• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Nusret Reşber
Nusret Reşber
TÜM YAZILARI

İnsan en sevdiklerinden kaçar mı?

21 Kasım 2024
A


Nusret Reşber İletişim:

İnsan en sevdiklerinden kaçar mı?

NUSRET REŞBER

 

Başlığı yazınca sizden önce sorduğum soruya kendim, yalın olarak cevap aradım. Tam buldum derken ondan önce daha komik şeyler geldi gözümün önüne.

Şahit olanlar daha iyi hatırlayacaktır, kümes hayvanlarının önüne bir yiyecek atıldığında veya farklı bir yiyecek gördüklerinde onu en hızlı kapanlardan biri, ağzındaki yiyecekle, “hazine bulmuş gibi” sağa sola kaçışır; diğerlerini de peşinden koşuşturur…

“Hazine bulmuş gibi” demişken…

Yıllar önce bir arkadaşımın başından geçenler aklıma geldi.

O da uzun yıllar akrabalarından, tanıdıklarından kaçmış durmuş… Ve birçok yer dolaştıktan yıllar sonra memleketine dönebilmiş. “Sebebi de ne ola?” derseniz.

Henüz çocuk yaştayken, aldığı bir yılbaşı biletinin çıkmasıymış.

Ailesinin, çocuğuna çıkmış bilet sebebiyle başı derde girmiş. Tam sevineceklerken tüm çevresi tarafından rahatsız edilince çareyi kaçmada bulmuşlar…

Düşünebiliyor musunuz? En sevinçli olması gereken günde, en yakınlarından köşe bucak kaçmak nasıl bir hal?

Biz bunları düşünürken, sıkı sıkıya sarıldığımız bu dünyanın çok kısa ömürlü ve geçici olduğunu bize haber veren rabbimizin şu ayetlerini peşi sıra hatırlıyoruz:

“Ey kavmim! Şüphesiz bu dünya hayatı ancak (geçici) bir yararlanmadır. Ahiret ise ebedî olarak kalınacak yerdir.” (Mü’min 39)

“…Dünya menfaati önemsizdir, Allah’tan korkanlar için âhiret daha hayırlıdır…”(Nisâ 77)

“Bu dünya hayatı ancak bir eğlence ve oyundan ibarettir. Ahiret yurduna gelince, işte gerçek hayat odur. Keşke bilselerdi!” (Ankebût 64)

“Fakat siz dünya hayatını tercih ediyorsunuz. Oysa âhiret daha hayırlı ve süreklidir.” (A’lâ 16-17)

Evet, tüm kemal sıfatlarıyla Allah’ın varlığı, Peygamberler, indirilen Kitaplar ve birçok görevleri bulunan Melekler gibi ebedi ve sonsuz hayat yeri olan Ahiret hayatı da iman esaslarındandır.

“Ey iman edenler! Allah’a, Peygamberine, Peygamberine indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba iman edin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, peygamberlerini ve ahiret gününü inkâr ederse, derin bir sapıklığa düşmüş olur.” (Nisâ 136)

Sur’a üflemekle görevli melek İsrafil’in ilk üflemesiyle dünya hayatı son bulacak. Diğer bir ifadeyle kıyamet kopacak… Asıl herkesin en sevdiğinden dahi kaçış şimdi başlamış olacak!

“Kişinin kardeşinden, annesinden, babasından, eşinden ve çocuklarından kaçacağı gün, kulakları sağır edercesine şiddetli ses geldiği vakit, işte o gün onlardan herkesin kendini meşgul edecek bir işi vardır.” (33-37)

Ve sonra sur’a ikinci defa üflenecek. Artık Ahiret hayatı başlamıştır. İnsanlar diriltilip yaptıklarından hesaba çekilecekler.

Ancak o gün, sandığımızdan çok farklı olacak. Herkes, dünyada yapıp ettiğinden, yapması gerektiği halde yapmadığından sorulacak.

“Artık Kitap ortaya konur. Suçluları, kitabın içindekilerden korkuya kapılmış görürsün. ‘Eyvah bize! Bu nasıl bir kitaptır ki küçük, büyük hiçbir şey bırakmadan hepsini sayıp dökmüş!’ derler. Onlar bütün yaptıklarını karşılarında bulurlar. Ve Rabbin hiç kimseye zulmetmez.” (Kehf 49)

Ve herkes amellerine göre ceza ya da mükâfatla karşılık görecektir.

“Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlemişse, onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlemişse, onun cezasını görecektir.” (Zilzâl 7-8)

Bu dünyadayken hakkı inkâr edenler, peşinden gittikleriyle veya peşlerine taktıklarıyla beraber ahiret hayatının dehşetini görecekler.

Birbirlerinden kaçmak isteseler de kaçamayacaklar!

O gün hiçbir yere kaçış yoktur.

“İşte o gün sevk edilen yer sadece rabbinin huzurudur.” (Kıyame 30)

Allah’ın hiç kimseye zulmetmeyeceği “O gün bazı yüzler nurlanacak ve nazarları rablerine teveccüh edecektir. Bir kısım yüzler ise o gün insanın belini kıracak bir felâketi sezerek sararıp solacaktır.” (Kıyame 22-25)

Dahası, inatla küfrü tercih edenler, birbirlerini inkârın, sapkınlığın dehlizine çekenler kimi suçlayacaklarını bilemeyecekler.

Hiçbir fidyenin fayda sağlayamayacağı o gün, korkunç sondan kurtulmak için herkes, her çareye sarılmak isteyecek. İyiler/cennetle müjdelenenler birbirlerini tebrik ederken, dünyada kötülükte birbirlerine dost olanlar, orada düşman olacak.

“Allah, şöyle der: ‘Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan toplulukları ile birlikte ateşe girin.’ Her topluluk (arkasından gidip sapıklığa düştüğü) yoldaşına lânet eder. Nihayet hepsi orada toplandığı zaman peşlerinden gidenler, kendilerine öncülük edenler için, ‘Ey Rabbimiz! Şunlar bizi saptırdılar. Onlara bir kat daha ateş azabı ver’ derler. Allah, der ki: ‘Her biriniz için bir kat daha fazla azap vardır. Fakat bilmiyorsunuz.’ ” (Araf 38)

İşte hiçbir pişmanlığın fayda sağlamayacağı o dehşetli gün gelmeden önce bugün, aklını kullanan, rabbinin hidayet yoluna girenlerden olmak için hâlâ geç değil!

Bugünü iyi değerlendirmek gerektiğini artık anlamanın zamanı gelmiş olsun.

En sevdiklerimizle beraber birbirimizden kaçmak değil de tebrikleşme olsun diye bugünü iyi değerlendirmek gerektiğini hatırlamalıyız.

Rabbim bizleri, dünyada rızası doğrultusunda hareket eden, ahirette de pişmanlık duymayan kullarından eylesin. Amin..

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

nuri

Hoca KISA YAZ KISA...
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23