Bir çocuk açken, insanlık tok olamaz
Bir çocuk açken, insanlık tok olamaz
Yücel Kaya
Bir çocuk açsa, dünya doymaz.
Bir çocuk ağlıyorsa, sessizlik suçtur.
Ve bir çocuk göz göre göre açlıktan ölüyor
Ve bir çocuk ölürken,
Dünya mezar taşı sessizliğine gömülüyor.
Gazze’de bugün çocuklar aç değil yalnızca…
Onlar, bir ekmek kırıntısına değil, insanlığa açlar.
Umuda aç, şefkate aç, merhamete aç…
Süt bulamıyorlar, çünkü düşmanın hedefi onlar.
Ekmek bulamıyorlar, çünkü aç bırakılarak sindirilmek isteniyorlar.
İlaç bulamıyorlar, çünkü onların yaşamasından rahatsız olan bir zihniyet var.
Ama asıl bulamadıkları şey nedir biliyor musunuz?
İnsanlık…
İnsanlık yok bu dünyada!
Utanın! Utanın!
İnsani yardım konvoyları vuruluyor.
Un çuvalları, çocuk cesetleriyle birlikte gömülüyor toprağa.
Ve dünya hâlâ “denge” peşinde;
Hâlâ “tarafsızlık” adı altında zalimle mazlumu aynı kefeye koymakla meşgul.
Oysa Gazze’de taraf bellidir:
Bir yanda zırhlı tanklar, bir yanda çıplak ayaklı çocuklar.
Açlar o çocuklar…
Bir yanda binlerce ton mühimmat, bir yanda içi boş tencereler.
Çocuklar aç ölüyor İnsanlar neredeler?
Bir yanda küresel sistemin tüm koruyucuları,
Diğer yanda açlıktan kıvranan bir bebeğin ağlayamayan bedeni…
Siz hiç açlıktan ağlayamayan bir bebek gördünüz mü?
Çünkü ağlamak da enerji ister.
Gazze’de çocuklar artık ağlayamıyor.
Gözlerinden yaş değil, yorgunluk süzülüyor damla damla,
Bedenleri değil, hayalleri eriyor çocukların.
Bir zamanlar zalimin tanklarına
Sapanıyla taş atan çocuklar vardı!
O çocukların boyu dev Calut’ın karşısında duran
Davut kadardı.
Şimdi yok.
Bir zamanlar oyuncak tutan elleri, şimdi taş bile tutamayacak kadar zayıf o çocukların.
Ve anneleri, elleriyle doyuramadıkları yavrularının gözlerine bakmaya cesaret edemiyor artık. Utanıp ar ediyor.
Ama dünya utanmıyor.
Birleşmiş Milletler rapor yazıyor, Avrupa bildirge hazırlıyor, Amerika “itidal” çağrısı yapıyor. O sırada Gazze’de bir çocuk daha toprağa aç olarak giriyor.
Bu dünyanın kalbi varsa eğer,
Yemin olsun ki Gazze’de atmıyor artık.
Bu dünyanın vicdanı varsa, dilsiz.
Bu dünyada Müslüman varsa kimliksiz!
Ve bu dünyada adalet varsa,
Sadece güçlü olanın dilinden konuşuyor.
Dünya açları değil tokları görüyor,
Zalim, sadece kurşunla değil; unutturarak da öldürüyor.
Ve Gazze’nin çocuklarını açlığa mahkûm edenler,
Onların acısını sessizlikle boğmak istiyor.
Sözümüzü Gazzeli bir çocuğun feryadıyla bitirelim:
“Anne, ben tok olsam ne değişir ki?
Oynayacak ne bir oyuncak ne de bir sokak,
Ne de bir arkadaş kaldı!
Arkadaşlarımın hepsi ya gitti ya gömüldü.
Uyurken açlığı unutuyorum, ama uyanınca bombalar hatırlatıyor.
Ben ne zaman çocuk olacağım anne?
Ne zaman bombalardan yıkılmamış sokaklarda
Canlı arkadaşlarımla oynayacağım?”
Ey dünya!
Bir çocuğun açlığa terk edildiği çağda hiçbir gelişme, hiçbir teknoloji, hiçbir diplomasi övünülecek bir medeniyet değildir.
Gazze’de çocuklar aç, dünya utanmalı.
Ama utanan yoksa, işte orası zaten cehennemin ta kendisi olmalı!
Dünya Gazze’de cehennemin ta kendisi oldu.