Herkesin bayramı kendine…
Kestirmeden gitmişler ve “düğün bayram etmeyi” teke indirip, tek kelimeye bağlamışlar…
“Bayram”…
Karanlıktan aydınlığa çıkışlara bayram gözüyle bakılır ve çok da çeşitlidir…
•
Bayram’a giden yol tam gırtlak hizasına geldiğinde ikiye ayrılır. Birinde Allah’ü Azimüşşan’ın aydınlığı parlamaktadır ve de, tekil kişilere özeldir. Diğer bayram dünyevi olup, toplumun tümüne has bir özelliğe sahiptir. Dünyeviliğin kendine özgü fiziki karanlığından kurtuluşun sevinç gözyaşları, mutluluktan olacak, milleti hop oturtup hop kaldırır…
Allah’tan gelen bayramlar Cuma ile başlar. Üç ayların her birine birer bayram lütfedilmiştir. Bunların ardından da gerekçeli nicelikleri farklı iki bayram…
Ramazan ve Kurban…
Sabahları erkenden kalkılır genellikle dualı senalı olmak üzere güzelcene bir yıkanılır. Ardından şükranlığın gereği Yüce Yaradana hamd-ü senaya gidilir…
Büyüklerin elleri öpülür, küçüklere bayram harçlığı verilir, Bu arada bayramlıklar da giyilmiş olur. Neticede pür neşe, eş dost ve hısım akraba ziyaretleri ve ayrıca kısa bir tatil ile sıla-i rahim’le bayramın tadı çıkarılır…
Dünyevisine gelince, bu da iki fasılda toplanır…
Türkiye’de bu bayramlar, milletçe topyekûn esaretten bağımsızlığa kavuşma mücadelesinin ak zaferine isimlendirilmiştir…
“Cumhuriyet Bayramı” mesela…
Diğerleri de, zafer yolunda yer alan bazı önemli kilit noktaların adına kurgulanan bayramlar. Merdivenin basamaklarını andırırcasına 19 Mayıslar, 30 Ağustoslar, 23 Nisanlar ve benzerleri…
Ne var ki önceleri aşk ve şevkle padişahlığa nispet edercesine 1 Temmuz’a düzenlenen bayram, bayram ırkçılarının taklitçiliğine kurban edildiği için bayramlığını kaybetmiştir…
Demokrasi gereği yabancı sermaye, bayramsızlıktan istifadeyle denizlerimizde yüzdürüyor kendisini…
Dünyevi bayramların bir diğer türü yine fiziki aydınlığa kavuşma adına kutlanırsa da, bu bayramlarda bahsi geçen karanlığın kaynağı yerlidir…
Karanlık yerli fiziki güçler tarafından uydurulan bu türden bayramlara örnek, 27 Mayıs’ın hürriyet bayramı, 12 Eylül’ün Atatürk bayramı, “28 Şubat Atatürkçülük” bayramları vs…
Bu tür bayramlar siyasi olduklarından, hiçbir zaman bayramlığı hak etmemişler…
•
Bayramda dünyeviliği esasa alan devlet, son yıllarda yapısal bir değişime uğramıştır. Bu değişimin niceliği Devletbaşkanları gibi Başbakan tarafından da haftalarca günde üçer/beşer kez bütün ekranlarda durmaksızın tekrarlanmıştır…
Söz uçar yazı kalır demişler ya, sözün uçmaması için hatta bu değişimin yazılı kanunu bile çıkarılmış...
Bundan böyle her yıl uhrevi bayramların ikisinde emeklilere biner lira bayramlık toka edilecek…
Hani bir söz vardır,”Deliye her gün bayram”…
Ahh, ne de güzel ve keyifli olurdu, her bir günün bir ayrı bayram olması, yoksulluğuna bakmaksızın bu müsrif millet için…
•
İktidar olarak bölüşüm ve dağıtım hizmetlerini üstlenen siyasi kadroların kolaylıkla bu işin üstesinden gelebileceğini zannettiğinden olmalı ki, Muharrem İnce de, ağalığa kalkıştı. Siyasetin dünyevi kanalından geldiğinden, eli mahkum, ağalığa bayramların dünyevilerinden başlayacaktı. Nitekim de öyle de yaptı…
Cumhuriyet amiral gemisi olunca, ki öyledir de, 30 Ağustos’larla 19 Mayıs’lar ve 23 Nisan’lar refakatçı muhrip olarak bayram sularına salınıverdi…
Her bir bayram için üniversite talebelerine altı yüz liralık bayram ikramiyesi…
•
Bağımsız Türkiye Partisi seçimlerden çekilmiş. Çekilmeyip bir başkasının gölgesinde katılmış olsaydı dahi, yine de netice değişmezdi. Devlet başkanlığı için tek başına yatırım cesaretini gösteremedi…
Her neyse, biliyorsunuz yarışmacıların birisi şansını bayramların uhrevisine, bir diğeri de dünyevilerine yatırdı…
Haydar Baş da kılıcını çekip haeyyttt diyerek ortaya atlasaydı, görecekti ki, ortalıkta ne bayramlık kalmış ne seyranlık…
Nasibine düşen 28 Şubatçıların kendi adlarına düzenledikleri bin yıl ömür biçilen Atatürkçülük Bayramı…
Ona yatıracaktı şansını, bil mecburiye…
•
Herkesin günahı gibi sevabı da kendine has olunca, bayramları niye farklı olsundu?
Hiç kimse, başkasının bayramını kendine bayram edinemiyor…
İyi mi ediliyor, yoksa kötü mü?..
Önemli olan, ötedeki dünyada hesap kitap için, buradaki bayramların referans alınacak olması…