Fenerbahçe’deki mali ve siyasi süreç!
Ali Koç sarı-lacivertli ekibe başkan seçildikten sonra da, icraatlarıyla dikkat çekmeye devam ediyor. Koç’un ilk hamlesi Fransız Damien Comolli’yi sportif direktör olarak 3 yıllığına takımın başına getirmek. Sonrasında ise, Aykut Kocaman’ı göndermek ve Hollandalı Philip Cocu’yu teknik direktör olarak takıma atamak oldu.
Teknik Direktör Philip Cocu’nun gelişi ve ayrıntıları dikkat çekici. Spor Müdürümüz Emrah Savcı kardeşimizin de dünkü yazısında değindiği gibi ‘3. Hollandalı teknik direktör oluşu!’ Çalıştırdığı takımlarda, kendi ‘çapında/liginde’ başarılı olsa da, aynı başarıyı Avrupa Kupaları istatistiklerinde görmek mümkün değil. Böyle bir tablonun, sarı-lacivertli gibi milyonlarca seveni olan bir taraftar grubunu, memnun etmesi mümkün değil?..
Sahadaki oyunun teknik konuları, başarı/başarısızlığı yakinen ilgilendiren bu sürecin kulübe maliyeti (yabancı futbolcu konusu) ayrıca dikkat çekilmesi gereken önemli bir ayrıntı. Bu konuda en canlı/somut örnek olarak, ilk akla Van Persie gelmekte. Fazla söze ne hacet! Hollandalı futbolcunun, oynamadan ekonomik yönden kulübüne neler kaybettirdiği, kendisinin ise neler kazandığı, mali tablolarında görmek mevcut.
CHP MİTİNGİNDEKİ BAYRAKLAR
‘CHP’nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’nin Maltepe mitinginde CHP-HDP marjinal sol örgütlerin kol kola miting alanına girmesiyle sosyal medyada tepki çekti’ (Takvim-25 Haziran 201) ‘24 Haziran seçim sonuçlarına CHP ile HDP’nin gizli ittifakı damgası vurdu. Cumhur İttifakı’nın Meclis’teki çoğunluğu alamaması için CHP’den HDP’ye aktarılan ‘emanet oy’ projesi uygulandı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde yüzde 8 oy oranına ulaşan HDP, Meclis’teki oy oranında ise gizli ittifakının sonucu olarak yüzde 11’e ulaşarak Meclise girmiş oldu. Başkanlık seçiminde yüzde 30 bandına oy alan CHP, milletvekili alanında ise yüzde 23 bandında kaldı’(Yenişafak-25 Haziran2018) ‘HDP FETÖ’nün olduğu İngiltere, Finlandiya, İsviçre ve İtalya’da birinci oldu. Bu ülkelerin ortak özelliği ise, firarilere kucak açması ve FETÖ okullarının bulunması.’ (Y.Şafak-26 Haziran 2017)
Böyle bir tablo karşısında insan merak etmiyor değil; ‘CHP-HDP marjinal sol örgütlerinin kol kola olduğu’ miting alanında Fenerbahçe, Beşiktaş ve Galatasaray bayraklarının ne işi olabilir ki? Siyasetin ‘kol’ gezdiği bir meydanda spor kulüplerinin bayraklarını, kim ne maksatla sokabilir ki? Böyle bir durumun/tablonun sorumlularının, sporu siyasete ‘sandviç’ arası yapmak isteyen anlayışın üzerine, bir de ‘yağ’ sürülmesi sonucunu çıkarmakta!..
CHP MİTİNG ALANI VE ALİ KOÇ?
Yaşımız gereği, çok sayıda seçim süreci hatırlıyorum da, ilk kez futbolda zirve yapmış tarihi kulüpleri temsil eden sarı-lacivertli, sarı-kırmızılı ve siyah-beyazlı bayraklarının, bariz olarak Muharrem İnce’nin Maltepe mitinginde şahit olduk. Bu tablo sporun/futbolumuzun ne denli siyasallaştırılmaya çalışıldığının açık ve bariz ispatıdır. Sürecin imtiyaz hakkı hangi parti/partilere ait olduğunu kestirmek güç değil…
CHP’nin organize ettiği mitingle ilgili Ali Koç imzalı açıklamayı, burada paylaşmak istiyoruz. Basına düşen ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Koç’un açıklaması şöyle; “Bugün Sayın Muharrem İnce tarafından Maltepe'de düzenlenen mitinge ulaşım desteği sağladığım yönünde sosyal medya üzerinden yayılan iddia tamamen asılsızdır…»
Bu açıklama bana ‘Ateş olmayan yerden, duman çıkmaz’ atasözümüzü hatırlattı. Fenerbahçe Başkanlığının yanı sıra, Koç Holding’in Başkan Vekilliğini de sürdüren Ali Koç’un bu açıklaması ‘durup dururken’ yapılamayacağına göre, kimin kiminle, nasıl bir ‘markaj’ içerisinde olduğu. Veya aksi bir durum, sosyal medya üzerinden ‘provokasyon’ söz konusu ise, konuya açıklık getirilmeli. Aksi takdirde, başlayan lig ile birlikte, sürecin berberinde neler getireceği, tahmin etmek güç olmasa gerek!..