Sporda örnek hayatlar; Tuncay Başaran (1)
Tuncay Başaran. Bilek Güreşi Dünya Şampiyonu. Antrenör ve sporcu olarak aktif spor hayatını Bayburt’ta devam ettiriyor. Tuncay hocamızın şampiyon sporcu olması, şampiyonlar yetiştiren antrenör olarak da takdir kazanan bir yapıya sahip olmasının yanı sıra, sporun İslam’ın şartlarına uygun nasıl yapılabileceğine örnek gösterilecek görüş ve yaşantısı var. Bayburt’a yaptığımız sıla-i rahim ziyaretimizde, bizim içinde değerli olan Tuncay Başaran Hocamız ile anlamlı bir sohbet gerçekleştirdik. O sohbetin tamamı olmasa da, bazı satır başlarını, siz değerli okuyucularımızla paylaşmayı arzuladık. Röportajın tamamını sosyal medya hesaplarımızdan (youtube;ahmetgülümseyen) izleyebilirsiniz. Örnek teşkil etmesini umut ettiğimiz spor yazılarımızın, hayırlara vesile olması temennisiyle…
TUNCAY BAŞARAN KİMDİR?
“Bayburt’un Değirmenci köyünde 1981 doğumdum. Bayburt’un Zahit Mahallesi’nde büyüdüm. Ortaokul ve Liseyi Bayburt’ta okudum. Üniversite eğitimimi Erzurum Atatürk Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Yüksek Okulu’nda tamamladım. Küçük yaşta Cüneyt Arkın Abimizin filmlerini çok severdik. Onun filmlerini izleye izleye, uzak doğu sporlarına ilgim arttı. Çünkü, filmleri aracılığıyla bize Osmanlı’yı tanıttı. Bir Kara Murat’tır, Fatih’in Fedaisi’dir. Gerçekten Osmanlı’yı, Türk’ün gücünü, görsel olarak örneğini teşkil eden Cüneyt Abimizdi. Allah kendisinden razı olsun. Allah gani gani rahmet etsin. Yedi sekiz yaşlarından itibaren karate, tekvando ve judo gibi uzak doğu sporları, bir dönem karakucak güreşi bile yaptım. Hatta güreş branşında milli takım kamplarına kadar da gittim…
BİLEK GÜREŞİNE NASIL BAŞLADI?
“Genç yaşta evin sorumluluğu üzerimdeydi, evimi geçindirdim, hem okurumu okudum. Bir yandan da sporumu devam ettirdim ama hayat şartları spordan bizi biraz uzaklaştırınca Allah selamet versin, Allah razı olsun, Eski Gençlik ve Spor İl Müdürüm Kemal Köprücü hocamız vardı. Şu anda Ankara’da, emekli oldu. Buradan hürmetlerimi saygılarımı sunarak, ellerinden öpüyorum. Burası bizim spor salonumuz, ikinci bir evimiz konumunda. Tek sosyal faaliyetim spor. Başka bir şey yok. Allah’a hamd olsun ki spor ile iç içe oldum. Hayat şartlarından dolayı, bir dönem spordan uzaklaşmıştım. Kemal hocamız, Allah razı olsun, bizleri seviyordu. Beni gördü, Tuncay nerelerdesin, gözümüz seni arar oldu. Antrenman yapmıyorsun, salonda göremiyoruz. Dolayısıyla ben durumu arz edince, sonra dedi ki ‘Bize yazı geldi, bilek güreşi branşını kuracağız. Dünya şampiyonları var. Benim aklıma sen geldin. Yapalım, açalım bu branşı.’ Allah razı olsun kendisinden. Bilek güreşine karşı ben de bir merak uyandırdı. Bilek güreşine başlamamla sevme bir oldu. Benim bilek güreşine başlamamda Kemal Köprücü hocamın imzası var. Allah ona selamet versin. Liyakat kelimesi buradan geliyor. Ben Liyakat kelimesinin nüfuz ettiği, örneklerin en başında yer aldığı, insanın timsali diyorum Kemal Hocamıza. Allah razı olsun…
‘KARAYUSUF PEHLİVAN’DAN ETKİLENDİM’
“Karayusuf pehlivan benim hayatımda, en ince nokta değindiğim kırmızıçizgilerden. Allah gani gani rahmet eylesin. Kara Yusuf pehlivan mı diyelim, abimiz mi diyelim. Onun kitabını okudum. Kitabını okuduktan sonrada da çok etkilendim. Kıtlığın, kurtuluş savaşının olduğu dönemlerde Rusya’ya gidip ekmek kazanması, orada Rusları yenmesi. Orada Türk pehlivanın yenilmesi, onun zoruna gitmesi. Özelikle manevi olarak, şu olayından derinden etkilendim. Türk pehlivanın orada bir Rus pehlivana yenilip, bu yenilginin üzerine Ruslarında ‘Türk pehlivan buymuymuş’ diye alay edip, Karayusuf Pehlivan’ın bu durumdan etkilenerek, sabah namazına kalkıp dua edip, Rabbine yakarıp, duasında Allah tarafından ona güç verildiğini anlatılınca, çıkıp orada o alay eden Rus’u yenmesi. Okuduğum zaman o satıları, halen şu anda etlerim diken diken olur. Gözlerim dolar. Ağlamışımdır, çok etlenmişimdir. Ben de etkilenerek dedim ‘Allah’ın izniyle niçin bizde dedelerimizin yolunda gitmeyelim, dünyayı dize getirmeyelim’ dedik. Allah’ın izniyle de getirdik.
(Haftaya; Küffarı yenip, tekbir getirdik)