• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Hasan Aksay
Hasan Aksay
TÜM YAZILARI

İslam düşmanlığı ve savunma sanayimiz

21 Ocak 2019
A


Hasan Aksay İletişim: ,

İslam dünyasının dağınıklığı ve savunma sanayisinin yetersizliği, Batı ve Doğu’daki yaygın İslam düşmanlığı ile şartlandırılmış kimseler için önemli imkanlar doğurmuş ve doğurmaktadır. Bugün, Filistin’den, Afganistan, Irak, Suriye, Yemen ve bütün mazlum dünyadaki cinayetler, göç ve sığınma belaları, bu dağınık, istikrarsız ve savunma sanayii yokluğunun neticesidir.

Terör, darbe, istikrarsızlık, fitne ve çaresizlik denen beşiz kardeşler, bu sömürü düzeneği dışında bir hastalık değildir. Doğrudan doğruya sömürgecilerin, hedeflerine daha kolay ve bahanelerle ulaşmak için kullandığı ara koridorlar ve yıpratma felaketleridir. Bilerek-bilmeyerek, bu beşiz kardeşleri, farklı hastalıklar olarak takdim edenler, asıl kaynağı, gözden kaçırıyorlar. Millet ve ümmetin birlik ve dayanışma zarureti, perdelenip, gözlerden kaybedilmektedir. 

FETÖ örgütünü, planlayıp, destekleyip, büyüten onu bilmez olur mu? Gerektiğinde darbe; gerektiğinde, Ermeni teröristleri; gerektiğinde PYD deyip, Ortadoğu’yu silah deposu ve pazarı haline getiren sömürgeciler değil midir? Bütün kötülüklerin anası, ülkelerin imkan ve dermanını tüketen;sömürgecilere muhtaç edip,“Hazır lokma” haline getiren bu beşli maymuncuktur. 

ABD, Türkiye’nin parasını ödediği, uçakları hem vermiyor, hem de garajda bekletme ücreti istiyor? Bu nasıl iş? Eskiden farklı mı idi? Savaş uçağı alınır. Fakat uçağın kanatları altına yerleşecek bombaları vermezlerdi. Kimseden de alamazdın.

Şimdi, S-400 Rusya’dan alıyoruz. Ama nasıl? 16 yıl Türkiye istikrarla kalkınarak, Gelişmiş Ülkeler arasına girdi. Güçlülerle diplomasi imkanları doğdu. Sayın Erdoğan’ın diplomasi kabiliyeti, Hakka ve halkına dayanması ve iletişim imkanlarıyla ve güçlükle kapılar açılıyor. Yine de uzatılıyor. 

Türkiye’nin baskılara karşı tavrı da; baskıcı grupları içimize kadar dal-budak saldığının aleniyet kazanması da, Sayın Erdoğan, Davos’ta, Simon Peres’e, “One minute” ile başladı. İslam karşıtlığının 2. ve 3. Katmanları, “Görürsün sen!” kabilinden söylenip, yazarak, güvendikleri yerleri ortaya koydular.

Allah’ın Rahmetini gör ki, bunların, “Artık mahalle muhtarı bile olamaz” dedikleri Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı. Türkiye, tank tamiredemezken, en modern tankların seri imalatını yapar hale gelmiştir.

 Erdoğan, ahlaki, tarihi değerlerimize ve milletine dayanarak, siyasi ve ekonomik hamleleriyle, milleti, IMF’den kurtarıp; “Gelişmiş Ülkeler Topluluğuna” katarak, başarılarıyla evrensel diplomaside yerini aldı. İnsanlığa ümit oldu.

Devlette imkan ve imkansızlığın başı siyaset ve istikrardır. 2. Dünya savaşını kaybeden Almanya, kalkındı. Siyasetini kaybeden Almanya, bocalıyor. Irak, Suriye ve Mısır’ın siyaseti, darbeci eline düştü. Netice ortada!

“İki yarım elma, bir elma eder. Yüz yarım insan bir insan etmez.” Savunma Sanayiinde %20 tamire yetmedi. Bugün %68’deyiz. Yeter mi? Yetmez. Ümidimiz Allah’ın lütfu; millet, ümmet ve insanlığın gönül desteğiyle, kalkınmaya kesintisiz devam etmektir. Türkiye’nin istikrarla güçlenmesi, onu, İslam düşmanlığının merkezine oturttu. Baş sebep bu. Bir de buna eklenen sebepler var. Türkiye dirilişi, birçok İslam ülkesi ve mazlum dünyayı canlandıracak. Hatta, birleşip bütünleşeceğiz. Vatan, sömürücüye değil, insanlığa imkan üretecek? En azından, karıncanın hicaz yolculuğu gibi, milletçe bu yolda olmak, dayanışmak, ne büyük şeref. 

İslam düşmanlığı için, sömürüden başka, insani ve vicdani hiçbir gerekçe olmadığı halde, bu derece hararetli kuklalar nasıl doğuyor? Çünkü toplumlardasömürgecileri güçlü görerek, onlar tarafında yer alarak, kolay ve asalak bir hayat hesap eden katmanlar var. Hatta bunlar, “Türkiye, Esat’a bir olup, göçmenleri, BAAS’ın varil bombalarına teslim etsin” diyebilirler.

Hakkı, hukuku dışlayan yönetim kendi sonunu hazırlar. ABD, terörist yandaşlığı ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın korumalarını ve Türkiye’yi tehdide kalkışması; Hollanda’nın, Bakanımızı kuşatarak, karşılayıcılara saldırması, akıl tutulması idi. 225 gün hükümet kuramadılar. Almanya da hastalanmadı mı?

Bu kadar açık hataya nasıl düşüler? Türkiye’nin yükselişini, istikrarını bozmayı o kadar istiyorlar ki, her bedeli ödemeye razılar. Şimdi, mahalli seçimlerde Ak Parti oyları düşsün ki, “Halk memnun değil” bahanesiyle, ekonomik sosyal, siyasi ablukalarla halkı zora sokalım. Yol buluruz hayalindeler?  

Allah’a şükür, yıllardır, Türkiye’ye karşı kötü düş görenlerin bahtı, düşleri gibi karardı. Biz de sıkıntı çektik. Ama devlet nimeti çok büyük bir nimettir. İlkokul sualiyle üniversite diploması olmaz. Devlet nimetine bedeli, şehitliktir. 

Ülkenin istikrarını bozma gayretlerine, ittifaklarına rağmen istikrar ve dayanışmamız inşallah her gün daha güçlenecek, zorluklar, milletimiz, ümmetimiz, mazlumlar ve tüm insanlık için bahta dönüşecektir. Dünden çok ilerdeyiz. İnşallah yarınlar, çok daha aydınlıktır.

Hamd Allah’a!

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23