• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Aşûrâ günü ve Kerbelâ olayının düşündürdükleri (8)

7 Yorum
Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Nedim

Yazar mesala Hüseyin ra Kerbela olayında tek taraflı ve ehlisunne itikadı ve usulünde olmayan bir usulle(subutu ve delaleti kat'i deliller belgeler şart) yani subjektif ligi bırakıp yeni yazısında objektif çok güzel bilgiler yazmış gerçekten..Şii tezinin Ali ra ve ailesi tarafinda doğrulayıcı bir bilginin hem Sünni hem de Şiî kaynaklarda olmaması ve bu Şii tezi kabul edildiğinde Ali ra in bu teze ihanet ettiğini kabul edilmek zorunluluğunu anlatmış isabetle yazar...Şii tezler Kerbela dahil ehlisunne itikadı ve usulü ile ele alınmalıdır.Yezid b Muaviye nn katil olduğu veya katliam emri verdiği ispatlanmadan tamamen Osmanlı da ki siyasi çekişmelerde istenmeyen planlanmayan kötü olaylar olması gibi bir durumla Hüseyin ra in ısrarla kufeye gitmek istemesi hem Resulullah sav in müslümanlar arasında fitneyi bitirdiği övgüsü alan Hasan ra ve sahabelerin ısrarla gitme demeleri ne uymayan ve meşru devletin iç savaş çıkarma tehlikesini bertaraf etmek için Medine'ye git denmesine ki bu bilgi hem Sünni hem Şiî kaynaklarında var ki bu bile ESASEN Yezid in suçsuz olduğunu planlı bir öldürme içinde olmadığını ispatlar şekilde Medine'ye gitmesi ile iç savaş tehlikesi önlemek derdinde olduğunu ispatlar Ama Hüseyin ra ve yanındakiler silahlı mücadeleye girişince de meşru her devlet gibi karşılık verildi ve istemeyen olaylar oldu.Yani bizim derdimiz Yezid in katil olup olmamasını veya ısrarla Hüseyin ra in şehid edilmesini istediğini ispatlamak derdindeyiz.Kesin bilgiler yoksa Şiî tezlerini kabul etmeyiz kısaca dediğimiz bu.Aynu şekilde Fatih Sultan Mehmet in kesinkes kardeşini öldürdü gu noktasında da aynı yerdeyiz.Yazarin ehlisunne itikadini ortaya koyduğu bilgiler çok değerli.şia dan etkilenen sufileri yazmamasi eksiklik olmuştur.sufiler de İsmet sıfatını peygamberden başkasına şeyhlerine verdikleri şefaat ve olağanüstü güçleri olduğu inancı içinde olduklarını yazmamasi eksikliktir.ayruca sufilerin vahdeti vucudcu olmaları hallaci ve Ibn Arabi yi yuceltikleri i yanısıra İmam rabbani nin bile bunu küfür gördüğünü yazmamasi eksikliktir.Ve son olarak hristiyanların İsa as ve salih zatların ruhundan istiğase istane rabıta tevessül yapmalarına benzer bir inanç içinde olan sufileri yazmamasi da eksikliktir.Anlaşilan bu konulara Şiî tezleri kadar ehemmiyet vermemekte yazar
  • 4 Ay Önce

Nazif çarpıtma yorumuma cevab ver

İmam rabbani bile hallac ve ibn Arabi vb Vahdeti vucudcu kişilerin küfre girdiğini söyler ve ben olsaydım onların takıldıkları yanlışa girdikleri yeri onlara izah ederdim dediği de meşhurdur.Ama sen şia nin peygamber dışı kişileri masum günahsız İsmet sahibi sirattan geçirici şefaatçi olağanüstü güçleri olduğu inancı na benzer sufilerde böyle itikadı olanlar hakkında sözünü merak ediyorum.sen kendince imam rabbani arkasına saklanıp yalan söylemişsin Sufi...ve Hristiyanlar in İsa as ve salih zatların ruhundan istiğase istane rabıta tevessül yapmalarına benzer bir inanç içinde olan sufiler i de anlat istersen carpitmadan... ehlisunne itikadı ve usulünde olanlar i nisa 115 ve onun tefsiri olan 73 fırka rivayetleri anlatır.Allah için soyle sufilikte ki disiplinler ibadet şekilleri ile sahabe arasında nasıl bir bağlantı var.Ehlusunnefe delil Kur'an sünnet ama sahabenin anladığı şekilde olmak şartı ile.. Maide 44 Mesala sahabe nasıl anlamış yaşamış inanmişsa o şekilde olmak zorunluluğu gibi..deliller Kur'an sünnet icma ve kıyası FUKAHA

