• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hüseyin Acarlar
Hüseyin Acarlar
TÜM YAZILARI

Siyasi Parti Teşkilatları Ya da Saatleri Ayarlama Enstitüsü

09 Kasım 2020
A


Hüseyin Acarlar İletişim:

Dostum işler bizden sonra dünyaya gelmişlerdir. İşleri onları görecek adamlar inşa eder. Bizde bunu icat ettik.

Halit Bey bir el işaretiyle bütün bu vehimlere son verdi:

Biz bu meseleyi hallettik. Müessesemize tam referansı olmayan, iyi tanımadığımız kimse giremez. Bunun için de prensibimiz gayet sağlam. Memurlarımızın yarısı, kendi akraba ve yakınlarımız olacak. Yarısı da dışardan güvendiğimiz yüksek insanların tavsiyelileri. Böylelikle her nevi dedikoduyu önlemiş olacağız… Herkes kefaleti umumiye altında çalışacak.

Belediye reisi bunu çok beğendi.

Hiç hatırıma gelmemişti, bu. Hakikaten kestirme yollar buluyorsunuz, Halit Bey. Bu prensip bir yığın güçlüğü ortadan kaldırır. Demek imtihan yapmayacaksınız?

Hayır, asla…

Şahadetname, filân?..

Hayır efendim, hayır… Onlar alelâde memuriyetler için lâzım gelen şeylerdir. Halbuki bu hayatın bizatihî kendisi olan bir iş. Memur değil, mütehassıs ister… Hem böylece barem müşkülâtından kurtuluruz.

Ahmet Hamdi Tanpınar'ın Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanından)
Ahmet Hamdi Tanpınar’ın romanı “Saatleri Ayarlama Enstitüsü” iki zıt karakterin oluşturduğu bir kurumdur. O kadar büyük bir kurum ki yurt dışında taklitleri açılıyor. Ülkede herkes onlardan bahsediyor. Açılışlar, partiler, davetler… Ancak bu kurum ne yapıyor? İşte orası tam belli değil. Bilinen bir şey var. Saatleri ayarlıyorlar! Değişik saatler yapıyorlar. Saat ve saat… Ancak tam olarak bu kadar büyük olmaları, neden böyle bir kuruma ihtiyaç duyulduğu belli değil.

Saatleri Ayarlama Enstitüsü, içeriğini ve konusunu romanın karakterlerinden Nuri Efendi (Saat Ustası), Mübarek (Ayaklı ve yaşlı bir İngiliz yapımı duvar saati), Halit Ayarcı ve saat-zaman-insan ilişkilerinden almaktadır.

Roman, çocukluğu II. Abdülhamit döneminde geçen, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde de yaşayan Hayri İrdal'ın anıları şeklinde kurgulanmış olsa da İl başkanlarının vali sayıldığı CHP iktidarı döneminde – ilk yayınlanma 1954- yazılmış olması gözden kaçırılmaması gereken önemli bir nokta.

İşe göre adam mı adama göre iş mi? Sorusunun ironik halidir roman.

Roman dört bölümden oluşur: Büyük Ümitler, Küçük Hakikatler, Sabaha Doğru, Her Mevsimin Bir Sonu Vardır.

Romandaki durum bu yazının muradıyla bağlantılı bir kavramı da mecbur kılıyor; Nepotizm…

Nepotizm kelimesi köken olarak, Rönesans öncesi Katolik papazların yeğenlerini kilise içinde kardinallık gibi önemli pozisyonlara getirmelerine dayanan Latin kökenli bir kavram. Türk Dil Kurumu, bu kavramı “arkadaş veya akraba kayırma" şeklinde açıklar.

Merkezi yönetim ve yerel yönetim kavramlarının bizdeki uygulamalarının uzantısı siyasi parti teşkilatlarının halihazırdaki durumun tarihsel oluşum sürecinden de kısaca bahsetmemiz günü yorumlamada elzem görünüyor.

