisinde Aksaray Üniversitesi 29 Bayrak, Sakarya Üniversitesi 27 Bayrak, Mersin 21 Bayrak şeklinde sıralanıyor. Engelsiz Program Nişanında ise sıralama Ege Üniversitesi 8 nişan ile birinci, 9 Eylül Üniversitesi 7 nişan ile ikinci, Başkent ve Sakarya Üniversiteleri 5’er nişanla sıralanıyor. Dileriz bu üniversitelerimiz bünyesindeki Spor Bilimleri Fakültelerine Engellilerde Egzersiz ve Spor Eğitimi Bölümlerini açmış olsunlar… Devam edelim. YÖK Başkanı Erol Özvar’ın YÖKSİS verilere dayanak göstererek yaptığı açıklamada, üniversitelerde farklı engelli düzeyinde 50 bin civarında öğrencinin olması, yapılan çalışmaların önemini ortaya koyuyor. Bir yandan sürecin önemini belirtirken, diğer taraftan, geçmiş dönemde yine YÖK tarafından öğrencilerin üniversite tercihlerini gerçekleştirirken mekânda, sosyokültürel faaliyetlerde ve eğitimde erişilebilirlik konularında öne çıkan üniversiteleri takip etmeleri önerisinde bulunulduğunu görmekteyiz. Değişen zamanla birlikte, öğrencinin takibinden daha ziyade, YÖK’ün engelsiz erişim ve engelsiz eğitim konusunda denetiminin bizzat kendisinin yaptığı ve ödül sistemini çalıştırdığına şahit oluyoruz. Gelinen bu nokta, sistemin sağlıklı işleyişine katkı sağlamaktadır. O nedenle bu sürece seyirci değil katılımcı olmak gerekiyor…
SÜRECİN SAĞLIKLI İŞLETİLMESİNİN ÖNEMİ
Üniversite tercihlerini yapan özel gereksinimli (engelli) öğrenciler arasında Beden Eğitimi ve Spor Bölümünü isteyenlerde mevcut. Beden Eğitimi ve Spor Bölümü tercihinde bulunan bir öğrenci için, hangi üniversitede hangi şartlarda okuyacağı, aldığı eğitimin kariyerini nasıl etkileyeceği konusundaki bilgi sahibi olması önem taşımaktadır. Bununla ilgili en açıklayıcı/belirgin bilgi ve bilgilendirme, belirlenen konuda tecrübe sahibi olan akademisyenleri bünyesinde bulunduran üniversitelere düşüyor. Sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen üniversitelere öncülük eden Malatya İnönü Üniversitesi ve Muş Alparslan Üniversitesi. Bu üniversitelerin bünyesinde yer alan Spor Bilimleri Fakülteleri’ne bağlı Engellilerde Egzersiz ve Spor Eğitimi Bölümlerindeki akademik kadrolar (Özel Üniversitelerin ilgili-engelli- bölümlerinin açılmasına öncülük ettiklerine şahit oluyoruz), sürecin nasıl sağlıklı yürütülebileceği konusunda önayak olabileceklerini (her daim savunduğumuz ‘engellilik gönül işi’ tezimize dayandırarak) söyleyebiliriz...
%10 KONTENJAN VE 100 PUAN UYGULAMASI
Geçtiğimiz yıllarda üniversitelere girişte uygulamaya koyulan engellilere yönelik %10 barajı ve 100 puan yeterlilik uygulamasının hedeflenen doğrultuda, sağlıklı bir şekilde işletilmesi önem taşıyor. Örneğin eğitmen kadrosu yeterli olmayan veya erişebilirlik konusunda gerekli düzenlemeyi yapmayan bölümlere öğrenci almak uygulamanın amacına yönelik ziyade, ‘dostlar alışverişte görsün’ felsefesiyle karşılık bulacağını bilmek gerekiyor. YÖK’ün %10 engelli kontenjan mevzuatını yerine getirmek için yol alanların, belirli bir süre sonra işin içinden çıkamadıklarını, geçmiş dönemlerde yaşanmış örnekleri var. Bunun tam aksine, yine geride kalan süreçte bazı üniversitelerin keyfi hareket edip (sınavlarının yetenek ağırlıklı olmasını kendine göre fırsata çevirmek olarak görüp) sınav sistemini zorlaştırıp, okula öğrenci alma konusunda direnenlere de rastlamak mümkün. Oysa ki devletin kendilerine verdiği yetki ve sağladığı imkânları layıkıyla yerine getirmeleri gerekiyor. Bilimsel araştırmalara dayanarak, üniversitelerin ilgili kadrolarında yer alanların, engellilerin özgüven kazanarak sosyal ortama girmelerinde spor önemli bir rol oynamaktadır, gerçeğini bir kez daha hatırlatmak isteriz. Dileriz, Beden Eğitimi ve Spor aracılığıyla yazılan çok sayıda başarı hikâyelerinin her biri, süreci kabullenmek istemeyenlere ders olur…