İdamı hatırlatan Enes Gülen numunesi!
15 Temmuz’un terörist darbe girişiminin üzerinden geçen her bir gün, birçok hainlik ve sadakati de ortaya çıkarmaya devam ediyor. Kendi silahı ile halka saldıran bir anlayışın ihanet boyutu, diğer yanda üstlenilmesi gereken görev ve sorumluğu da beraberinde getiriyor…
Hainliğiğe karşı koymaya çalışan milyonlarca vatandaşımız, inancı, ülkesi ve geleceği için haftalardır meydanlarda. Birliktelik ve bütünleşmenin en net fotoğrafı, Yenikapı’da toplanan milyonların ortak fotoğraf karesinde bütünleşmesi, dosta umut düşmana endişe veren tarihi bir mesaj olarak kayıtlara geçiyor…
Cumhurbaşkanının çağrısı ile meydanlardaki nöbetlere bu akşam virgül koyulacak. Gerek hain saldırı gecesi, gerekse devam eden günlerde din, vatan, millet düşmanı FETÖ teröristlerine karşı koyan 79 milyon, meydanlarda çalınan ve milli birlik ve beraberliği temsil eden marşlara, makam ve para beklentisi içesinde olmadan, sabahlara kadar bayrak sallayarak, desteğini sürdürüyor…
Rabbim nasip ediyor, bizler de o meydanlarda vatanımıza bağlılık nöbetlerimizi tutma gayreti içinde oluyoruz. Müslüman Türk insanının o temiz, saf, iyi niyet, aynı zamanda inanç ve vatanına bağlılığını gördükçe, milli şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşımızın kıtalarına yansıttığı ‘Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım…’ sözlerini hatırlıyoruz.
Vatandaş, meydanlarda sabaha kadar nöbette. Halkın ilk günden beri nöbetlere sahip çıkmasında tek gaye, ihanet eden terörist çetelere karşı bağımsızlığına el uzatılmaması isteği. FETÖ denen yapının, geçmişten bugüne kadar o çirkin-hain planları yakalanan hainlerin itirafları ile ayrıntılı olarak ortaya çıkmaya devam ediyor…
Yakalanan hainlerin dışında, FETÖ’ye yakınlığı ile bilinenlerin içinde yer alan ruhsuzluk, ayrı bir psikolojik vaka. NBA oyuncusu Enes Kanter’in geldiği durum ise bunun en net özeti. 17-25 Aralık ve 15 Temmuz gecesindeki hainliğin sempatizanları ülkeyi terk etti. Hainler ya firarda ya da yurtdışındanlar. Bir yandan da demeç vermeye devam ediyorlar…
15 Temmuz gecesi, kendi ekmeğini yediği, suyunu içtiği, vatandaşın vergileri ile alınan uçağını-silahını-tankını, vatandaşa doğrultan hainlerinden ölenler oldu. İhanet o denli akıl dışındaydı ki, o hainliklerin karşılığı olarak aileleri cenazelere sahip çıkmayarak, ‘hainler’ mezarlığında toprağa verildi…
Terör örgütü üyesi olduğu için cenazelere sahip çıkmayan aileler kadar, korkaklık ve hainliklerini yurt dışında attığı mesajlarla ortaya koyanlar da var. Onlardan birisi Fetullah Terör Örgütü’ne yakınlığı ile bilinen basketbolcu Enes Kanter. Terör Örgütü ile bağlantısı ailesini rahatsız edince, babası Mehmet Kanter, oğlunu “manevi olarak” evlatlıktan reddetti…
Mehmet Kanter’in Enes Kanter’i evlatlıktan reddettiği mektubunda ‘Enes’i birkaç yıldan beridir uyarmama rağmen, gerek Cumhurbaşkanımıza ve gerek Türk halkına karşı yazmış olduğu çirkin söylemlerini ne ben babası, ne de Kanter ailesi olarak asla tasvip etmemekteyiz…’ ile başlayıp ‘Başta Cumhurbaşkanımız ve Türk halkından böyle bir çocuğum olduğu için özür diliyorum’ şeklinde sonlanıyor….
Ailenin, gözü dönmüş terör örgütü içerisinde yer alan oğullarını evlatlıktan çıkarmaları, Enes Kanter’in soyadını Gülen olarak değiştirmesi, terör örgütü sempatizanının sosyal medya hesabından ‘Yaz tarih! Ey kâinat duy sesimi…’ açıklamasında yer alan ‘Hocaefendi yolunda anam, babam, kardeşlerim, tüm sülalem feda olsun…’ sözleri, olayın geldiği durumun vahametini gözler önüne sermekte…
Eski adı ile Enes Kanter, yeni adı ile Enes Gülen’in açıklamalarına bakıldığında, 7 Ağustos’ta meydanları dolduran milyonların tek bir ağızdan ‘İdam..’ beklentisinin önemi, sanırım bugün daha iyi anlaşılacaktır!..