• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0
Ali Osman Aydın
Ali Osman Aydın
TÜM YAZILARI

MEB’de Ramazan Ayına Özel Anlamlı Etkinlikler

05 Mart 2025
A


Ali Osman Aydın İletişim: [email protected]

MEB’de Ramazan Ayına Özel Anlamlı Etkinlikler

ALİ OSMAN AYDIN

Ailesi tatile giderken evde unutulan 8 yaşındaki bir çocuğun hikayesini anlatan Home Alone - Evde Tek Başına filmi, Noel filmlerinin zirve eserlerinden biridir. Her karesi Noel’e ve Amerikan tipi yaşam tarzına özgü sembollerle dolu bu film, gösterildiği bütün ülkelerde Noel’e duyulan sempatiyi arşa çıkardı.

Film 8 yaşındaki kahramanından dolayı özellikle çocuklar üzerinde çok etkili oldu. Bu filmle büyüyen kuşaklar Noel’i kendi kültürlerinden bir simge gibi bağırlarına bastılar. Home Alone diğer din ve kültürden insanlara, içinde olmaktan mutlu olacakları Hristiyanlık sembolleriyle dolu sımsıcak bir dünya armağan etti.

Evde Tek Başına, neredeyse dini bir filmdir. Çünkü ev, aile, affetme, manevi kurtuluş gibi Hristiyan teolojisinin popüler kavramları etrafında döner. Elin Amerikalısı orada harika müzikler ve planlar eşliğinde kendi dini kültürünü dünyanın gözüne gözüne sokar.

Filmdeki en duygusal sahnelerden biri Kevin ile yaşlı komşusu Marley arasında bir kilisede geçer. Kilisede Christmas Carols- Noel şarkıları söylenmektedir. Kevin, Marley’e aile içinde sorunları olduğunu, “kiliseye huzur bulmak için” geldiğini söyler. Küçük Kevin komşusu Marley’e çocuklarını affetmesi için bağışlama üzerine buram buram İncil kokan duygusal bir konuşma yapar. Arka planda dini ikonlar görünmektedir.  

Filmin hemen her yerinde O Holy Night, Carol Of The Bells gibi geleneksel kilise ilahileri çalınır. Bu ilahiler doğrudan İsa peygamberin doğumunu Noel’in ruhani yönünü anlatan ilahilerdir. Kevin korku yaşadığı anlarda da sık sık dua eder.

***

Pek çok insan gibi ben de ne zaman bu tür filmleri izlesem, kültürümüze olan yaklaşımımızdaki mesafenin neden bu kadar fazla olduğunu sorgularım. Bizim Ramazan’ımız ya da Kurban Bayramımız üzerine bu denli coşkuyla yapılmış, çocuklara hitap eden, sempati uyandıran anlatılar pek yoktur.

Kültürel sembollerimiz anlatılarımızda yer almazlar. Onlara yaklaşımımız neşesizdir. Monotondur. Askeri yürüyüş gibi disiplinli ama duygusuzdur. İçinde olmak isteyeceğiniz çekici bir görünümleri yoktur. Bu anlamda Evde Tek Başına’daki dünyanın tam karşıtıdırlar.

Bunların Milli Eğitim ile ne ilgisi olduğuna gelince…

Ramazan ile birlikte, yukarda özetlediğim durumu aşmaya yarayacak adımlarından birine memnuniyetle şahit oldum. Milli Eğitim Bakanlığı, anlaşılan o ki, okullarda Ramazan ayının geldiğini hatırlatacak bir dizi etkinliğin yapılmasını istemiş okul yönetimlerinden.

Sınıf kapılarının, sınıf panolarının süslenmesi, Ramazan panosu yarışmalarının yapılması, okul girişinin ve koridorların yıldız ve hilallerle süslenip Ramazan sokağı köşelerinin oluşturulması. Sadaka vermeye teşvik edilmesi. Ramazanla ilgili okulun televizyon ve ekranlarına video veya müziklerin yansıtılması gibi 23 maddeden oluşan etkinlikler Ramazan ayı boyunca devlet okullarında yapılacakmış.

İstanbul Valisi Davut Gül’ün paylaşımından gördüm buna ilişkin bir videoyu. Esenyurt’ta bir okulda, öğretmen ve küçük öğrenciler koro halinde Ramazan ayıyla ilgili harika bir ezgi okuyorlardı, neşe içinde.

Yakın zamana kadar içinde Hristiyan olmayan okullarda nasıl hunharca Noel ağaçlarının süslenerek yılbaşı etkinliklerinin yapıldığını, Noel cıngıllarının çalındığını, latin dans gösterilerinin organize edildiğini, kostümlü cadılar bayramı tertip edildiğini, ilkokul öğrencileri için balolar düzenlendiğini, kültürel asimilasyonun her ritüeliyle ilgili etkinlikler yaptıklarını biliyoruz.

Bu etkinlikleri çağdaşlık adına alkışlayanlar Ramazan’a dair yapılan etkinliklere, saldırıyorlar. Çocuklar Noel ile kaynaşsınlar ama Ramazan’ı dışlasınlar istiyorlar. Ramazan’a gelince laik atakları tutuyor ama Noel’e gelince laikliği unutuyorlar. Çünkü Noel’e kalben yakın, Ramazan’a kalben uzaklar. Kendi ülkemizde, kendi okullarımızda, kendi çocuklarımıza emperyalistlerin kültürlerini sevdirmek onlara göre normal ama kendi kültürümüzü sevdirmek anormal!      

Şeytanın bacağı kırılmış. Ben Bakan beyi tebrik ediyorum bu uygulamadan dolayı. Kimse bir şeye zorlanmadığı, şekilde kalınmadığı ve Ramazan ayının güzellikleri çocuklara sevdirildiği, hissettirildiği sürece sorun yok. Bu uygulama bir süre devam etsin meyvelerini verecektir.

İlkokul sıralarında Ramazan ayının coşkusuyla, samimiyetiyle, heyecanıyla tanışan çocuklar bunu hayat boyu kolay kolay unutmayacaklardır. Belki o çocuklar ileride çocukluklarının tatlı Ramazan heyecanlarına ilişkin bir rüya gibi akan, baş döndürücü güzelliklerle dolu filmler yaparlar.  

Ramazan dayanışmadır, birlik- beraberliktir, anlayıştır, şefkattir ve tüm bunları vesile kılarak Yaratana yakınlaşmaktır. Ramazan iftarıyla, sahuruyla, fitresiyle, zekatıyla hatta pide kuyruğuyla bile bir güzellikler mevsimidir. Bu güzellikten istifade etmemek bir mahrumiyettir. Çocuklarımızı bu güzellikten mahrum bırakmak ise kötülüktür. MEB’in mahrumiyete son verme adımı takdire değerdir.

Filmden anlaşılacağı üzere kendi kültürlerini sevdirmeye çalışmak nasıl Amerikalıların hakkıysa, kendi kültürümüzün sevilmesi için etkinlikler yapmak bizim de hem hakkımız hem de ödevimizdir!  

Haberle ilgili yorum yapmak için tıklayın.

Yorumlar

Vatandaş

İlk paragrafini okudum sıkıldım... bırak noeli moeli li abi...

Abdulla

Çocuğa bu kadar ödev içinde bir de zorla ramazan etkinliği yaptırırsan çocuk sadece ramazandan nefret eder, sevmez.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23