TFF’nin Kupa kararından da öte…
S
üper Ligin 30. haftası da geride kalırken, karşılaşmaların neticesinden daha çok, Türkiye Kupasında yaşananlar damgasını vurdu. Kimin için, neden önemsizdi Fenerbahçe, Galatasaray veya Beşiktaş’ın haftayı galibiyetle kapatması. Veya Trabzonspor’un saha ve seyircisi önünde Sivas’a yenilmesi. Peki, ‘Fenerbahçe-Beşiktaş’ maçında yaşananlar futbolu gölgede bırakacak kadar önemli mi? Evet! O hassasiyeti, sürecin işleyişinden anlamak mümkün...
KİM, KİMİ, NEDEN CEZALANDIRIR?..
Spor siyaset bağlantısının hangi hale geldiğini, bağlantıların kimi ne kadar, ne amaçla ilgilendirdiğini görmek zor değil! Söz konusu ülke menfaatleri olduğunda, hassasiyetin üzerine gitmek ve irdelemek gerekiyor. Şu parti bu partiyle ittifak ettiği yerde, futbol başta olmak üzere, spor/futbol yem mi edilecek? Toplumun değerlerini ayaklar altına alanlara seyirci/sesiz kalmak, suça ortak olmak demek. Yaşanan olayları Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın ‘kumpas’ olarak açıklandığına göre, sürecin hassasiyeti açık ve net! Değerli yazarımız Sefa Saygılı Bey ‘Futbol Terörü’ başlıklı yazısı ile yaşananlara dikkat çektiğine göre, sadece spordan öte toplumun psikolojik-sosyolojik boyutlarda etkileneceği bu tür süreçleri, enine-boyuna tartışmak kadar, kısa yoldan karara bağlamakta yarar var...
FUTBOL FEDERASYONUNUN KARARI
Süper Lig’in son dört haftasına girildiği bir dönemde, bir hafta önceki maçı halen gündeme taşınıyorsa, futbol kargaşasını tetikleyenlere daha fazla malzeme vermemek lazım. Beşiktaş ve Fenerbahçe, Kupa maçının mağdur/tanımları, lig maçları sonrasındaki açıklamalarının içerisinden çıkmak zor bir ‘zanaat’ olsa gerek. Her iki takımın teknik patronları Şenol Güneş ve Aykut Kocaman, lig maçları sonrasındaki açıklamaları, kendilerine göre haklı, takımlarının haklarını ‘tek’ taraflı destekler mahiyette. O zamanda insan düşünmüyor değil, ‘Kim haklı, kim haksız?’ Net cevap, nihai karar Futbol Federasyonunun ilgili birimi tarafından verilecek! Kulüplerin ilgili mercileri teknik direktör, başkan, futbolcu v.s. açıklamalarına bakıldığında, herkes kendine göre haklı ise karar konusu önem kazanıyor...
‘FENERBAHÇE LEHİNE 3-0...’
Türkiye Kupası yarı finalindeki olaylarla, bugün alınacak TFF kararının üzerinden tam bir hafta geçti. Sayın Cumhurbaşkanımızın yaşanan olayların üzücü olduğu ve futbol teröründen de öte ‘kumpas’ olarak değerlendiriyor ise, Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu karar süreci uzatması, bir nevi karar tutarsızlığı da tescilledi. Lig maçları sonunda mikrofonu eline alan, kendisini aklama adına söz yarışına girdi. Başkan Aziz Yıldırım, ‘ceza’ gününe dem kala, düzenlediği toplantıda sarf ettiği ‘Maç Fenerbahçe lehine 3-0 tescil edilmeli’ sözleri, adeta ‘açıklamaların’ da finali oldu. Ne olacak şimdi?..
TFF KARARINA ‘RIZA’ GÖSTERMEK
Kupa süreci, bugün saat 13.00’de, Riva’daki TFF Hasan Doğan Milli Takımlar Kamp ve Eğitim Tesislerinde ‘karara’ bağlanacak. Şunu da söylemekte yarar var, bizim söylemek istediğimiz süreci sabote etmek değil, sürecin ‘sabote’ edecek boyutlar taşınmasında kimlerin / hangi olayların katkı sağladığına vurgu yapmak. Çünkü, işletilen adalet sürecinin gecikmesi, çözüm sürecinin kendi içerisinde çıkılmaz hale soktu. Buna rağmen ne yapılmalı? Sahi, CHP’nin 15 milletvekilinin istifa ettirilmesi siyasetin yüz karası nitelendirilen Güneş Motel olayını hatırlattığına, Kupa maçındaki yaşananlar da, futbolun içerisinde daha önce yaşanmış ‘benzer’ olaylardan farkı olmadığına göre... Buna rağmen, ceza sürecinin uzatılması TFF’nin acziyeti olduğu ve bugün alınacak kararın ‘muhataplarını’ memnun etmeyeceği gibi, tartışmaların önüne geçmek için, karara ‘rıza’ göstermek de kaçınılmaz...