• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hasan Aksay
Hasan Aksay
TÜM YAZILARI

Kılıçdaroğlu nereye koşuyor?

10 Aralık 2018
A


Hasan Aksay İletişim: ,

Her mesleğin, kendine özgü gerekleri vardır. Siyasetin en önemli dayanağı güvendir. Millet, kendini, devletini, istikbalini emanet edeceği, emin kimseleri arayıp bulmakla sorumludur. Bu, hayattan da üstün bir değerdir. Zira, bu uğurda şehit olunur. Millet ve devletini, bilerek bilmeyerek, hırs ve çıkarları uğruna satacak yalancılara yandaşlık, hainliktir. Bu kadar darbeci, terörist, zalim ve destekçileriyle, harap edilen, Irak, Filistin, Libya ibret olarak ortada. Hâlâ görmüyor, ibret almıyorsak? 

Devletini kaybeden sığınmacıların hali? Suriye halkının evleri başlarına yıkıldı. Yetmedi. Bir lastik bot bulup Akdeniz’e açılabilenkadın, çocuk, yaşlı insanların, bu kere de, botlarını şişleyip, denize gömüyorlar. Sınıra ulaşanlar, tel örgülerde perişan. İbret olarak yetmez mi? 

Bütün insanlar ve devletler, her şeyden önce insanlığa, vicdanı, ahlakı, edebi, hayası, sevgisi, merhameti, inancı olan samimi insanların kardeşliğine, dayanışmasına; özellikle de, siyaset için böylelerine ihtiyaç vardır. Şair, “Reyini verdiğin şahsın, kim olduğun bilmezsen; // Kendi düşmanını, kendin seçmektir.”

İnsanlık, ateist görüşle, yani çıkarından başka bir değer ölçüsü olmayan insanlarla fazla bir yol alınamayacağını gördü. Süratle vicdanını harekete geçirmeye uğraşıyor. Ve bu yolda son derece başarılı oldu. Oluyor. Giderek hızlanıyor. Geçenlerde ABD’li Araştırma şirketi PEW, 2050 yılında Almanya’nın, % 38’inin, Hollanda ve İngiltere’nin de hemen onun arkasından geldiğini tahmin etti. 

İslam dünyasının tamamen doğrudan veya kuklalarla yönetildiği ve soykırıma uğratıldığı; fakirlik ve zaruret içinde, adeta tozlaşmış bir dağınıklığa mahkum edildiği geçen asırda dahi rakamlar, ahlak ve vicdanını harekete geçirmek bakımından, son derece anlamlıdır. Geçen asrın başında Müslümanlar, dünya nüfusunun 1/13 iken, bugün bir milyar, 800 milyonla dünyadaki 4 kişiden biridir. 

Nüfus artışının çıkar kavgalarını ve yarışını artıracağı, dolayısıyla gelen günlerin, geçen günleri aratacağı gibi bir istikamet göstermesine rağmen, ahlaka dönüşteki hızlanmanın, Allah’a şükür, ilerisi için, kardeşlik ve dayanışma ikliminin çok daha ümit verici olduğunu göstermektedir.

Yalnızlığını gidermek için, köpek üretiminden, beslenme ve tedavisine milyarlar harcayan materyalist dünya, bütün mahlukatın ekmeli ve eşrefi insanlığı, soykırıma uğratmak için, her fitneyi, her silahı ve imkanı kullanıyor.

Kılıçdaroğlu, Almanya’dan teröristlerle verdiği resim kareleriyle döndü. Sadece teröristlerle beraberlikle yetinmedi. Gazetelere de, Türkiye aleyhinde beyanatlar verdi. Hızını alamadı, Türkiye düşmanı ve PKK sevici özellikli Alman milletvekilleriyle, basına kapalı toplantı düzenledi. 

Kılıçdaroğlu’nun, basına kapalı toplantı yaptığı milletvekilleri, Türkiye’nin, 16 senedir istikrarlı yönetiminden; istikrarla ve MEGA Projelerle kalkınmasından; dünyanın gelişmiş 20 devleti arasına girmesinden ve ilk 10’a doğru ilerlemesinden; IMF’ye borcunu ödeyip, tankını İsrail’e tamir ettirmek zilletinden kurtulup, tank ve İHA’lar yapmasına sevinecekleri yerde, yasa girenler. Kemal efendi görmüyor mu? Bu kadar göremezken, nasıl genel başkanlık yapıyor?

Dünyada Türkiye dostları, insan olarak da, siyasi olarak da, elhamdülillah çok fazla. Son yıllarda, Birleşmiş Milletlerde, en çok ilgi, en çok alkış kime? Dünya mazlumları için çözüm arayan! 

