• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Zekeriya Say
Zekeriya Say
TÜM YAZILARI

Ha Teğmen Ebru ha Avukat İclal!

28 Kasım 2024
A


Zekeriya Say İletişim: [email protected]

Ha Teğmen Ebru ha Avukat İclal!

Zekeriya Say

2012 yılıydı…

Koç Holding, 10 Kasım’la alakalı; “Olmasaydın olmazdık” adlı bir ilan  yayınlamıştı.

Bu reklamdan sonra Sancaktar dergisi de gazetemiz Yeni akit’te, “Olmasaydın da olurduk” şeklinde alternatif bir ilan yayınladı.

Tabii ilan yayınlanır yayınlanmaz, malum zihniyet en iyi bildiği şeyi yapıp önce bize hakaret ettiler, sonrasında ise Sancaktar dergisi ve o dönem gazetenin “Sorumlu Yazı İşleri Müdürü” olan şahsıma, “5816 sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Kanunu’nun, 1 ve 2’inci maddesi uyarınca “ceza davası” açtırdılar.

Duruşma günü gelip çattığında, Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki mahkeme salonunun önüne avukatımdan önce gittim.

Salonun önüne geldiğimde, birkaç yaşlı Kemalist ve tıfıl bir avukat, kapının önünde bir an önce haddimi(!) bildirmek için bekliyordu. 

Sonrasında duruşma saati geldi ve mübaşir bizi mahkeme salonuna davet etti. 

Neyse!..

Salona geçtik ve duruşma başladı.

Hâkim, salona göz gezdirdikten sonra ilk sözü o genç avukata verdi. 

O da elindeki dilekçeyi kâtibe uzatarak, davaya müdahil olmak istediğini söyledi.

Hâkimin yanında oturan savcı bey;

“Siz hangi sıfatla davaya müdahil olacaksınız?” diye sordu.

Avukat da gayet mağrur bir edayla; “Atatürk’ün evladı, sıfatıyla” dedi.

Tabii ben neler olup bittiğini anlamaya çalışırken, savcı bey zılgıtı patlattı:

“Atatürk’ün savcısının olduğu yerde, evladına söz düşmez!”

Aman Allah’ım!..

O anı görmeliydiniz. 

Şimdilerde CHP’de koltuk kapmaya çalışan o uzun boylu avukat adeta gökkuşağı gibi renkten renge girmişti…

Devamında Savcı Bey: 

“Atatürk’ün kurduğu laik ve demokratik cumhuriyet” diye başladığı mütalaasını;

“Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, ‘düşünceyi açıklama özgürlüğünün; demokratik bir toplumda, her bireyin özgüveni için gerekli temel şartlardan birini oluşturduğunu” söyleyerek!..

“Sadece zararsız ve kayıtsızlık içeren bilgi ve düşünceler değil, aynı zamanda kırıcı, şok edici veya rahatsızlık verici olanlar için de gerekli olduğunu”..

“Çok seslilik, tolerans ve hoşgörü ortamının oluşması için bu tür düşüncelerin serbestçe ifade edilmesinin” gerekliliğine vurgu yaparak…

“Atatürk karşıtı birtakım düşüncelerin Atatürk’ü küçültmeyeceği” sonucuna varıp, beraatımı istemişti.

Ben de o davadan kurtulmuştum. 

*

Aradan 12 yıl geçtikten sonra benzer bir hadise ile karşı karşıyayım…

Kara Harp Okulu’nda 30 Ağustos’ta gerçekleşen ve “darbe provası” olduğu gün gibi ortaya çıkan “korsan yemin” sonrası…

Kendisini “Atatürk’ün kızı” olarak gören ve “cumhuriyeti korumakla” yükümlü olduğunu söyleyen Ankara 1 No’lu Barosu’na kayıtlı  İclal Türkmen adlı bir avukatın şikayeti yüzünden emniyet ile savcılık arasında mekik dokuyorum…

Avukat hanım, daha önce hazırladığı ve Mustafa Kemal’in, “Türkiye’de yaşayan tüm insanları din, dil, ırk cinsinden ayrım gözetmeksizin kanun önünde eşit bir vatandaş haline getirdiğini” belirttiği ve daha önce defalarca kullandığı şablon bir dilekçesine…

Başta darbe heveslisi teğmenler olmak üzere, içerisinde hakaret olmayan fakat malum zihniyetin hoşuna gitmeyecek ifadeler bulunan paylaşımlarımı toplayarak…

Mustafa Kemal hakkında hiçbir ifade kullanmadığım halde, hakkımda 5816 sayılı Atatürk’ü koruma kanununa muhalefetten suç duyurusunda bulunmuş…

Savcılık da mecburen dilekçeyi işleme koyarak benden ifade vermemi istiyor…

Hatta bu suç duyurusu yüzünden önceki gün akşam saatinde evime polis gönderdiler.

Bunun üzerine moralim bozuldu ve avukat hanımı aradım. 

Neden böyle davrandığını, devletin savcıları dururken neden işgüzarlık yapıp insanlar aleyhinde şikâyette bulunduğunu sorduğumda…

Tıpkı, şeriatçı olmadığını ispat etmek ve laik cumhuriyeti korumakta kararlı olduğunu ispat etmek için 2016’da kaldırılan 28 Şubat’tan kalma yasaklı yemini okuyan Teğmen Ebru Eroğlu gibi…

Avukat İclal Türkmen de; “Avukatlık kanunundan kaynaklanan yetkiyle ben cumhuriyeti şeriatçılardan koruyorum” dedi.

E!.. Hani Atatürk sayesinde “eşit yurttaş” olmuştuk…

O halde hangi akla hizmet ederek, Cumhuriyet rejimini, dedeleri bu vatan uğruna can veren torunlarından koruyorsunuz!..

*

Tabii burada bir yasal boşluğa da dikkat çekmek istiyorum.

Cuntacı Teğmenler, yaptıkları ihanet girişiminin hesabını TSK’ya ait disiplin kurullarında verirken…

Adeta CHP’nin arka bahçesi gibi hareket eden barolara mensup avukatlar, hukukun üstünlüğü/özgür Türkiye için uğraş vereceklerine, vatandaşların cezalandırılması için koşturup duruyorlar.

Kendisini cumhuriyet savcılarının yerine koyan ve ben dahil çok sayıda insana yönelik itibar suikastı düzenleyen Kemalist Avukat İclal Türkmen’i şikayet etmek için aradığım Ankara 1 No’lu Barosu’nun yöneticileri, hesap sormak yerine, suç uydurup insanları töhmet altında bırakan üyelerine siper oldu.

Arkasında bu kadar destek olan ve caydırıcı bir müeyyide bulunmayan biri, fırsatını bulduğunda tabii ki insanların üzerinde vesayet ve zulüm fırtınası estirir!

Dolayısıyla bu keyfiliğe de bir an önce çözüm bulmak gerekiyor!

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

H.Y.E

Kemalistler fikir ve inanç özgürlüğünü sadece kendileri için isterler. Böyle bir hakkı başlarının kullanmaya kalkması onların faşist karakterini hemen harekete geçirir.

Asım,ın nesli

Bu ūlke için 18 ay askerlik yapmíş biri olarak soruyorum, evlenmeyen eh haliyle çolukla çocukla işi olmayan chpli kemalist bayanlar benimle hangi hakla hangi şartta eşit olabiliyorlarmíş bilmek isterim.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23