1834’te müşirlik teşkilâtını kurmak suretiyle eyalet idaresinde yeni düzenlemelere girişen II. Mahmut, birkaç sancak veya eyaleti birleştirerek Anadolu’da bulunan on sekiz eyaletin sayısını dörde indirdi. Daha sınırlı merkeziyetçi bir uygulama sayabileceğimiz bu sistemde müşirlere askerî, mülkî ve malî konularda geniş yetkiler verildi. Yeni teşkilâtın amacı, askerî düzeni geliştirmek ve eyaletleri kötü idareci ve mütegallibenin zulmünden korumaktı. Fakat uygulama beklenen sonucu vermedi. Müşirlerin vergileri iltizam veya emanet yoluyla toplama haklarının olması, muhassıl adı verilen görevlilerin, vergileri mahallin ileri gelenleriyle birlikte kararlaştırması gibi uygulamalar işin rengini değiştirdi. Müşirler umumi mültezim, muhassıllar da ikinci bir vali durumuna geldiler. Tanzimat’ın ilânından sonra her kazaya oranın kadim ailelerinden müdîr-i kazâ namıyla birer idareci tayin edilmesi ve bu müdürlerin haftada üç defa o mahallin hâkim, müftü ve eşrafıyla bir meclis akdetmeleri ve memleketin işlerinin böyle görülmesi kabul edildi (1842). Böylece kaza seviyesinde eski nüfuzlu ailelerin rolü resmîleşmiş oldu.

Cumhuriyet dönemine gelindiğinde siyasi partiler teşkilatları üzerinden yönetim erkine dâhil olmaya başladı. Üç başı mamur (mülki amirlik, belediye, parti teşkilatı) bu vesayet sistemi patronaj için üç parlak kavramı mazeret göstererek yerleşti; liyakat, ehliyet, hak…

Siyasi Parti Genel Merkezleri için taşra teşkilatları, içerdekini itaat ve terbiye ile kendinin dışındakini yok etmeye kodlanmış mitralyözdür. Tamtamcı holiganizmden birlik ve beraberlik nutukları çekmek nasıl bir hak pergeline teğettir? Ötekileştirme üzerine kurulu ( en büyük başkan benim başkan.. İşte lider işte teşkilat… Vur vur inlesin… dinlesin. vs) söylemin tabandan tavana tavandan tabana şiddet dili içermesinden coğrafyamıza hayır gelir mi? Hakkaniyetle soralım. Hak bunun neresinde?

Kendilerini “enel hak” olarak görmek gibi bir imtiyaza sahip kavmi necip karakterlerin ve tufeyli cenahın rahatlıkla yuvalanabildiği bu demokrasi dergâhlarında herkes itaat ve hizmetlerinden dem vurarak her mevkii müktesep hak görüyor. Öyle ya hangi nitelikten bahsediliyor ki nicelik ve ilişkiler siyasetinin bu kadar kabul gördüğü bu ortamda?

Bu hep böyle sürüp gitti. Trene en son binenler kendilerine yer açmak için mutlaka trenden birilerini atmanın mücadelesini verdi. İsimler değişti. Müsamere değişmedi.

Bugün kişisel kızıl elma için nepotizm eksenli siyaset mazur ve anlaşılır görülüyorsa en büyük riyakârlık hayatımıza tahvil edilmiş demektir. Bunun için liyakat, ehliyet, hak kavramları hak getire...

Nepotizm, nedimelerin yamalı bohçalarını allayıp pullayıp cilalayarak satış yaptıkları umutları katletmekten vahşice zevk duydukları cangıl salhanelerde filiz verir. “Kavmimin müseylemetülkezzabı Kureyişin Hak Peygamberinden sevimlidir” tutumunun hak, liyakat ve ehliyet kavramları olmaksızın yerleşmesi mümkün mü? İlişikler siyasetinin ilkeler siyasetine kurban verildiği durumlarda gelecek adına ümitvar olmak mümkün mü? Bunun yeşili, Abdullah'ı, kızılı Ulaş’ı yok. Nepotizme lanet okumadan adab ve edep olmadan haktan bahsetmek mümkün görünmüyor. Yoksa Herkes saatini kendine göre ayarlamaya devam eder.

Kırk yıllık ibadet bir şişe şaraba değişilir mi?

Devam edeceğiz.

 

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

NE ÖNEMİ VARKİİİ

Biden’i ilk tebrik eden chp genel başkanı kemal k. Oldu hayırlı olsun. Chp hdpkk ip sp tbt milli güvenlik sorunu oldular bazı andavallı ak parti artıklarıda onlara katılıp aynı ... başladılar. Lakin ...ları hep dışarda aman dikkat havalar soğumaya başladı

Sabri

Anlatılanlar görülenlerin fotoğrafıdır. Teşekkür ederim.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23