Kudretli bir devlet adamı olduğu gibi, divan yazacak kadar şiirin de ustalarından olan Yavuz Sultan Selim’in Divan'ı, 70 yıl aradan sonra günümüz Türkçesi ile yeniden basıldı.
Büyük Doğu Mimârı Üstad Necip Fazıl rahmetullâhi aleyh’e göre yükseliş devri Osmanlı tarihinin en büyük sultanı Yavuz Sultan Selim Han’dır. “Fatih’den de üstün” diye belirtir. Büyük Doğu-İBDA’nın tarih görüşünün temelinde “kahramanlık ahlâkı” vardır. Menkıbeler, tezkireler ile tarihin kahramanlar üzerinden ele alınışı Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem Hazretleri merkezde olmak üzere ve sahabîler emsâl olarak üzere İslâm dünyasında tabiî bir usûl olarak gelişmiştir. Bu kabûlün bir bütün fikir örgüsü, hayat-dünya görüşü olarak İslâm dünyasına sunan kişisi Necip Fazıl’dır. Batı’da tarihi her yere çekilebilir vak’alar üzerinden değil de kahramanlar ve onların ahlâkları üzerinden ele alanların başında İngiliz Thomas Carlyle (Karlayl) gelir. Karlayl, muhtasar bir dünya tarihi hüviyetinde olan “Kahramanlar” isimli eserine “Kahraman Peygamber” olarak Hz. Peygamber sallallâhu aleyhi vesellem Efendimiz’i mevzu edinmiştir.
Yavuz Sultan Selim Han dokuz seneyi bulmayan hükûmeti ile İslâm tarihinin en büyük kahramanları arasında yer almıştır. O daha çok taktik, lojistik vs. yönden sergilediği hârikalar ile büyük bir askerî başbuğ ve ahlâkı, siyâsî dehâsı ile de “müeyyed min indillah – Allah (cc) katından desteklenen/yardım gören” olarak tanınmıştır. Hâdiselerin dış yüzünün muazzamlığı ile yetinenler, Sultan Selim Hân’ın bâtınına, yani O’na bu hârikaları gerçekleştirecek gücü sağlayan mâneviyâtına, düşünce dünyasına yükselememişlerdir. Her kahraman gibi nev’i şahsına münhasır olduğundan şahsiyetinin görünür kılınması, anlaşılması zordur. Onun için bir kahramanı ya en az onun seviyesinde bir başka kahramandan yâhud bizzat kendisinden dinlemek gerekir. Kendisinden dinlemek husûsunda Yavuz Sultan Selim Hân’ın Selimî mahlası ile yazdığı şiirler, şahsiyetini anlamak noktasında en temel kaynak hükmündedir.
Selimî Dîvânı Farsça olup üçyüz civârında parçadan oluşmaktadır. Selimî’nin Türkçe şiirleri ise hakkında yazılan Selimnâmeler’de ve çeşitli şiir kitaplarında parça parça bulunmaktadır. Buna rağmen halk arasında pek çok dörtlük ve mısrası dilden dile dolaşmaktadır. Dîvandan Selimî’nin Nakşibendî bir sultan olduğu, derin ve büyük nefs muhâsebeleri yaşadığı, Allah Resûlü sallallahu aleyhi vesellem’e aşkın yanık bir misâli olduğu,.. gibi husûsiyetleri anlaşılmaktadır.
Yüksek tecrübelerin ve yüksek fikirlerin, yüksek muhatablara anlatımı olan dîvan ilk olarak 1946 yılında Türkçe’ye çevrildi ve basıldı. Aradan yetmiş yıl sonra ise Kökler Derneği Yayınları tarafından bir biyografya ve lügatçe eklenerek yayınlandı.
Yavuz Sultan Selim milletimiz tarafından şuurlu olarak değil de kalbten gelen tabiî bir sevgi ile sevilmektedir. Bir kısım iyi ve kötü câhiller ise yukarıda bahsettiğim Karlayl’ın “en büyük peygamber” olarak Peygamberimiz sallallahu aleyhi vesellem’i görmesine rağmen Hıristiyan kalmasına eş, ortadaki buz gibi hakîkate rağmen nefsânî ve kokmuş siyâsetleri icâbı şahsına düşmanlık beslemektedirler. Bu da tabiîdir, zirâ kahramanların düşmanları olmak zorundadır.
Yavuz Sultan Selim Han’ı şuurlu ve gerçek yönleri ile bilmek isteyenler dîvânına başvurmalıdır. Böylece ne kadar ince düşünceli bir “velîlere bende” şahsiyet olduğu anlaşılacaktır.