Tevhid, vatan, direniş
Ortadoğu’da sınırlar cetvelle çizilmişti ama halklar öyle değil.
İsrail, yıllardır kendi güvenliği bahanesiyle sınırların ötesine uzanıyor, bölgesel parçalanmaların önünü açacak kışkırtmalarda bulunuyor.
Suriye bu politikanın en açık hedeflerinden biri.
Bugünlerde de yeni bir plan konuşuluyor: Dürzileri bahane ederek Suriye’nin güneyinde bir özerk bölge oluşturmak.
Ancak İsrail’in bu hamlesine karşı cevap, doğrudan hedef alınan yerden, Süveyda’dan geldi.
Dürzi topluluğunun önde gelen dini liderlerinden Şeyh Hammud el-Hinnavi, net bir dille hem İsrail’e hem de bu oyuna kapılma riski taşıyanlara seslendi.
“Biz bölücülük istemiyoruz, biz vatanperveriz” dedi.
Bu cümle belki sade ama bölgeyi bilenler için derin anlamlar taşıyor.
Çünkü Suriye’de iç savaş boyunca birçok grup saflarını değiştirdi, dış desteklere yaslandı, aidiyetleri sorgulandı.
Hinnavi’nin bu çıkışı, tam da bu gri zeminde bir pusula gibi ortaya çıktı: “Pusulamız Şam’dır” diyor.
Basit ama net.
Dürzilerin yönü, geçmişten bugüne, merkezi Suriye’ye dönük olmuş.
Hinnavi sadece siyasi bir duruş değil, toplumsal bir mesaj da verdi.
Diyalogdan, barıştan, birlikten söz etti.
Süveyda’da bir Alevi-Sünni çatışmasının yaşanmasının mümkün olmadığını söyledi.
Lazkiye ve Tartus’ta yaşanan şiddet olaylarına atıfta bulunarak, toplumsal barışa ne kadar önem verdiklerini vurguladı.
Dikkat çeken bir diğer çıkışıysa, “Tevhid inancına sahip Dürziler Müslümandır” ifadesi oldu.
Bu, hem mezhepsel ötekileştirmenin hem de İsrail gibi güçlerin ayrıştırıcı çabalarının önünü kesen bir mesaj.
Aynı zamanda Dürzi toplumunun Arap ve İslam dünyasıyla aidiyetini perçinleyen bir vurguydu bu.
“Vatanı sevmek imandandır” cümlesiyle noktayı koydu.
Bugün İsrail’in niyeti yalnızca bir bölgeyi ele geçirmek değil, halkları kimlikleri üzerinden parçalamak.
Dürziler buna karşı duruyor.
Hinnavi’nin ifadeleri sadece kendi topluluğu adına değil, aslında tüm bölge halkları adına yükselen bir sağduyu sesi.
Suriye’nin geçmişteki sancılarını yaşarken, bu türden net ve ilkeli duruşlar belki de en çok ihtiyaç duyduğumuz şey.
Ve unutulmamalı ki rejimler, liderler değişir; ama halk ve vatan kalır.
Hinnavi bunu hatırlattı bize, hem de tam da yerinde, Süveyda’dan.
Allah'a emanet olun ...