Avrupa tamam da, ya lig!
Ülkemizi Avrupa’da temsil eden takımlarımız Fenerbahçe ve Beşiktaş, rakipleri karşısında galip gelerek, bir üst tura çıkma yolunda büyük avantaj yakaladı. Elde edilen galibiyetleri yorumlamaya Fenerbahçe ile başlayalım.
Rakip Molde. Grup lideri. Elde edilen galibiyet temsilcimizin ‘adeta’ kendine getirdi. Neden? Rakibin seviyesi-gücü ne olursa olsun, bir Avrupa maçında, dahası dış sahada galip gelmek önemli.
Sizin gücünüz ne olursa olsun, kazandığınız kadar güçlü, bir o kadar hedefinize yol alırsınız. Molde maçı da Fenerbahçe’de ‘görülmesi-bilinmesi’ gereken gerçekleri de ortaya çıkardı. Sarı-lacivertli ekibin gücü ortada, alınan galibiyet ise eldeki kadronun yerinde kullanılması ile mümkün oldu. Atılan goller, adeta bu tezimizin sağlaması.
Futbolun içinde yer alan ve takımından başarı bekleyenler bir kez daha gördü ki, bir futbolcu ne kadar yıldız olsa da, verimli olduğu sürece takımı için kazanımdır. Molde maçında Fernandao ve Ozan Tufan’ın kaydettiği gollerden alınması gereken mesaj, sonuç üzerinde etkili olan isimlere ‘şans’ vermesi yolunda. Van Persie yerine Fernandao kadroda. Ozan Tufan ilk on birde sahada. Şans bulan oyuncu, takımını sonuca taşımakta zorluk çekmiyor.
Teknik Direktör, takımı maç kazandığında, kendine güvenle kameralar karşısına çıkarak ‘…6 maçtır üzerine katarak devam ediyoruz’ açıklaması yapıyor. Bu açıklama tek başına yetmiyor tabii. Fenerbahçe için şimdi önemli bir Trabzonspor maçı var.
Şu gerçeğin altını çizmekte yarar var, Fenerbahçe için Trabzonspor maçı, asla asla Molde karşılaşması kadar kolay geçmeyecek. Bu tespitimizdeki temel neden, Karadeniz ekibinin zor bir süreçten geçtiği olacak.
Takımlarımızın benzer çalkantılı dönemlerde ayakta kalabilmek için sıra dışı direnç gösterdiği bir gerçek. Bugün ise benzer süreci Trabzonspor yaşamakta. Futbolcu çıkar topunu oynamaya çalışır. Bir nevi, önümüzdeki hafta yapılacak bordo-mavili kongreye mesaj verircesine; ‘Biz görevimizi yapmaktayız..’ Profesyonellik ya!.. Tabii, kongre sonucu ile birlikte gelişmelere de hep birlikte şahit olacağız…
Fenerbahçe, Trabzonspor’da bunlar yaşanırken, Türk futbolunu Avrupa’da yüzünü güldüren diğer isim Beşiktaş. Avrupa Ligi’nde Skenderbeu’yu konuk eden temsilcimiz, sahadan 2-0 gibi net bir skorla ayrıldı.
Beşiktaş- Skenderbeu maçını diğerlerinden ayıran en önemli özellik, Cenk Tosun’un iki golü ile sonuca gitmesi. Milli takımlar ve Süper Lig’in diğer ekiplerinin ‘golcü’ sıkıntısı yaşadığı bir dönemde, Cenk’in golcü kimliği ile takımına katkı sağlaması, sadece Beşiktaş’a değil, Milli Takım için de büyük önem taşıyor.
Beşiktaş’ın sahadan net bir skorla sonuca gitmesini teknik direktör açıklamaları ortaya koyuyor; ‘Kazanmak için sahaya çıktık ve kazandık.’ Siz eğer ne yaptığının bilinci ile hareket eder, sonuç üzerinde gerekli hamleyi yaparsanız, elbette ki galibiyet de kaçınılmaz olur.
Şenol Güneşli Beşiktaş da bunun meyvelerini topluyor desek yeridir. Trabzonspor’un teknik direktörlük ve ligdeki belirsizliği devam ederken, Şenol Güneş’in takımın başında, ismini Avrupa ve ligde liderliğe yazdırması, sıradanlıktan öte bir durum, göz ardı edilmemeli…
Avrupa dedik de, Galatasaray’dan söz etmeden, yazımızı tamamlamak, bu takıma haksızlık olmaz mı? Elbette! Sarı-kırmızılı takıma Mustafa Denizli’yi transfer etmek; Denizli’nin Hamza Hamzaoğlu gibi başarılı teknik direktörün gönderilmesine bırakın tepki göstermesi, Galatasaray’ın teklifine evet demesi, başlı başına yazı konusu...
Sahi, Avrupa Ligi şansı nedir Galatasaray’ın? Tek şansı, Denizli’nin takımın başında Astana maçına çıkacak olması değil, grubun son maçının TT Arena ve Astana gibi ekiple oynayacak olması. Mustafa Denizli’nin 1.5 yılığına 4,5 milyon dolar alacak olması mı? Denizli’nin Galatasaray’ın teklifine neden ‘hayır’ demediğini, net bir şekilde ortaya koyuyor, vesselam.