Adını vermeyen sufi

Şianin ehlisunne den ayrıldığı nokta olan peygamber dışı kişileri masum günahsız İsmet sahibi sirattan geçirici şefaatçi olağanüstü güçleri olduğu inancı ve sapkın inancı olduğu gibi alan sufiler ile vahdeti vucudcu sufiler ki şeriata bağlı Sufi olan imam rabbanî bile küfür görüyor.Ve en tehlikeli olan ve bizzat bir hrystiyanin bana teslis inancı ve İsa Meryem ruhundan yardım istememiz şirk küfürse peki sufilerin bizim İsa as dan ve salih diye bildiğimiz azizlerim ruhundan İslami kavramlarda ifade edilen istane istiğase tevessül ve rabıta kavramlarını karşılayacak şekilde sufilerin de peygamberin ruhundan ve şeyhlerin gavs larin vb salih kimselerin ölusunden ve çok uzaklardan yardım medet ummalari onları çağırmalari aynı değil mi diye sormuştu.Hepsi aynı.Ne İsa as ve havarileri ne de Muhammed as ve ashabı böyle yapmıştır.Olmus bir peygamber den Salih zatların ruhundan medet ummamişlar gavs inancı yoktur.tevessul un şirk küfür boyutu olduğu gibi meşru olanı ayette geçen vesileler arayın cümlesinin bütün müfessirler farz namazlar ibadetler olarak anlatılmıştır.Ğavs yani uzaktan birinden yardım istemek, rabıta, istane nin İslam'da olduğu sahabenin dört mezhep imamları nin da bunları yaptığını hem subuten hem de delaleten kati bir şekilde ortaya konmalıdır.Yoksa Süleyman as in veziri vb örneklerle kendi şeyhlerine alan açmak carpitmadir.Nisa 115 te hidayette olanların peygamber den sünnetinden rehberliğinden yuzcevirmedikleri ve müminler in sahabenin yolundan itikadından ayrılmadıklari anlatılır.Sende bilirsin ki sufiler şeyhlerin olulerinden ruhlarindan yardım isterler.Allaha ait olan başkasına da veriliyorsa bu şirktir.Allaha ait olan vasfı

Nazif

Nedim hicri birinci bin yılının büyük alimi İmam Rabbani'de eksiklik bulmak senin benim gibi basit müslümanların haddi değildir. Muhyiddin Arabi de büyük bir alimdir.... sitesinde gerek bu alimlerle ilgili gerekse İstigâse, isti’ane, tevessül, teveccüh, vesile konularında çok detaylı bilgileri o sitenin içindeki arama motorundan yardım alarak bulabilirsin. Benim en çok güvendiğim ehli sünnet sitesidir.

İstigâse, isti’ane, tevessül, teveccüh, vesile caizdir

Nedim, istigâse, isti’ane, tevessül, teveccüh, vesile caizdir. Caiz olmayan tek şey, Allah’tan başkasını yaratıcı bilmek, Allahü teala dilemeden onun kendiliğinden fayda ve zarar verebileceğine inanmaktır.

Göktuğ kardeş

Senin yorumların da ehlisunne itikadı ve usulü menşeli olması da çok güzel.Evet Osmanlı sonrası İslam dünyasında emperyalist siyonist etki altında âdeta İslam dünyası bir daha eski şanlı tarihlerine dönmemeleri için 600 yıllık toplum ve devlet yapısını değiştirdiler.Ve kendilerine benzeterek yasama ve yargı yi Allah cc elinden ukdesinden hakimiyetinden alıp kişilere kurumlara verdikleri bir sistemi dikte ettiler, özgürlük batıcılık çağdaşlık adıyla...Ve yazıyla alakalı olan İslam dünyasında şii tezleri ile emevi, Endülüs ve Osmanlı düşmanlığı yaptırdılar.Ve Kur'an'ı maddi yönden fiziki yönden tahrif edemeyecekleri için Kur'an'ı sahih açıklayan yaşayan vahiy mahsulü sünnet inkarciligi yaparak kendilerinin incili tevrati tahrif etmeleri yanında Musa as ve İsa as in anlattıkları yaşadıklarını bir yere bırakıp kendi hevalarin yorumlarını din edindikleri ni İslam dünyasında sünnet inkarciligi ile yaptılar maalesef

Göktuğ

Nedim Hocam, yazdıklarına aynen katılıyorum. Fikirsel olarak haklı olmamıza rağmen şii tezlerinin mutlak doğrularmış gibi ortalıkta alenen savunulması kabul edilemez. Maalesef çocuklarımızı tarih konusunda cahil bırakıyoruz. Bu durumda karşı tezlerin etki alanını genişletiyor.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23