Süper ligi, şampiyonluğu tartışmak!..
Futbolumuzun en üst ‘basamağı’ olan Süper Lig’in Şampiyonu, sezonun normal süresi tamamlanmadan belli oldu. Galatasaray, en yakın takipçisi Fenerbahçe’nin İstanbul Başakşehir’e takılmasıyla, ligin bitimine bir hafta kala şampiyonluğunu ilan etti. Ne olacak şimdi! Fener, Beşiktaş, Trabzonspor taraftarı, sarı-kırmızılı ekibin elde ettiği ‘dört’ yıldızlı şampiyonluğu ‘küçümser’ bir yaklaşımla tavır alıp, yeri geldiğinde ‘hakemleri’ bahane gösterip tepki mi gösterecek? Kusura bakmayın ama yapılması gereken, tepkiyi bu saatten sonra al, buruştur ve çöpe at!..
İnanın bu saatten sonra bu tür tepki hiç kimseye bir şey kazandırmaz. ‘2014-2015 sezonunun Şampiyonu Galatasaray’ anlamına gelen ve yıllar sonra (belki biz görür ve göremeyiz) elde edilen başarı konuşulacak. Şampiyonluk Kupası Kulüp müzesinde yer alırken, kupayı görenler, sadece Şampiyonluğun sadece ‘neticesini’ hatırlayacaklar-konuşacaklar.
Ligde geride kalan 33 haftayı bir göz gezdiğimizde dikkat çeken, sezonun yansıması kalitesine nazire eden ‘heyecan’. Kulüp yöneticileri ve oyuncuların söylem ve eylemleriyle futbolu ‘oyun olmaktan-sıradanlıktan’ çıkaran hal ve hareketleri, hakemlerin verdikleri kararlarla her defasında ‘tartışmanın’ merkezinde yer almaları, sezonun unutulmayacak notları arasında yer alacak
Hakem hataları dendiği zaman, ne ilk ne de son olacağı her halinden belli olan en somut örnek Başakşehir karşılaşmasında tam dört oyuncunun birden kırmızı kart görmesi. Maçın son bölümünde ve uzatma dakikalarında Mehmet Topuz, Alves, Caner Erkin ve Webo’nun ‘kızararak’ oyun dışında kalması nasıl izah edilebilir? Maçın hakemi (bilir kişiye göre) ligin en iyi isimlerinden Ali Palabıyık. Aynı maçta, Şampiyonlar Liginde final yönetecek olan hakemiz ‘Cüneyt Çakır’ olsa ‘kartlar’ havada uçar mıydı!..
Olaylara hangi gözle bakmak gerekiyor. Fenerbahçe penceresinden bakarsanız ‘çerçeve’ isyanlara açılır, rakip takımlara bakımından ‘yorumlarsanız’ bu kez ‘çerçeve’ hak edilen bir uygulama olarak değerlendirilir. Şimdi size soruyorum; ‘Bir maçta bu kadar tartışma oluyor ise, siz hangi kaliteden, sahadaki oyunun ‘olmayan’ rekabetinden bahsedebilirsiniz.
Süper Ligin son haftası ‘tamamen’ formalite olarak yerini alacak. Çünkü ‘unu eleyen’, eleğini astı. Üç hafta önce liderlik koltuğunda olan Beşiktaş’ın bugün üçüncülük sırasında yer alması, Fenerbahçe’nin Erciyes maçı gibi kaybedilmemesi gereken maçlarda puan saçmasının ‘tutarlılık’ açısından nasıl bir savunması olabilir ki!..
Ligin gol krallığı yarışına yine bir göz gezdirdiğimizde Bursasporlu Fernandao 22 golle liderlik koltuğunda. Yarışın son doksan dakikasında bir sürpriz olamaz ise birinciliği göğüsleyecek. Bu oyuncu yeni sezonda ligin dört büyük takımın transfer listesinde yer alırsa sakın şaşırmayın. Neden? Nerede yerli oyuncular… Şampiyon takımın golcüleri Burak ve Umut’un, en yakın takipçisi Fenerbahçe’de Emenike, Webo’nun listede ismi okunmuyor. Sonra soruyoruz ‘Bu ligin kalitesi, hangi tanıma uyar?’….
Her ne kadar ligin bitmesine bir hafta kalsa da, ana tablo hemen hemen netleşti. Bundan sonra neler konuşulacak/tartışılacak şöyle başlıklar sıralayalım… İlginç bir istatistik Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım için. Yıldırım’ın Fenerbahçe başkanlığı döneminde Galatasaray 9. Şampiyonluğunu kazanmış!
Şampiyonluk sarı-kırmızılı takımın kasasını doldurdu derken ‘kasasına giren’ 150 milyonun karşılığı bir değil, ‘ilaç’ manası da taşır. İşte burada hazımsızlık başlar, işte bu nedenle ‘köprü’, taşan suların altında kalır. O zaman futbolun ‘kalitesi’ değil ‘rekabetin’ konuşulması kaçınılmaz olur!..