Allah’ın lütfuyla Suriye’de girdiği yer vahaya dönen hangi devlet? Türkiye! Sömürgeci, yandaşı, kuklası ve ırkçısı hariç, insanlığın en çok ilgi duyduğu lider kim? Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan!

Kılıçdaroğlu’nun, basına kapalı toplandıkları arasında bir tane, Türkiye’nin istikrarla kalkınmasından; teröre karşı başarısından; ödeme dengesinin iyileşmesinden memnun, Türkiye dostu bir kimse var mı? Yok! Niçin yok? 

Çünkü sömürgeciler, yandaşları ve kuklaları, yangın yerine çevirdikleri ülkelerde, Esat’la, teröristlerle, darbelerle soykırımı yapıyor. Kaçabilen sığınmacılar da, denizde, sınırda öldürülüyor. Dünya yalnız bize ve uşaklarımıza kalsın istiyorlar.

Onun için, AB ve ABD gibi sömürgeci ülkelerde üst düzey imkan ve koltuk sahiplerinden, Esat, Sisi, Selman’a dost olanlar, Türkiye düşmanı kesiliyorlar. Ama Türkiye dostları, kıyaslanamayacak çok ve Allah için devamlıdırlar.

Kılıçdaroğlu’nun buluştukları da, Kılıçdaroğlu’nu arayanlar. Hepsi bir. Yine de iki örneğe bakalım. Sevim Dağdelen, Almanya’nın, “PKK terör örgütü yasağını kaldırmaya çalışmaların başında. 2013 te, Gezi Darbe teşebbüsüne de koşmuş. Diğer biri, 1993’ten beri Almanya’da yasaklı bulunan PKK’nın sembol bez parçasını, Federal Meclis kürsüsünde açan, Gökay Akbulut. 

CHP, 1960 darbesi ve sonrasının bütün imkan ve otoritesini devren yürütme tecrübelerine sahip bir parti. Bu darbeyle, ikinci Cumhuriyeti ilan ederek, yeni bir diriliş iklimi aradı. O da, tek parti iktidarına döndü. Geriye, darbe seviciliği kaldı.

CHP, Kılıçdaroğlu ile ne hale geldi? 

Türkiye, darbelerle düştüğü siyasi istikrarsızlıklardan istikrarlı bir siyaset ve kalkınmaya döndü; Kemal’in en önemli hedefi bu istikrarı yıkmak. Türkiye’yi, Esat’ın, Sisi’nin, dostluğuna çekip, masum insan katili yapmak diyenler de var. 

MEGA projelerle dünyanın ön sıralarında kalkınan Türkiye, iki kıtayı deniz altından birleştiren, dostlarını sevindiren MARMARAY açılışı dost devlet erkanları ve bütün milletçe kutlanırken, Kılıçdaroğlu niçin Protokol yerinde yoktu? Ankara Tandoğan meydanında, iktidara öfkeleniyordu? Yoksa, kendinin yaşayamadığı, bu milli heyecanı, sevenlerine de, yaşatmamak için mi çırpınıyordu? 

Gezi darbesine bahane ne idi? Taksim’de iki ağacın yerinin değişmesi?

Taksim meydanının tanzimi için senelerdir, planlar yapılmış. Rafta kalmış. Bu kere, İBB Meclisi, CHP dahil bütün parti gurupları, bu planda ittifak etmiş. Tatbike kondu. Milyonlar harcandı. Harcanıyor. Ne o? Kılıçdaroğlu ve bazı CHP’liler, Gezi’nin ön safında? İtirazları, kendi belediye meclisi üyelerine mi? 

Kılıçdaroğlu, desteğini artırıyor. Darbecilerin, dünyadan görünür şekilde önüne geçmek ve bayrağı kapmak mı istiyor? Kadıköy meydanında miting yapacağım” diye CHP’yi topluyor. Toplanılıyor, “Miting yok! Köprüden yürüyeceğiz!” Bu, sıradan bir yalan mı? Tasarlanmış aldatma mı? 

“Taksime gelin” dese, köprüden yürüyenden fazla katılım olur. Miting diye Şişli veya Beşiktaş meydanı ilan etse, köprü trafiği kurtulur. Yine aldatma şartsa olsun. Kemal Bey, bir yalanla kaç kuş vuruyor? Yoksa, yalan, marifetten mi sayılıyor.

“Milletler layık olduğu idareye kavuşurlar”. Atasözümüz de, “Herkes layığını bulur” der. İnşallah milletimiz, iman, ümit ve vahdet içinde, zorlukları aşa, aşa, dirilişini, zirveye taşıyacaktır.

Hamd Allah’a.. 

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23