• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Nusret Reşber
Nusret Reşber
TÜM YAZILARI

Müslüman Türk, her zaman özlenendir, gözlenendir!

05 Aralık 2024
A


Nusret Reşber İletişim:

Müslüman Türk, her zaman özlenendir, gözlenendir!

NUSRET REŞBER

Hemen söylemek zorundayım, dünyanın imarı sadece Müslümanlara has bir özelliktir.

Bu yükün altına girmeyi vazife bilenler de sadece Allah’a inananlardır.

Allah’a inancı olanlar, yeryüzünü sadece insanlar değil, bütün varlıklar istifade etsinler diye imar etmeyi görev bilirler. Tarihten bugüne insanlık buna şahittir.

Ebul Hasen en-Nedvî, “Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti?” eserinde bunu uzun uzadıya işler…

“Müslüman olmayanlar dünyayı inşa etmezler mi?” diyecek olursanız. Onlar, Allah’ın ayetteki ifadesiyle sadece azgınlık içinde şımarmak, hayvanların yediği gibi yemek ve zevklenmek için dünyayı inşa ederler. Eğlenme ve zevklenme umutları tükendiğinde de taş üstünde taş bırakmazcasına her yeri yakar, yıkarlar. Hiçbir canlıya da acımazlar…

Bu sebeple “Dünyanın imarı Müslümanların omuzlarındadır!”

Müslümanlar, güç kuvvetten ve iktidardan düştüğünde hayatta canlılık emareleri bir bir kaybolur. Dünya nefes alamaz olur.

Uzağa gitmeye gerek yok, ülkemizin 20-30 yıl öncesine bakmak yeterlidir. Cumhuriyet döneminde nice camii, medresenin ahıra çevrildiğini, satıldığını da konuşmaya gerek yok sanırım...

Zira 916 yıl kilise, 481 yıl da camii olarak kullanılan bir mabedin, İstanbul’un kalbi, dünya mirası Ayasofya Camii’nin daha dört yıl öncesine kadar, 86 yıl müze olarak kullanılması bu söylediklerimizin en hafifi…

Allah’a ibadet için yapılan bir mabet, Allah’a isyan eden cünüp, pis insanların ayaklarıyla kirletildiği mekân oldu.

Bu ifadeyi de bir Müslümandan değil, bir papazdan dinleyelim.

2020 Temmuz’unda Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi olarak bu mabed, tekrar asli konumuna, ibadete açılınca ileri, geri çok kişi konuştu.

Hıristiyanlardan önce bizim yerli muhaliflerimiz, her şeye maydanoz olanlar, camii olarak açılmasına karşı çıktı. O detaylara girmeden… Sadece Yumanistan’ın Başkenti Atina’da, Analipseos Kilisesi Papazı Papanikolaou’nun söylediklerini vereceğim.

 

“Türklerin olduğu yerler her zaman daha iyiydi… Türkler hiçbir manastırı kapatmadı, ama Yunanistan’da Othonas’ın emriyle çok sayıda manastır ve kilise kapatıldı… 

Bu yüzden insanlar ‘Latin serpuşu yerine Türk sarığı görmeyi tercih ederim’ demişti…’’

Sözlerinin devamında, “Burası camii olarak değil de kilise olarak açılsaydı, kilise ayini yapılsaydı ortodoksların kemikleri sızlayacaktı…”

“Çünkü ön sırada imansız insanların, kâfir siyasetçilerin, ‘aforoz edilmiş’ devlet yöneticilerinin, Papa’nın temsilcilerinin, kardinallerin dikildiğini, kameralarda onların yüzlerinin yansıdığını göreceklerdi. Episkoposlar ve papazlar gösterişli ayin kıyafetleriyle poz verirlerdi, kadın bakanlar ve milletvekilleri dar pantolonlarıyla ya da havadar giysileriyle bedensel meziyetlerini teşhir ederlerdi, fanatik milliyetçiler putperestlerle birlikte bayraklarını tehditkâr bir şekilde sallarlardı, ateist büyükelçiler, yabancı devletlerin temsilcileri, hep birlikte şovda, her zaman olduğu gibi…”

Bunu bir papaz dillendiriyor, Müslüman Türkleri, anlatarak, överek…

Bizimkilerse onlara yaranmak için, sapık Avrupa’yı kızdırmamak adına neler zırvalıyor neler, şaşılacak şey.

Başlığımızdaki ifadeye dönecek olursak, Müslüman Türk, her zaman özlenendir, gözlenendir!

Cumhurbaşkanı Erdoğan daha önce ne demişti?

“Türk özlenendir, gözlenendir. Türkler mazlumların, başı dara düşenlerin yanındadır. Biz de Gazzelilerin yanında olarak bunun hakkını vermeye çalışıyoruz.”

İki gün önce bunu yine tekrarladı.

“ ‘Türk beklenendir. Türk yolu gözlenendir’ tespitinin kuru bir hamaset değil güçlü bir hakikat olduğuna pek çok yerde şahitlik edersiniz. Yurt dışı ziyaretlerimizde de buna şahitlik ettik ve gördük.”

Evet, bizim tarihimizde, özellikle İslam’a sarıldığımız, ondan beslendiğimiz dönemlerde bu hep olagelmiştir. Sadece ırkdaşlarımız, dindaşlarımız değil herkese sığınak ve liman olmuşuzdur.

Bugün Filistinli kardeşlerimize kan kusturan, soykırım yapan Yahudileri bile dün koruyup kolladık…

Son yıllarda Ortadoğu’da her göçe kucak açtık. Kimseyi gerisin geriye ateş çukurunun içine itmedik.

Batı ne yaptı? Hem ülkelerini cehenneme çevirdi hem de göçe zorladığı insanları denizlerde ölüme terk etti.

Ülkelerine sığınanları işkenceye tabi tuttu, onlara insanlık dışı muameleler sergiledi.

Dün bize sığınanlara kucak açtığımız için, bize sığınanların dışında her ülkeye el uzattığımız için de her gittiğimiz ülkede el üstünde tutuluyoruz.

Bizi gördüklerinde insanların gözleri yaşarıyor.

Bayrağımızı alıp öpüyorlar, bağırlarına basıyorlar.

Bugün Suriye’de ülkelerine dönen mazlum insanlar bayrağımızı asıyor, bize sevgilerini gösteriyor.

Bunu anlamakta zorlanan bizim içimizdeki bizden olmayanlar, buna anlam veremedikleri gibi bir de ileri geri konuşuyorlar!

Dünya bizi anlamakta zorlanmazken içimizdeki beyinsizlerin anlamamasına tek kelimeyle, “yazıklar olsun!” diyoruz.

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Merhaba

Rabbim ilminizi, ömrünüzü, gayretinizi ve gücünüzü artırsın hocam, çok güzel bir yazı. İki cihanda da mesut ve bahtiyar olasınız. Âmin!

Durdu Mehmet DAL

Allah razı olsun hocam bilgilendirici güzel bir yazı olmuş.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23