Tarihde “İznik” ve Papa’nın ziyareti! (6)
Tarihde “İznik” ve Papa’nın ziyareti! (6)
AHMET MARANKİ
Papa Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın davetiyle geçen hafta Türkiye’yi ziyaret etti!
Biz de başında pek çok spekülasyonu yapılan bu ziyaretin dünü bugünü yarını noktasında kronolojik bir tespit yaparak tarihe kayıt düşmek istedik!
Bugün sonuncusunu yazdığmız yazımızda aslında Papa’nın ziyaretinin arkasında pek çok mesajlar bırakarak gittiğinin de altını çizmek istiyorum!!! Bunların pek çoğunu sizlerle paylaşsak da bugün de son noktayı koyarak konuya açıklık getirmek istedim!!!
Antik Pagan, Roma Bizans ve Selçuklu döneminden sonra İznik; hakikaten Osmanlı döneminde de çok faaliyetleri yapılmıştır!
İZNİK! OSMANLI DÖNEMİ!
1331 yılında Orhan Gazi’nin fethettiği ve ordusuyla birlikte girdiği Yenişehir kapı halen bugün muhafaza edilmektedir!
Birkaç yıl öncesine kadar yukarıda size yaptığım çalışmalarda anlattığım gibi bu kapıdan sadece kamyonlar girip yüklü traktörler ve kasalarla depo olarak kullanılan bir kale vardı!
Yapılan müracaat ve müdahaleler sonunda yetkililer burada bir arkeolojik kazı yapmak zorunluluğunu hissettiler!
Yapılan arkeolojik kazıda bu kapının altından geçen kaleye su taşıyan sistemler ortaya çıktı! Fakat hiçbir imar yapılmadan bugün de o şekilde duruyor!
Yine bugün İznik’te Hacı Bayram Veli hazretlerinin damadı olan Eşref Rumi hazretlerinin tekkesi İznik bu külliyesin içinde yer almaktadır! Bu tekke yani cami Yunanlılar tarafından kurtuluş savaşında dinamitle patlatılmış yerine 1960’larda cemaatten toplanan paralarla aslına hiç benzemeyen ucube betondan bir cami yapılmış!
Halen orada tarihimize bir saygısızlık örneği olarak durmaktadır!
Yine Sultan Murat tarafından yapılan hamam üstündeki gecekonduların yıkılmasını insanlığa kazandırılacağı günü beklemektedir!
Yunanlıların yıktıkları eserler 1920’den 2000 yılına kadar maalesef hiçbir işlem görüp bir restorasyon yapılmaması da ibret verici bir tarih ve Osmanlı düşmanlığıdır!
İznik’te bugün sadece Ayasofya Müzesi’ndeki Ayasofya cami Orhangazi’nin eseri olarak ayakta olup diğer eserlerin de yavaş yavaş restorasyonları başlamış tarihe kazandırılmaya çalışılmaktadır!!!
Orhangazi tarafından ilk üniversite İznik’te kurulmuş hatta rektör ataması yapılmış, ilim ve irfan yuvasına çevrilmiştir!
Bunun da kalıntılar yine İznik’te insanlığa kazandırılacağı günleri beklemektedir!
Diyerek Papa’nın gelişiyle gündeme gelen İznik’te biz de bu vesileyle başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a kültür bakanımıza ve valiliğimize ve belediye başkanlarımıza da bir kere daha bu eksiklikleri hatırlatarak ahirette bizi kurtaracak ecdadımıza layık eserleri ortaya çıkaracak çalışmalara vesile olması için buraya kayıt düştük!!!
Bugün Papa’nın ziyareti ile İznik Gölü’ndeki BAZALİKA -kilise toplantı merkezi dikkatlerde tutulması bizim de Selçuklu ve Osmanlı eserlerine dikkati çekmemiz bir vatandaşlık görevimizdir!!!
Ve bu tarihi dokunun büyük atalarımız olan Selçuklu ve Osmanlı’nın mirasına sahip çıkıp insanlığa kazandırılacağı günleri yetkililerden beklemekteyiz!!!
Burada konu dışında görünse de İznik Gölü’ndeki BAZALİKAnın ortaya çıkış sebebi önemidir!
Bölgede yabancı sermaye tarafından kurulan bir fabrikanın; Mısır şurubu yapılan Mısır tarımının yapılması ve bölgede açılan ona yakın kuyu ve Mısır şurubunun diğer bitkilere göre yedi ila on kat fazla su çekerek üretiminin yapılması ve üretilmesi konusunun da bir kere daha tedbir alınıp uyarılması noktasında; TC DEVLETİ VE YETKİLİLERCE MUTLAKA DİKKATE ALINMASINI VE TEDBİR ALINMASINI ÖNERİYORUM!
PAPA ZİYARETİNİN PERDE ARKASI!
M.S. 325 yılında toplandığı bilinen 1. Konsil, Roma İmparatorluğu’nun dini rotasını belirledi. Bu kararlar aynı zamanda Anadolu’nun geleceğini de belirledi. Arşivlerde İznik’in altında geçen başlıklar her ziyarette bunlar olmuştur! Yani mesele yalnızca bir din meselesi değildir; egemenlik, hakimiyet, söylem ve aidiyet meselesidir.
İznik’te yapılan ayinin metafizik gücü ve yükü vardır. Tarihsel dogmaların alındığı yerde yapılan her ritüel, sadece Tanrı’ya değil, geleceğe de gönderilmiş bir bildiridir.
Bu bildirinin özeti şudur: Bu coğrafya Hristiyan dünyasında asla unutulmamıştı!
SON SÖZ: KAPILARI AÇAN TARİH, KAPATAMAYAN DEVLETLER!
Bugün atılan hiçbir adım, yarın yalnızca sembolik kalmayacaktır.
Papa ziyareti sonrası gündeme gelen Ruhban Okulu’nun açılması, İznik’teki ayin, Patrikhane’nin güçlenmesi .. vs gibi konular tarihin karanlık koridorlarında çok önceden yazılmış bir senaryonun hedeflerindeki adımlardır!
Biz bu kapıları aralar veya sessiz bir şekilde açarsak; Bir daha kapatmak büyük gürültülere ve mesuliyetlere ve birtakım kişilerin de tarih tarafından yargılanmasına sebep olacaktır!
Son cümle şudur:
Bugün açılan kapılar, yarının “tarihsel hak iddiaları” olarak Türkiye’nin önüne konacaktır.
Bu bir nüfuz savaşıdır.
Nüfuz savaşı Kutsal kitaplarla değil, strateji haritalarıyla yürütülür.
TARİHSEL AYİNLERİN GÖLGESİNDEKİ İSTİHBARAT!
Tarihte Vatikan’ın attığı her sembolik adımın ardında istihbarat vardır.
Papa’nın gezi programını
Hangi güçlerin planladığı,
Vatikan’ın dünyaya verdiği mesaj kime olduğu yanında mutlaka kimle görüşüldüğü kapalı kapılar arkasında hangi kararlar alındı, hangi cümlelerle topluma hangi mesajlar verildiği araştırılıp ona göre Türkiye Cumhuriyeti devleti bağımsızlığının göstergesi olarak yeterli ve gerekli adımları atmalıdır!