Ellerine diline sağlık hocam çok güzel anlattın allah ülkemizi korusun huzurversin.

FETÖcülerde zerre miktar haysiyet olsa Milleti ne zırnık zarar vermezlerdi.

Bende,dinlemek, isterdim, Mehmet Metiner den. Yazınız, güzel Teşekkür, ederiz.

FETÖ ABD cia siyoönistlerin örgütüdür . Tek başlarına bu işleri yapmaları dünyaya yayılmaları mümkün değildir . FETÖ devasa büyük Türkiye’nin başına bela ve hala tam bitirilemeyen terör örgütüdür . Beli kırılmış ama bitmemiştir .

Şimdi birisi çıkıp da bana; "Bülent Arınç, Fehmi Koru, Hüseyin Gülerce, Ethem Mahçupyan, Fettah Tamince, Hüseyin Çelik, bu maklubeye kaşık sallamadı " diyebilir mi? Bu adamlar şimdi nerelerde? Ne yapıyorlar? Aklımızla dalga geçmeyin. Sayın Erdoğan Fetö ile mücadelede yalnız bırakılıyor gibi. Ülkemize yazık.

Memlekette konu kalmadı marul elbise giyen Amerikalı Enes bir numaralı gündem oldu!.. Hemde "FETÖ'ye ne istediyse verenlere" KÖR kalarak!.. Adalet yerlerde sürünüyor, millet aç dert ettiğin konuya bak.

Makbule yemegine kasik sallayanlar iktidarda haberiniz yokmu yoksa korkuyormusunuz yazmaya .Hani gazeteci dogrulari yazarlar denir . Bu yaziyi okuyunca fikrim degismeye basladi Haksizmiyim yoksa.

Maklubeye kaşık sallayanların arasında bu gün devletin yüksek makamlarında halen görev yapan bürokrat, milletvekili olanlar da var. Her nedense kimse onları suçlamıyor. Onlar kandırıldık, aldatıldık deyip kolayca kendileri sıyrıldılar işin içinden. Fetö'nün diğer ayaklarını gördük de bu belayı milletin başına açan siyasi ayağını göremedik. Siyasi ayağını kim neden koruyor? Millet bunu merak ediyor.

Makbulemi makbulemi her neyse bu yemeğe kaşık sallayan herkesin Allah belasını versin.

Hocam sonuçta genç biri ..böylesine Allah doğru yolu buldursun diyelim ..onlar bir kampanya yapıyorsa sizler bizler iki yapalım ...sizleri çok insan ikna edebildimi 25 senedir fetö dedi herkeze haksızlık yapılıyor denildi ikna oldunuz mu takı sn Erdoğan deyince ye kadar hatta tarafsız bile kalinmadi fetoye laf diyenlerle tartışmalar yaşandı sizin tarafinizda onca durumlar o zaman görülmedide şimdi bir marul bile nasıl görülüyor

Daha dune kadar herkes hocanin onunde el pence saygiyla duruyordu.Simdimi farkettiniz tehlikeyi.Allah dan Reisi cumhurumuz meseleye el attida kurtuldu Turkiyemiz

