Edirne’de yerinden doğan tarih
Tarihsiz coğrafya, coğrafyasız tarih olmaz. Tarihini, coğrafyasını, vatan edindiği topraklarını sahiplenmeyenler, inançlarını ve inançlarına bağlı medeniyet mihenklerini, gelecek yüz yıllara taşıyamazlar.
Tarihini ve medeniyetini yaşayan ve yaşatan milletler ve devletler; fiziki, siyasi, kültürel ve ekonomik olarak ayakta kalabilir ve diğer dünya devletlerine karşı bağımsızlık hareketlerini koruyabilirler.
1071 Malazgirt’te başlayan; “imtiyazlı, seçkin ve seçilmiş coğrafyanın” tarihini yazan ve yazdıran unsurlardan birisi de işte tarihin tapusu olan Selçuklu ve Osmanlı eserleridir.
Bu manada Devlet-i Aliye’nin vatan ettiği ve eserleriyle mühürlediği şehirlerden birisi de Osmanlı’nın ikinci Başkenti Edirne’dir.
Edirne, uhdesinde en çok Osmanlı eseri barındıran şehirlerdendir lakin özellikle 1923-50 arasında geçirdiği reddi miras sarsıntısından dolayı hebaya uğramıştır.
•
Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın iradesinin ve idaresinin gücüyle sınırlarımız içerisindeki ve dışındaki eserler yeniden ihya edilmektedir.
İşte bu ihyalardan birisi de Edirne Sarayı’nın yıkıntılarından doğmasıdır. Edirne Sarayı’nın Milli Saraylar Başkanlığına devriyle başlayan çalışmalar hızla devam etmektedir.
Hafta sonu bir sempozyum sebebiyle Edirne’deydik. Sempozyumda Milli Saraylar Başkanı Dr. Yasin Yıldız, Edirne Sarayı hakkında bilgiler verdi. Özetle nakledelim:
“Uzun yıllar boyunca metruk kalan saray, 1805 yılından itibaren cephanelik olarak kullanılmıştır.
1867’de Sultan Abdülaziz’in ziyaret edeceği bilgisiyle özellikle Kum Meydanını çevreleyen yapılarda kapsamlı onarımlar başlatılmışsa da tamamlanamamıştır.
Cephanelik olarak kullanılmaya devam eden saray, 1877-78 Osmanlı Rus savaşları esnasında Rusların kullanmasına engel olmak amacıyla kullanılmaz hale getirilmiştir.
Yakın geçmişte Tunca Nehri’nde meydana gelen taşkınlar sonucu saray alanı büyük tahribatlar almaya devam etmiştir.
Daha sonraki yıllarda saray alanında çeşitli kazı ve restorasyon çalışmaları yapılmışsa da uzun bir sürece yayıldığı için netice alınamamıştır.
Saray, başkanlığımıza devredildiğinde, arazisinde çeşitli kurumlar bulunmakta ve arazi parçalanmış bir görünüm arz etmekteydi.
Tüm bunların neticesinde ülkemizin en önemli tarihi eserlerinden biri olan Edirne Sarayı, 2022 yılında Milli Saraylar Başkanlığı bünyesine katılmış ve hummalı bir restorasyon çalışmaları başlamıştır.
Halen devam eden, “Cihannüma Kasrı”, “Sur Duvarları”, “Arz Odası” restorasyonunda önemli mesafe alınmıştır. Tamamlanan kısımlar ise “Su Maksemi”, “Namazgâh ve Çeşmesidir”.
Bunların yanı sıra “Kum Kasrı” başta olmak üzere diğer tarihi eserlerin çalışmaları proje aşamasındadır. Müstakil bir yaklaşımla ele alınacak olan saray arazisinde, Milli Saraylar Başkanlığı 5 yıllık bir masterplan çerçevesinde çalışmalarını sürdürmektedir.
Bu faaliyetlerin neticesinde Edirne Sarayı; Selimiye Camii başta olmak üzere, şehrin müstesna tarihi ve kültür mirası eserleriyle bütünleşerek, misyonuna uygun olarak kültürel hayattaki yerini alacaktır”.
•
Ezcümle:
Evet, çalışmaların bir kısmını yerinde görme imkânımız oldu. Tarihin şahidi eserleri ihya etmek, milli devlet olmanın gereğidir vesselam.