celal şengör neşet ertaşı tanımazmış. o bence ilber ortaylıya özeniyor. ilber ortaylı da aptal diyor ama o deyince sanki biraz sevimli oluyor. celal şengör soğuk. daha üste çıkamıyor ortaylıdan . neden bilemiyorum.

Bazı hocalarımızın çıkışları tuhaf karşılanıyor ama mecbur kalıyorlar devam etmeliler çünkü ortalık başıboş bırakılamaz . Tabi daha dikkatli olunabilir .

dinayette yürek olsa sahte konuşucuların hepsinin eksozuna dinamit lokumu tıkar, ama nerdeee, o kadar korkak ki..

Arada bir özeleştiri mahiyetinde yazmak gerekli ve döğrudur. Mahallenin çerçöpünü temizlemeye yarar. Ama hassas iş... Bir gazete varki onu bilirsiniz, yazarları, seküler mahallede onca kir pasak varken, özeleştiri yaptığını zannedip müslüman dövdürüyorlar. Böylesi hepsinden çirkin. Müslüman dövdürmeden dikkatlice yazanlara ihtiyacımız var. Çünkü sureti haktan görünüp zarar verenler maalesef var.

Selamlar Evet dediğiniz gibi Diyanet’in bu konuya daha dikkatle eğilmesi gerektiğine dair söylediklerimi yinelemek istiyorum. Diyanet bu konuda komisyonlar oluşturmalı, bu komisyonlar sosyal medyada bilgi kirliliğini, sahih bilgi ile gidermeye çalışmalıdır. Ayrıca; Ülkemizde ailelerin maneviyat açısından yetersiz oluşundan dolayı aileler çatırdiyor. Alkol, uyuşturucu, kumar, moda, modernizm, sosyal medya bağımlılığı gibi nedenlerle boşanmalar aldı başını gidiyor. Gençler 30-40 yaşlarına kadar evlenmiyorlar. Çıplaklık gibi ahlaksızlıklar. hak hukuku tanımazlıklar. Helal haram tanımazlıklar aldı başını gidiyor. Diyanet bu kadar personeli ile bu soruna çareler üretemiyorsa çok yazık. Milli eğitimle işbirlik içerisinde iyi niyetle, azim ve kararlılıkla çalışılırsa bu sorunları çözerler. Çok çok çok önemli. Bu kadar personel, imkân bu kadar coğrafyada marksistlerin, komünistlerin vb. eline geçmiş olsaydı bir tane Marksist komünist olmayan kişi kalmazdı.

BAZI vaizlerin kibirli tavrından ve hatta Allah tealaya karşı saygıyla bağdaşmaz sözlerinden ben de rahatsızım, ama mezkur Halil hoca öylelerinden değildir. Bence o sadece daha etkili olmak için sert ve güçlü erkek edasıyla konuşuyor, her ne kadar ki onunki kadarı bana da bazen aşırı gelse de. Bu da temelde şundandır ki kitleler kadın gibidir, güçlü erkekleri izler. Sertlik tavrı takınmak ise güçlü görünmenin kolay yoludur. Oysa özgüvenle hoyratlık ve kibir arasında dengeye dikkat etmeliyiz elbette. Yalnız Celal Şengör'ün Kanuni'ye dair görüşündeki klasik tabiat bilimci ve mühendis kazmalığı bir tarafa, onun görüşünü temel hâliyle birçok tarihçi destekleyecektir ve besbelli ki zaten kendisi de o görüşü tarihçilerden almış. Ama ben şahsen o görüşte değilim. Kanuni yalpalamaya başladığı sırada onun rakibi olan Habsburg monarşisi ve Katolik Hristiyan Avrupa âlemine Amerika kıtasından gümüş ve altın yağmaya başlamıştı. Hernan Cortes ve Francisco Pizarro zamanıydı. Düşmanın elindeki kaynaklar zaten eskiden de bizimkinden çok iken, şimdi üstelik bir anda bizimkinin onlarca katına çıkmıştı. Buna rağmen Kanuni ve Osmanlı Devleti fena idare etmedi. Allah'tan gereğince sakınsaydık ve bilhassa örtük faiz ve faiz-kira günahlarına batmasaydık yine de kazanırdık.

Bu yazıyı okuyanlar tam da bugün Yeni Akitte Latif Erdoğan ın makalesini de okurlarsa bu yazı daha iyi anlaşılır, çok önemli bence...müthiş tevafuk olmuş.

Celal Şengörün adını çekinmeden veriyor ama sayfanın basunda bahsettiğin dini kullanan kimsenin adını vermekten imtina ediyorsun. Tabi nedenin ne olduğunu benim söylememe gerek yok. Mahalleli adamı nelere yapar.

Tekrar yazmanız, ısrarcı olmanız, önerinizi yinelemeniz...tebrikler.

Hurafelere bakarsaniz .. inanilmaz seyler anlatiliyor .. hic birinin dayanagi yok !!

iste butun problem'de burada .. ahkam kesen cahiller !!