Acı ve tatlı günde insan olamamak
Acı ve tatlı günde insan olamamak
Nusret Reşber
Dünyada ve ülkemizde olaylar çok hızlı gelişmektedir, yetişmek mümkün değil.
Değerlendirmek daha da zor…
Zira jet hızıyla her gün, her an yeni bir haberle sarsılıyoruz. Özellikle acı olaylar ve haberleri, çoğu zaman sevinç duymamızı, olması gereken en nadide anlarımızı hüzne boğuyor.
Bazen hasretle ve iple çekilen bir buluşmayı, bazen eş-dostların bir araya toplandığı nişan/düğün gününü, kimi zaman da dünyaca kitlelerin sevinçle uyanacağı ya da uyandığı bir günü kor bir ateş düşerek her şeyi bitiriveriyor.
Buna, bazen bir serseri kurşun, haince bir intikam duygusu sebep olurken, kimi zaman da insanlıktan nasibini almamış birileri, insanlığın huzurunu hedef alıyor, mutlulukla bitecek anlarını kâbusa çeviriyor.
Bu gidişatın kıyamet kopacağı güne kadar devam edeceği muhakkak…
Zira insanoğlu var oldukça, hele hele iyi ile kötü mücadelesi sürdükçe, iyiler hayata iyilik serpiştirme yarışında ve kötüler de dünyanın huzuruna kötülük tohumları ekme çabasında oldukça acı ve tatlı anlar da var olacaktır.
Ne hazin ki iyilerin temsilcisi, ilk insan Âdem’in zürriyetinden hep iyilik beklenirken çoğu insan bu tabiatını unutarak, insan kalamayarak, kötülüğün sembolü ve atası olan, ateşten yaratılmış insan düşmanı şeytanın askeri oluyor.
“Ey Âdemoğulları! Avret yerlerini kendilerine açmak için, elbiselerini soyarak ana babanızı cennetten çıkardığı gibi, şeytan sizi de saptırmasın...” (A’râf 27) uyarısına rağmen insanoğlu şeytanın peşinden gitmeyi yeğliyor ve kendisi bizzat bir şeytan oluveriyor.
…
Nice peygamberin içlerinden çıkarıldığı, kendilerine ilahi mesajı tebliğ ettiği İsrail Oğullarının devamı olan bugünkü İsrail, peygamberlerin içlerinde yaşadığı o günden bugüne insanlığın başına bela olmaya devam ediyor.
Onca peygamberin bile gözünün yaşına bakmayan İsrail Oğullarından, insanlık beklemek, merhamet ummak gereksiz bir uğraş ve zavallılık olur.
İşte görüyoruz bir asra yakındır Filistinlilerin kanıyla beslenen ve her gün sınırlarını gasp ettikleri Filistin topraklarıyla topraklarını genişletme arzusunda olan lanetli İsrail’i.
Bu lanetliler, sadece Filistin topraklarını işgal etmekle de kalmayacaklarını her fırsatta deklare etme cüretindeler.
Ortadoğu ülkelerinin hepsini tehdit eden bu insanlığın baş belası İsrail, aslında dünyadaki tüm savaşların da arka planın da onlar görünmektedir.
7 Ekim 2023’ten beri Gazze’yi yerle bir eden, 50 bin masumu şehit eden, bir o kadarını yaralı ve sakat bırakan, 100 bin insandan haber alınmamasına sebep olan bu lanetliler, nihayet 15 ay sonra, 19 Ocak’ta ve zoraki yürürlüğe giren ateşkesi bile tanımadı.
Hamas, barış sağlansın diye bütün şartları kabul etmesine rağmen İsrail anlaşmayı sabote etmek ve akamete uğratmak için her şeyi yaptı.
Ateşkesin başladığı son anlara kadar masum Filistinlileri vurmaya devam etti.
Hatta anlaşma sağlandıktan, karşılıklı esir takası yapıldıktan sonra bile masum insanları evlerinde vurmaya devam etti.
Bunu Hamas yapmış olsaydı, artık İsrail’in soykırımcı olduğunu kabul eden bütün dünya bile İsrail’i haklı görüp ve Hamas’ı yine hedef tahtasına oturtacaktı.
Ama İsrail’i suçlayabilen, sen ne yapıyorsun diyen olmadı, olamaz da.
İsrail Yahudi’sinin buna hakkı var ama diğer insanların yaşamayı düşünme hakları dahi olamaz!?
ABD’nin tekrar göreve gelen yeni başkanı Trump bile bir şey diyemedi!
Tamam, belki İsrail’in ateşkese gitmesine Trump’ın “ben göreve gelmeden ateşkes sağlansın, ben savaş istemiyorum…” gibi söylemleri de etkili oldu ancak…
Trump’ın da daha önceki dönemde İsrail’le ne kadar yakınlaştığını, hemhal olduğunu ve en üst perdeden destek verdiğini bilmekteyiz, unutmadık.
Hıristiyan olan Trump ve batının İsrail’le zaman zaman karşı karşıya kalsalar da birbirlerinin dostu olduğu/olacağı; Müslümanlarla düşmanlık içinde olacakları ayetle sabitken bunun tersini düşünemeyiz zaten.
İnşaallah savaşlar biter, savaşsız ve herkesin dostça yaşadığı bir dünyayı paylaşırız temennisini yineliyoruz
…
Evvelki gün ülkemizi acıya ve yasa boğan Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’ndeki feci otel yangınıyla uyandık.
Şimdiye kadar güncellenen resmi kayıtlara göre 76 vatandaşımız vefat etmiş bulunmakta. Yaralı kardeşlerimiz var…
Bu acı olayda hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılara şifalar, yakınlarına ve ülkemize sabırlar diliyorum.
Burada şunu söylemeden geçemeyeceğim.
Her bir olayda insanlıktan nasibini almamış kimileri gündemi kendi çıkarları doğrultusunda sabote etmeye çalıştıkları gibi bu yangın felaketinde de aynı emelleri sergilediler...
11 ilimizi sarsan ve binlerce insanımızın hayatına mal olan 6 Şubat depreminde de olduğu gibi bugün de rahatlarından ödün vermeyen kimileri oldu.
Sıcak deprem saatlerinde dahi hırsızlık yapanlar veya sosyal medyada olayları çarpıtarak farklı yönlere çekmeye çalışanlar bugün de aynı çirkefliği sürdürdüklerini gördük.
Anlaşılan bu zihniyetteki hastalıklı ruh, ne tatlı ne de acı günümüzde bizden olmamaya ve insan olmamaya devam ediyor.
Allah ıslah etsin veya bildiği gibi eylesin bunları.