Türkiye'de toplam doğurganlık hızı alarm verirken 500 bin sosyal konut projesinin tamamının 1+1 ve 2+1 daireler üzerine kurulu olması, “devlet nüfusun artmasını istiyorsa neden ailelere uygun konut üretmiyor?” tartışmasını yeniden gündeme taşıdı.
Türkiye'de toplam doğurganlık hızı alarm verirken 500 bin sosyal konut projesinin tamamının 1+1 ve 2+1 daireler üzerine kurulu olması, “devlet nüfusun artmasını istiyorsa neden ailelere uygun konut üretmiyor?” tartışmasını yeniden gündeme taşıdı.
Türkiye’de doğurganlık oranı tarihsel bir düşüş yaşarken, hükümet sık sık nüfus artışının teşvik edilmesi gerektiğini vurguluyor. Ancak aynı dönemde devlet eliyle hayata geçirilen konut projelerinde 1+1 ve 2+1 daireler kamuoyunda dikkat çeken bir çelişkiyi gündeme getirdi.
Zira sosyal konutun temel amacı, özellikle dar gelirli aileleri barındırmak. Küçük metrekareli evlerin yaygınlaşması, aile büyüklüğüyle ve nüfus artışı hedefiyle örtüşmüyor.
Sosyologlar ve şehir plancıları bu duruma dikkat çekiyor. Türkiye’de aile yapısı hâlâ geniş ve çocuklu, dar gelirli kesimde ortalama hane sayısı 3 ile 5 kişi arasında. Buna karşın piyasaya sürülen konutların çoğu tek kişilik veya çocuksuz çiftlere göre tasarlanıyor. Bu durumun uzun vadede şu sonuçlara yol açabileceği belirtiliyor; ailelerin genişleyememesi ve çocuk sahibi olma kararının ertelenmesi...
Nüfus teşvik paketleri, doğum destekleri ve aile odaklı kampanyalar hazırlanırken, sosyal medyada en çok paylaşılan soru şu:
“Devlet nüfusu artırmak istiyorsa neden aile evleri yerine bekar evleri üretiyor?”
Uzmanların ortak önerileri şöyle; sosyal konut projelerinde 3+1 ve 4+1 oranı artırılmalı.
“Aile büyüklüğüne göre konut” modeli geliştirilmeli. Şehir merkezlerine yakın bölgelerde uygun fiyatlı aile konutları üretilmeli.