• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Atilla Özdür
Atilla Özdür
TÜM YAZILARI

Sağ-sol üzerine…

01 Ekim 2018
A


Atilla Özdür İletişim: [email protected]

İlahiyat’tan Muhterem Hamdi Döndüren hocamız, son yazılarımızın birindeki“Müslüman Müslümandır. Müslümanlıksa, asla sağcılık değildir” biçimindeki tanımlamamızdan, “Sanki solculuk olabilirmiş gibi bir imaj uyanabileceğini” belirten bir mektup göndermişler…

Nazik ilgilerinden ötürü evvela teşekkür eder ve hürmetlerimizle selam ve saygılarımızı sunarız…

Konuyu biraz daha açarak ferahlayalım istedik…

Türkiye Gönüllü Kültür Teşekküllerinin 1996 yılında sempozyum kıvamında düzenlediği 6. İstişari Toplantısında konuşan Ömer Çelik, Kur’ani ve dünyevi kavramlara aynı anlamın yüklenemeyeceğine ilişkin katı gerçeği, yaşanmış bir hadiseyle örnekliyor….

Rejim değişikliğinden pek etkilenmeyen mahallin yetmişlik pir-i fanisi, işi düştüğünden hayatında ilk kez devlet dairesine yönelir. Üzerinde günlük kıyafeti cübbe sarık, kapıya yanaşır. Kapıdaki birisi, “Hemşerim, buraya böyle girmek yasak” der. O da, “Ne dedin, anlamadım, nasıl yani bu yasak” ile karşılık verir. Kapıdaki adam bu kez, “Cübbe ve sarıkla buraya girmek yasak” diyerek ihtarını çeker…

İhtiyar da, yapıştırmakta geri kalmaz,

“Valla ben yasak falan bilmem. Helal mi haram mı, sen onu söyle?”…

Burada katı bir gerçek ortaya çıkıyor. Yasağı haram ve yasak olmayanı da helal anlamında kullanma yanlışı…

Bunlar, iki ayrı dünyanın ve bu dünyalara özgü iki ayrı dilin öznel kavramları. Amma kullanılıyor ve kullanıyoruz da. Aynen belediye memurlarının kayıt altına alarak tescil ettikleri evlilik anlaşmalarına nikâh denilmesi gibi…

Oysa birisi, özel hukuka has sıradan bir sözleşme, diğeriyse, doğrudan doğruya ibadet…

Küçüklüğümüzden beri duyageldiğimiz bir söylem vardır. Büyüdükten sonra bu söylemin imani bir gerçek olduğunu öğrendik. Omuzlarımızda birer melek, sağdakinin görevi helallerimizi kayda almak, soldakininse haramlarımızı…

Omuzlarda kayda alınan güzellik ve çirkinlikler, Allahımız tarafından ve Peygamber Efendimizce de emredilip tavsiye edilenler, sağdaki deftere kayıt düşülürken, çirkin ve kötü olanlar da sol tarafta arşivleniyor. Tabii insan ve Müslümanın doğal tabiatı, güzel ve helalliklerin yanında yer almak. Ayrıca, Kiramen Katipleri de çevreye faydalı ve helal eylemlerimizi sağ yanımıza arşivlediğinden, genellikle sağ kavramıyla sıfatlandırılan fikir ve eylemlere dostane yaklaşırız…

Ayrıca giyinmekten tutunuz nafaka temininde sokağa çıkarken sağ ayağımıza öncelik veririz. Hela ve hamama benzer iç açıcı olmayan mekân girişlerinde de solumuza…

Kıymetli kardeşimiz rahmetli Doğa Pala, dini hayatımızda yeşeren bu sağperestlik anlamındaki sağcılığın, siyaset üzerinden insanlığı çeşitli bela ve musibetlerle meşgul kılarak dünyanın huzurunu bozan sömürge sağcılığıyla kavram benzerliğinden öte bir ilişkisi bulunmadığını Vakıa Suresi üzerinden izah etmişti. Materyalist sağ, bu açıklayıcı kitabından ötürü kendisini 163’le cezalandırılarak uzun süreli hapse mahkûm etti…

Beri yandan halkımız, evvelemirde uzak durduğu dünyevi solculuğun komünistlik olduğuna da bir kez şartlandırılmış. Sağ sol, ya da sağcılık solculuk gibi politik kavramların içtimai hayatımızda “üzerinde çok laf edilen ana mevzuların” başında yer alışını dikkate aldığımızda; 

Eko-politiğe pek ilgi göstermeyen halk, sol’dan kaçarken sağ’a meftun muhafazakar, sandık başına geldiğinde acaba sağa mı yakınlık gösterir yoksa sola mı?...

Evvelce şartlandırıldığından, komünizmle bir tuttuğu “sol” kavramına, iradi bir kararla, kesinlikle “hayır” çekecektir…

Nitekim örtülü de olsa dünyeviliğin sağında yer alan CHP’nin, bir zamanlar adı solculuğa çıkarıldığı için, yüzde yirmileri aşamamasının sebebi, seçmen çoğunluğunun fıtraten sağperest oluşundan…

•  

Nitekim, şeytana pabucunu ters giydiren kurnaz siyasa, muhafazakar seçmeni etkilemek için suç olmayan bir tuzaklama düşündüğünde, bir de bakılıp görüldü ki, münadileri meydanlarda bas bas bağırıyorlar:

 “Elinde Kur’an, göğsünde iman, geliyor muhteşem Süleyman…

   

Naima tarihi, içtimai sınıflanmadan bahsederken dünyevi ölçütlere göre sağ ve sol nitelemesine şöyle yaklaşıyor: 

 “Kat’ı israfat mühimdir diye hükkamın esbab-ı ihtişamlarının ref-ine zinhar kalkışılmaya”. Yapılacak şey, “Debdebe ve ihtişam hevesinin taklit ve sair yollarla geniş halk yığınlarına sirayetini önleyici tedbirlere başvurmak…”

Başkanlık hükümetinin son kararlaştırdığı iktisat programında da, dikkat edilirse, bu felsefe yer alıyor. Amma velakin, mebuslarımız trilyonluk hususi otomobilleriyle dingin bir tevazuyla kurularak, Meclis çalışmalarına geliyor, gelebiliyorlar…

Sağcılık ve solculuk realitesi işte hepsi bundan ibaret…

Yukarısı maddi varlık ve konforunu aşağıyla paylaşmak istemez ve oradan gelebilecek talepleri önleyici, ideolojik tedbirleri usulünce alır. Mesela, yılda bir yapılan asgari ücret tesbit çalışmalarında da Naima’daki ayni fotoğraflar görülür…

Talepkâr taraf, aşağıdan gelen işçi yığınları olup dünyeviliğin materyal anlamıyla solcusudur. Ellerini sıkı tutan cimri sermaye de, sağcı…

Tıpkı sosyal realiteyi, “Leica” objektiflerinin buzlu cama tersinden aksettirmesi gibi…

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23