İsrail'in Gazze'ye tam işgal kararı
İsrail'in Gazze'ye tam işgal kararı
Mustafa Ceylan
İsrail, 7 Ekim 2023’ten bu yana süregelen kanlı saldırılarını Gazze'de tırmandırarak, bir adım daha ileriye taşımaya karar verdi.
Katil Binyamin Netanyahu'nun öncülüğünde yapılan Güvenlik Kabinesi toplantısında, Gazze Şeridi'nin tamamının işgal edilmesine onay verildi.
Karar, savaşın boyutlarını katlanarak büyütecek ve uluslararası hukukun, insan haklarının hiçe sayılmasına neden olacak bir dönüm noktası olabilir.
Savaşın oluşturduğu yıkım, Filistin halkı üzerinde tam anlamıyla bir felakete dönüştü.
61 binden fazla Filistinli hayatını kaybetti, milyonlarca insan yerinden yurdundan oldu.
İsrail'in, Gazze'deki halkı hedef alan, barbarca saldırıları devam ederken, bu işgal kararı, sadece bölgedeki gerginliği arttırmakla kalmayacak, dünya genelindeki tüm barış yanlısı güçleri de karşısına alacak.
İsrail’in yeni planı, dünya kamuoyunun gözünden kaçmamalıdır.
Bir milyondan fazla Filistinli, bu işgal nedeniyle daha da fazla yerinden edilecek, hayatları daha da büyük bir belirsizliğe sürüklenecek.
İsrail Başbakanlık Ofisi, bu işgalin bir "tamamen işgal" planı olduğunu açıkladığında, dikkatler bir kez daha Gazze’ye çevrildi.
Ancak bu "tamamen işgal" ifadesi, sadece askeri bir operasyonun ötesine geçiyor.
Zira burada söz konusu olan, halkların yerinden edilmesi ve sistematik bir şekilde topraklarının işgali.
İsrail, Gazze'yi işgal etmek için belirli şartlar öne sürse de, bunlar yalnızca kurnazca hazırlanmış bir sonucun habercisi.
Hamas’ın silahsızlandırılması, Gazze’nin tamamen silahsız hale getirilmesi gibi talepler, bölgeye barış getirme arzusunun ötesinde, sadece bir siyasi zaferin peşinden koşmak anlamına geliyor.
Çünkü silahsızlanma, işgalin devam etmesi için bir örtü ve Filistin halkının direnişinin bastırılmasına yönelik bir bahane olabilir.
Dünya, Gazze halkının direnişi karşısında susmamalıdır.
Filistin halkı, tarihten bu yana devam eden sömürülere, haksızlıklara ve soykırımlara karşı onurlu bir direniş sergiliyor.
İşgalci İsrail'in bu savaş planı, sadece bölgeyi değil, tüm insanlığın ortak değerlerini de tehdit ediyor.
Gazze'nin direnişi, sadece Filistin'in değil, özgürlük, adalet ve insan hakları mücadelesi veren herkesin mücadelesidir.
Terör devleti İsrail’in bu adımı, ne uluslararası hukuka ne de insani değerlere uygun bir hareket olarak görülebilir.
Gazze’de halk, onurlu bir şekilde var olma mücadelesi verirken, İsrail hükümetinin bu tür saldırgan planlarla neyi amaçladığı sorusu tüm dünyaya sorulmalıdır.
Evet, Gazze bir kez daha direnecek, ancak bu direnişin sembolü sadece Filistinliler olmayacak.
Bütün insanlık, bu adaletsizliğe karşı ortak bir duruş sergilemek zorundadır.
İsrail’in işgaline karşı yükselen bu ses, eninde sonunda barışın, özgürlüğün ve adaletin galip geleceği bir geleceğin teminatıdır.
Allah'a emanet olun ...