Milli Takım, Fenerbahçe ve Trabzonspor!..
Futbolda sezon bitse de futbolda gündem ‘boş’ kalmıyor. Kulüplerin Lig Şampiyonluğu ve Başkanlık seçimleri derken, şimdi konuşulan Milli Takım. Ardı arkası kesilmeyen, sürece değişim yaşatan gündem maddeleri. Hızlı ve bir o kadar kamuoyunu meşgul eden olaylar yaşanırken, bizler için önem taşıyan, kamuoyunun bu süreçten nasıl etkilendiği konusu!..
İRAN’I YENMEK GÜZEL DE...
Rakibimiz İran, futbol madem netice oyunu, 44 yıl sonra gelen randevudan galip ayrılmamız gerekiyordu ve nitekim de öyle oldu. Teknik Direktör Mircea Lucescu, geçmişteki söylemlerin arkasında durarak genç bir kadroyla sahaya çıktı. Çağlar, Yusuf ve Cengiz gibi henüz 20’li yaşlarında oyuncuların forma şansı bulması sevindirici olduğu kadar umut verici. Ta ki, resmi maçlar başlayana kadar. Dileriz teknik adam bizi yanıltır ve bu gençlerle yoluna devam eder...
LUCESCU’NUN SİTEMİNE KATILMIYORUM
A Milli Takım Teknik Direktörü Lucescu, İran maçından galip ayrılmasının kendisine rahat konuşma yetkisi verdiği anlayışla yola çıkmış olmalı ki, seyircinin maça ilgi göstermemesinden şikayetçi. Bu konuda Rumen teknik adam katılmıyorum. Ne diyor; ‘Bu maç Romanya’da oynanması halinde en az 20 bin Türk taraftar stada giderdi.’ İstanbul’da maç yapacaksanız, sahaya sürdüğünüz ekibiniz kadar, rakibin kalitesi de önemli.
Ay-yıldızlı ekibin, maçlarını neden uzun bir süredir Anadolu’da oynadığı, bu soruya en güzel cevap! Siz ancak futbolda ‘iddialı’ duruma gelirsiniz, işte o vakit İstanbul taraftarı takımlarının yanında yer alır. Lig şampiyonu olan Galatasaray, kendi sahasındaki maçlarını, 40 binin üzerinde seyirci ortalamasıyla oynadı. Sonuç olarak, 72 yaşındaki teknik adamın genç oyunculara güvenip, sahaya sürmesi anlamlı. Yeter ki, başka işlerle kendini yormak yerine, ‘gençlere güvenme’ tezinin arkasında durabilsin...
AZİZ YILDIRIM MI, ALİ KOÇ MU?
Galatasaray kongresinden, Mustafa Cengiz yeniden Başkan olarak çıktı. Hayırlı olsun. Şimdi gözler hafta sonu Fenerbahçe’de yapılacak olan başkanlık seçimine çevrildi. Başkan Aziz Yıldırım ısrarla, bir dönem daha kendisine süre tanınmasını istiyor. Karşısındaki adaya bakınca, haksız da sayılmaz. Mevcut Başkan ile Başkan adayı Ali Koç arasında yaşanan ‘Fetö’ polemiği, sürece ayrı bir boyut kazandırıyor. ‘Kim Fetöcü, kim değil?’ tartışması, her iki başkanın sarf ettiği söylemlerden, çok farklı çıkarımlara ulaşmak mümkün. Bizleri asıl düşündüren, geçmişte yaşanan Taksim Gezi Parkı olaylarında Koç ailesinin nasıl bir tutum içerisinde yer alması. Mülkiyeti Koç ailesine ait Divan Otelinin, yasadışı gösterilerde nasıl kullanıldığını artık duymayanımız/okumayanımız/bilmeyenimiz yoktur sanırım. Değerli büyüğümüz Ali Karahasanoğlu Ağabeyimizin 4 Aralık 2014’te kaleme aldığı yazısının “ ‘Adamsın Ali Koç’ derken işler iyiydi, şimdi noldi?” şeklindeki başlığı dahi, Fenerbahçe’deki başkanlık yarışı içindeki aday konusunun hassasiyetini ortaya koyuyor. Hal böyleyken, Fenerbahçe’nin Yıldırım’la yola devam etmesi lüks değil, zorunluluktur...
TRABZONSPOR’U KİM ÇALIŞTIRIR?..
Bordo-Mavili ekipte Başkanlık seçimi yoktur belki ama, onun kadar önem taşıyan icraatlar bekliyor çiçeği burnundaki Başkan Ahmet Ağaoğlu’nu. İlk ve en önemlisi, teknik direktör konusu. Ortalama, her yıl farklı bir çalıştırıcıyla yol devam eden Trabzonspor, kemer sıkmaya mecbur kaldığı yeni sezon için, yerli ve bir o kadar milli (takımı yakinen tanıyan) teknik adamla çalışma zorunluluğu var. Teknik direktörlük için adı geçen Giray Bulak ve daha önce takımda görev alan Sadi Tekelioğlu ve Hami Mandıralı’nın isimleri gündemdeki yerini koruyor. Ağaoğlu başkanlık görevini devralırken, ‘Kısa vadede çok şey beklemeyin...’ anlayışına sadık kaldığı sürece, Karadeniz de fırtına ‘sert’ esmeye başlayacaktır...