• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Atilla Özdür
Atilla Özdür
TÜM YAZILARI

Evde salça, evde yoğurt…

14 Mayıs 2018
A


Atilla Özdür İletişim: [email protected]

Bir varmış bir yokmuş”lu girizgahın İngilizcesi, “once upon a time”dır. İşte böyle efendim, ‘bir varmış bir yokmuş’lu temiz günlerde semt pazarlarıyla manav dükkanlarında topatan kavununa benzer irilikte ve düz yapraklı yağlı marul koçanları satılırdı. Onlar alınır, dış cephelerini çeviren iri kıyım ve biraz da tahrip olmuş yaprakları atılır ve sonra da geri kalan yapraklarını göbekteki küçüklerine doğru teker teker koparıp yerdik. Doyamazdık onun verdiği haz ve lezzetin yanında ayrıca sağlık sıhhat iksirine…

Köylerimizde kadın kısmı, mevsimlerin yazdan kışa doğru yelken açmaya başladığı bereketli günlerde, evlerin “Hayat” denilen avlularında, ayrıca sokak aralarında da kalaylı büyük salça kazanlarını ocakların üzerine oturtur, okkalarca domatesler yıkanmış halde doğranarak kazanlarda evire çevire kaynamaya bırakılırdı…

Şeflik devrinden matah bir şeymiş gibi demokrasi devrine atladık. Meğerleyim çok partili düzen, kapitalizmi getirip püsküllü bela misali sarmış kafamıza. Sarılan püskül, kapitalizmin saf hali değil de, sömürge tipindenmiş. Sömürücü kapitalizmde başarının ölçüsü ise, bir eşşekten beş post çıkarabilme ustalığında imiş…

Zaman geçti biraz serpildik, kulaklarımıza çarpanlardan, çarşı pazarda gördüklerimizden öğrendik ki, marulların tadı gitmiş salçaların da rengi… Karpuz karpuzluğundan ikrah getirmeye ve şeftalinin de tüyü dökülmeye başladığında, bir turizm rüzgarı estirilmiş ki ülkemizde, hemen hemen bütün köylerimiz turizme açılmış…

Şeflik devrinin parasız köylüsü, demokrasi nurunun ışığı altında paraya para demez olmuş…

Salça kazanları, doyumluk değil geçimlik üretiminde başlanmış, kullanılmaya…

Turizme açılmış köylerimizin her birinde birer agora meydanı. Tezgahlar kuruluyor. Köy modeli alçak masa ve sandalyeler uygun yerlere yerleştiriliyor. Hatıralık eşyalar, bini bir paraya gidiyor. Evde yapılmış peynirler, elde yapılmış yoğurtlar, elde yapılmış salçalar, köy işi ev işi tarhanalar, erişteler, kuskuslar ve dahi yaprak sarmaları, baklava samsaları vs. vs. kapanın ellerinde kalıyor…

Şimdilik bakıp görüyoruz ki, imbiklenmiş ev yapımı rakı şişeleri, evlerde mayalanmış kırmızı ve beyaz şarap dolu kupalar ve dahi en önemlisi, ev işi vergiden muaf bira kontainerleri yok bu gelişmişlik ortamında…

Evet neden yok?

Ha, diyeceksiniz ki, işletme ruhsat ve beratları yok da ondan. Bunlar yok olunca, yapılanlar da kaçak olur. Devlet, kaçak rakı üretimini vergi kaybına sebebiyet verdiğinden, bunu kaçakçılık sayıp haklı olarak takibata konu ediyor. Çünkü adıyla da sanıyla da suç. Sonra biraz da öldürücü…

İyi güzel amma, ev yapımı salça da, salça sanayine çelme takmış olmuyor mu?..

Valla efendiler şu ticaretle siyaset işlerine benim aklım pek ermiyor. Eskinin şeflik devrinde ne güzel idi o yediğimiz marullar. Anamın köy bahçesinde ferik elmaları vardı, biraz yumurtayı andırır ve bir de kokusu var ki, sanki Cennetten çıkma. Kışlık olarak yufkalar açılır ve kurutularak kara kışa saklanırdı. İyi kötü şimdilerde de salça karılıp mavi renkli kimyevi ilaç bidonlarında turşu da kuruluyor. Amma nerede eskinin tenekede kurulmuş turşuları?..

Geçenlerde Türkiye’mizin bira kralı galiba Denizli taraflarında olacak, bir Coca Cola fabrikası kurmuştu. Açılış kurdelesini de Devlet Başkanlarımız Tayyip Erdoğan kesmişlerdi. Şimdi de bu jeste mukabil Anadolu Holding’ın sahibi olan kişi, ev biracılığından duyduğu rahatsızlığı açık açık dile getirmez mi?..

İster misiniz bu şikayet ya da rahatsızlık duygusu, kitabiyatta kanuni ve meşru çıkar da, anayasanın eşitliği gereği ev salçacılığına da teşmil edilerek, hanelerde salça kaynatmak yasaklansın!…

Hem sonra efendim, evlerde tarhana karıp konserve kaynatmak, iktisadi gelişme ve kalkınma hızına köstek değil mi ? Niye olmasındı!..

Elbirlik köylü takımı, başlayı vere hep bir ağızdan haykırmaya,

Kahrolsun demokrasi”…

Amma da anlamlı ve matrak olur haaa…

Hani bizlerde adettir ya, ölü evinde helva karmak. Bekleyelim öyleyse, semt helvacıları da cenaze evlerinden hak talebinde buluna…

 

x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23