CHP’li Tunç Soyer’in ‘hadsizliği’ neleri hatırlatmadı ki…

İzmir’in mevcut Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’in kurtuluşunun 100. Yılı dolayısıyla belediyesinin düzenlediği etkinlikte ‘haddini’ aşan açıklamalarda bulundu. CHP anlayışının 100 yıldır yaşatılmaya devam ettiği ‘ideolojik’ anlayışın son örneği oldu, Soyer’in Osmanlı Devleti hakkında sarf ettiği hakaret içerikli, seviyesiz ve ‘alçakça’ sözlerini garipsedik desek yalan olur! Çünkü Tunç Soyer ve onun gibi düşünenlerin CHP içerisindeki sayısı oldukça fazla. Bakın tamamı demiyorum! Öyle olmayan azınlıkta, ‘ırkçılık’ anlayışının temsil edildiği günümüz CHP’sinin ‘batık’ gemisini, bir an önce terk etmelerini umut ediyoruz…

‘CAHİLLİK, TEDAVİSİ İMKÂNSIZ 

DEVŞİRME HASTALIĞIDIR’

İzmir’in ‘haddini’ aşan mevcut Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, 3 kıtayı 623 yıl yöneten ecdat Osmanlı Devleti hakkında, Yunan edasıyla “Yüz yıl önceydi. Bu toprakları yönetenler, gaflet, dalalet hatta hıyanet içindeydi”şeklindeki, kendini bilmez, tarihi inkâr ‘seviyesizlikte’ gelinen son nokta. Ali Karahasanoğlu Abimizin ifade ettiği gibi, “İzmir’in kurtuluşu için canlarını veren dindar insanların olduğunu bile bile, o şehitlerin kemiklerini sızlatacak şekilde, o günkü ve bugünkü dindar insanlara hakaret edilmemeli.” MHP Genel Başkanı Sayın Devlet Bahçeli’nin belirtiği gibi “Vatan topraklarına kanlı çizmeleriyle basan müstevlilere tek kelime edemeyen bugünün iş birlikçi siyasetçilerin 9 Eylül 1922 tarihinin 100’üncü yıldönümünde tarihimizi düşman gözüyle yorumlaması iflah olmaz bir cahillik, tedavisi imkânsız devşirme hastalığıdır.” Bu hastalıktan kurtulmak, ancak Tunç Soyer gibi, bu milletin ecdadı/çınarı/ kökü ve tarihi Osmanlıyı inkâr etmekle kalmayıp, hakaret etme cüretinde bulunuyor. ‘Haddini’ aşanları iyi tanımak, kamuoyuna ifşa etmek yetmez, sayılarının artmaması için, kendilerinden ‘hesap’ sorması gerekiyor…

YUNAN’I DENİZE DÖKTÜK TAMAM DA 

GERİDE KALAN SEMPATİZANLARI!

Bakın Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP), ülke insanın milli ve manevi değerleriyle ‘uğraşması’ bugünle sınırlı değil. Bundan tam 100 yıl önce Yunan’ı İzmir’den denize döken Osmanlı’ya hakaret etme cesaretini gösteren CHP’lilerden, Kurtuluş Savaşında mücadele edilen Yunanlar hakkında ‘olumsuz’ bir kelime, bugüne kadar duymadık. Tam tersi, İzmir bayrağı, İzmir parası çıkarma fikri yine CHP’li Başkan Tunç Soyer’e ait. Referandumda ‘evet’ verecekleri İzmir’den denize dökme ‘hadsizliği’ gösteren CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt değil miydi! Bakın CHP içinde çöreklenen bir kesim bu milletin değerlerine laf söylemek, 100 yıllık cumhuriyet döneminde ekonomik, siyasi, kültürel açıdan, halkı öz değerlerinden uzaklaşmak için çaba sarf etmekle kalmamış, spor adı altında da, ülke menfaatleri aleyhinde olmadık işler, yapmadıkları rezalet bırakmamışlar. Tarihi kaynaklarda bu süreç ayan beyan ortada. Çalışmaların merkezini İzmir oluşturması ayrıca dikkat çekici. ‘1890’lardan 1930’lara İzmir’deki Amerikan Okullarında Yürütülen Spor Faaliyetleri ve Kent Sporuna Katkıları’ başlıklı bilimsel makalede, belirlenen tarihler arasında misyonerlik faaliyetlerinin nasıl yapıldığını apaçık görmek mümkün... 

SPORDA DA KURGU, MANEVİ YIKIM ÜZERİNE 

2021 Mayıs tarihinde, yine bu satırlarda ‘Spor üzerinden misyonerlik faaliyetleri’ başlıklı yazımızda yer alan “Haziran 1931 tarihli Hizmet Gazetesi’nde ‘Amerikan Kolejleri birer hars (kültür) mektebinden, birer din tuzağından başka bir şey değildir’” ifadeleri, çalışmaların merkezini İzmir’in oluşturmasının rastlantı olmadığını gösteriyor. Tunç Soyer’in bugün Osmanlı hakkında ‘haddi aşan’ sözleri, CHP anlayışının bir yansıması olarak gün yüzüne çıkmasına neden oluyor. Konu spordan açılmışken, Türkiye’de Kadın Güreşi ‘rezaletini’ başlatan ilk spor kulübünün, 2006 yılında CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi olduğunu hatırladık. Bugün CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) İştirak Şirketi olan Spor İstanbul’da Stüdyo Dersleri ve bazı Yüzme Seanslarının karmaya (kız-erkek) çevrildiği duyumunu alıyoruz. Hiçbiri, halkın menfaatine dolmadığı gibi, rastlantı değil, organize bir çalışmanın neticesi. Yazımızın son sözünü, AK Parti’den CHP’ye Ekrem İmamoğlu göndermesi yapan Başkan Tevfik Göksu’ya bırakalım; ‘İngiliz sevdalısını uzakta aramayın, balıkçıda Büyükelçiyle kadeh tokuşturana bakın…’