“Biz, Fethullah Hoca’nın sıkıntı çıkaracağını sezdiğimiz için - 1973 olabilir- Hocayı İstanbul’a çağırdık. Bu sezgimiz delillere dayanıyordu. Fethullah Hoca’nın etrafında bir takım insanlar toplanmış, hocaya bazı makamlar izafe ediyorlardı. Kimisi ‘Hz. İsa,’ kimisi ‘Mehdi,’ kimisi de ‘Kahtani’ diyordu. Hocaya aşırı iltifatlar yapılıyordu. Bundan dolayı da bazı yerlerde, ‘Fethullah Hoca namına,’ ona bağlı olduğunu söyleyen insanlar tarafından dershaneler açılıyordu: Edremit, Çanakkale gibi. Biz sür’atle bunun üzerine gidilmesi lâzım geldiğini, aksi takdirde parçalanmaya, bölünmeye gidileceğini ortaya koyduk. İstanbul’da, Hizmet Vakfı’nda, Fethullah Hoca’nın da bulunduğu bir toplantı düzenledik. Bütün arkadaşlar, ağabeyler vardı. Fethullah Hoca’ya şunları söyledim: ‘Bak böyle böyle bir hadise var. Biz aynı Üstadın talebeleriyiz. Nur Talebesiyiz. Böyle ayrı bir hareket, ‘size bağlı, bize bağlı’ diye bir durum olamaz. Kim bunu yapıyorsa, bize istinaden yapıyorsa bunun haddini bildirelim. Size bağlı görünüyorsa siz onun haddini bildirin, bu mesele bitsin.’ Hoca şu cevabı verdi: ‘Ben sizin gibi düşünmüyorum. Bunlar olabilir. Hatta bunlar Asr-ı Saadet’te de olmuş. Hatta biliyorsunuz Sahabeler kemiklerle birbirlerinin üzerine yürümüşler. Ben de böyle farklı oluşumların olabileceğine inanıyorum. Böyle oluşumların üzerine, sizin anladığınız tarzda, şiddetle gidilmesi taraftarı da değilim.’ Konuşmamız karşılıklı olarak şöyle devam etti: ‘Onlar Sahabeydi. Hepsi içtihada yetkiliydiler. Fakat biz böyle değiliz. Biz aynı Üstadın talebeleriyiz. Bizim böyle içtihat yetkimiz yok. İçimizde böyle bir meselenin olmaması lâzım.’ Hoca kabullenmedi. Ben yine şunu söyledim: ‘Siz böyle devam ederseniz, biz size tavır koyarız. İçimizde böyle bir oluşuma imkân ve fırsat vermeyiz.’ Hoca, ‘Sizin bileceğiniz iş’ dedi. Sonuçta Fethullah Hoca kendi yolunu çizdi, ama bizim cemaatimizden fazla adam alamadı. İzmir’deki bazı arkadaşlar hariç. Eğer alınan kararlar gereği ağabeyler de meselenin üzerine ciddiyetle gitseydi, Fethullah Hoca noktasında böyle bir duruma gelinmezdi.” (M Kutlular / İşte Hayatım)

Zamanında uyarıları dikkate almayarak bunların palazlanmasına yardımcı olarak milletin başına bela eden sonunda bedeli de millete ödetenleri nereye koymalıyız. Neyse ki Allahın yardımıyla kurtulduk. Objektif ve dürüst olmazsak başımıza başka belalar ve fetöler musallat olur. İstanbul sözleşmesi denen lanet gibi.

Yazıda adı geçen fehmi körü iğrenç bir heriftir. Çöleşer mi körü mü diye sorsanız 'denktirler' derim.

Evlerde yapılan Risale derslerini kullandı. Biraz palazlanınca Nurcularla arasına set çekti. 1972’de İzmir Sıkıyönetim Mahkemesi’nde sadık Nur talebeleri Risale i Nur ları müdafaa ederken FG ben Nurcu değilim diyerek beraat etti.

Yemeğe sözüm yok ama,sinsi yüzlerini gizlemeye başladıkları seksenli yıllarda zengini parası,fakiri ve öğrencileri mankurt eleman yetiştirmek için tuzağa çekip avladıkları zamanların zokasının gizlendiği yemektir maklube.İlk ve son yiyişimde pek anlayamadığım risale sohbetinden sonra(öncesinde verilen uyarı(sohbetçinin sözü kesilmeyecek) bildiğim bir hadisi şerif var bu konuda dediğimde sohbetçinin ‘’Bediüzzaman ve Hocaefendi !!! nin bu konuda ne dediğini biliyor musun ‘’ uyarısı elhamdulillah bize maklubeli zokayı yutturmadı.O dönemlerde dini bilgim az olmasına rağmen hadisi şerifi hafife almalarının sapkınlığını anlamama ve onlara karşı dikkatli olunması feraseti veren Rabbime hamdolsun.

Herkes ye bu feto ya karsiymis. Karsiymista bu gücü nerden almış bu herif