Türkiye’nin Suriye sınırı son yılların en büyük tehdidiyle karşı karşıya.
MÜCAHİT GÜNDOĞDU / ANKARA - Türkiye’nin Suriye sınırı son yılların en büyük tehdidiyle karşı karşıya. Yeni Akit’e konuşan SETA Güvenlik Araştırmaları Asistanı Bilgehan Öztürk’ün ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin desteğiyle, bölgede yaşayan Arap ve Türkmen nüfusun zorla göç ettirilmesinin ardından, sınır hattına yerleştirilen PKK’nın Suriye kolu olarak bilinen PYD ile ilgili verdiği bilgiler, akıllara Siyonist İsrail’in kurulurken Arapları katlederek yurtlarından çıkarmasıyla PYD’nin Arapları katledip yurtlarından sürmesinin benzerliğini getirdi.
KÜRT BULUNMAYAN YERE ‘BURASI KÜRT TOPRAĞIDIR’ DEDİLER
SETA Güvenlik Araştırmaları Asistanı Bilgehan Öztürk, PYD lideri Salih Müslim’in Suriye’nin Kuzeyindeki Tel Abyad gibi bölgeleri kastederek, ‘Buralar Kürt toprağıdır. Araplar ve Türkmenler burada işgalci durumundadırlar. Dolayısıyla bir gün gelecek ve bunlar buradan sürüleceklerdir’ diye bir beyanatı olduğunu aktararak, sözlerine şöyle devam etti: “HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın da herhangi bir Kürt varlığı olmayan Hatay’ın Yayladağ ilçesinin hemen altında bulunan bölgeleri kastederek, ‘buralar Kürt toprağıdır’ şeklinde bir açıklaması oldu. Demirtaş’ın ve diğer Kürt aktörlerinin o bölgeyi Kürt toprağı olarak ilan etmesi, gelecekte bir ulusal Kürt devleti kurulursa Akdeniz’e çıkışının olması için altyapısının hazırlanması çabasıdır.”
ALTYAPIYI HAZIRLIYORLAR
Koalisyon güçlerinin IŞİD bahanesiyle havadan bombardıman yaptığını belirten Öztürk, ardından şunları söyledi: “Arap ve Türkmenlerin ifadelerine baktığımız zaman koalisyon güçleri IŞİD’in olmadığı yerlere de bombardıman yapıyorlar. Aynı zamanda geçtiğimiz aylarda Nusra cephesi komutanını da nokta atışı şeklinde öldürdüler. Orada hiçbir zaman IŞİD olmadı ama IŞİD’in olmadığı bölgeleri de koalisyon kuvvetlerinin bombaladıkları ortaya çıktı. Muhalif grupları da ABD, IŞİD bahanesiyle vuruyor. YPG, Arap ve Türkmen halkının yaşadığı bölgeleri de ateşe veriyor. Öteden beri olan Kürt devleti kurma idealinin altyapısının hazırlandığını ben şahsen düşünüyorum. Suriye’nin kuzeyinde bulunan Afrin, Kobani ve Cezire bölgesi ‘kanton’ diye adlandırılıyor PYD tarafından. Kobani üzerinden büyük bir mücadele verildi. Koalisyon güçlerinin desteğiyle alabildiler Kobani’yi bildiğiniz gibi. Tel Abyad’ı almakla Kobani ve Cezire kantonlarını birleştirmiş oldular. Çok büyük bir avantaj elde ettiler Kürt devleti kurma ideallerine yönelik olarak.”
ESED, IŞİD VE KOALİSYON GÜÇLERİ BÖLGEYİ PYD’YE BIRAKIYOR
Kürt siyasal hareketinin bir ulus devlet kurma projesinin her zaman olduğunu savunan Öztürk, “Suriye’deki ayaklanma iç savaşa dönüştüğü andan itibaren hatta daha da önce Esed güçlerinin Suriye’nin kuzeyini PKK ve PYD’ye terk ettiğini biliyoruz. IŞİD ise bazı bölgeleri muhaliflerin elinden alıyor ve PKK/YPG güçleriyle savaştıktan sonra o bölgeleri PYD’ye teslim ediyor. Mesela Tel Abyad Bölgesini IŞİD muhaliflerden almıştı. Şimdi YPG güçleriyle ciddi bir çatışmaya girmeden geri çekildi ve bölgeyi PYD’ye teslim etti. Tabii bunda koalisyon güçlerinin de payı var” dedi.
PKK VE PYD MEŞRULAŞTIRILDI
YPG’nin her fırsattan istifade ettiğini dile getiren Öztürk “Çatışma ve kanunsuzluğun olduğu bir ortamda bir oldu bitti yapıyorlar. Ellerine bir fırsat geçmişken bunu kullanıyorlar. Özellikle bu IŞİD üzerinden bütün dünyaya verilen mesaj; onun karşısında savaşan PKK/PYD’nin özgürlük mücadelesi veren, kendi topraklarını savunan bir ulusal kurtuluş-gerilla hareketi olduğu. Bu sebeple PYD ve YPG güçlerinin muazzam bir meşruiyet elde ettiğini de söylemek lazım bu süreçte.” diye konuştu.