Amerika kendi vatandaşını feda etmekte ustalaştı
Amerika Birleşik Devletleri’nde yaşanan bu trajedi, artık kimseyi şaşırtmıyor.
Washington yakınlarında havada çarpışan yolcu uçağı ve askeri helikopter, sadece bir kaza değil, ABD’nin “yönetim zaafiyetinin” havada vücut bulmuş hâlidir.
Bu olay, Amerika’nın hava sahasında bile güvenliği sağlayamadığını gösteren acı bir örnek daha sundu.
60 yolcu ve 3 askeri personelin hayatını kaybetmesi, ABD’nin sistematik hatalarının bedelini sıradan insanlara ödettiğini kanıtladı.
Trump’ın açıklamalarına bakıldığında, yine sorumluluktan kaçan bir lider portresiyle karşı karşıyayız.
İnsanların ölümü üzerinden “dua ettim, yakından takip ediyorum” demekle kimseyi kurtaramazsınız.
Ortada bariz bir koordinasyon hatası, ihmalkârlık ve belki de sabotaj olasılığı varken, bu açıklamalar sorumluluk almaktan ne kadar uzak olduğunuzu gösteriyor.
Olayın merkezinde, hava trafik kontrolörlerinin tutumu ve kuledeki talimat eksikliği var.
Ses kayıtlarında duyulan, helikoptere sorulan “CRJ görüş alanınızda mı?” sorusu, bu skandalın ilk basamağı.
Kontrolörlerin, uçağı gören helikoptere “rotanızı değiştirin” demek yerine, “görüyor musunuz?” gibi absürt bir soru yöneltmesi, tam anlamıyla bir fiyasko.
Bu durum, Amerika’nın milyon dolarlık hava güvenlik sistemlerinin bile aslında ne kadar basiretsiz ellerde olduğunu gösteriyor.
Helikopter pilotunun uyarıyı almasına rağmen yönünü değiştirmemesi ise başka bir facia.
Pilotların eğitimi, hava sahasındaki askeri araçların yönetimi ve sivil uçuşların güvenliği tamamen tartışmaya açılmalı.
Ancak tartışmaya açılacak daha büyük bir konu var:
Bu bir sabotaj mıydı?
Sosyal medya kullanıcılarının “Bu sabotaj” iddiaları göz ardı edilemez.
ABD’de uzun süredir Pentagon’a yönelik güvensizlik ve iç operasyonların üstü kapatılıyor.
Trump’ın “önlenebilecek bir kaza” ifadesiyle sabotajı ima etmesi, aslında meseleyi örtbas etme taktiğidir.
Bir yandan yönetim basiretsizliğini kabul etmek istemiyor, diğer yandan suçu havadaki birkaç dakika içinde verilen yanlış kararlara yıkıyor.
Peki ya bu, Amerikan derin devletinin bir oyunuysa?
ABD’nin tarihinde, kendi vatandaşını bile harcamaktan çekinmediği olaylar az değil. 11 Eylül saldırılarından beri kimse bu tür kazalara “masum” bakmıyor.
Şimdi de 60 yolcu ve 3 mürettebatın ölümü, bir “teknik hata” bahanesine sıkıştırılarak kamuoyunun gözünden kaçırılmaya çalışılıyor.
Bu trajedi, Amerika’nın başarısızlıklarının sadece küçük bir örneği.
Küresel düzende kaos oluşturmaya görev edinmiş bir ülkenin, kendi içindeki kaosla baş edemediğini gördüğümüz anlardan biri.
Potomac Nehri’nin buz gibi sularına gömülen sadece uçak ve helikopter değil, Amerikan yönetim anlayışının iflasıdır.
Bugün havada çarpışan uçak ve helikopter, yarın başka bir trajediye yol açacak.
ABD’nin hava sahasında bile güvenliği sağlayamayan bir ülke, dünyaya güvenlik ihracı yapmaya nasıl cüret edebilir?
Bu kaza, yönetim zafiyetinin ve siyasi oyunların bedelini masum insanların ödediği trajedilerin sadece bir örneğidir.
Allah'a emanet olun ...