O artık Rabbine kavuştu! Geride kalanlar için bilgiler
Bir yakınımız, akrabamız, arkadaşımız veya tanıdığımız olabilir Rabbine kavuşan o insan. Peki o vefatın ardından bir Müslüman neler yapmalı?
Bazen en yakınımız gözlerimizin önünde, Rabbine kavuşur. Böylesine "muhtezar" yani ölmek üzere olan denir.
Peki ne yapacaksınız bir Müslüman olarak biliyor musunuz?
Kısaca anlatalım aklınızda bulunsun.
Bir Müslüman ölünce gözleri yumdurulur, çenesi bir bez ile iyice çekilip ağzı kapatılarak tepesinden bağlanır.
Üzerinden elbisesi çıkarılır. Bunu er kişi ise erkekler, hanım kişi ise hanımlar yapar.
ÖNE ÇIKAN VİDEO
Cenazenin üstüne örtü çekilir, şişmesine mâni olması için karnının üstüne bir büyük bıçak veya başka bir demir parçası konulur.
Elleri iki yanına uzatılır. Kolları asla göğsünün üzerine konup bağlanmaz. Bunu Hristiyanlar yapar.
Mevtanın yanında cünüp, hayızlı veya lohusalı olan kimse bulunmaz.
Odada güzel kokulu bir şey bulundurulur.
Yıkanmadıkça yanında Kur’an okunmaz, mekruhtur. Ancak başka bir odada okunabilir. Ya da kişi odanın bir köşesine çekilip, sessizce içinden okuyabilir.
Belediye'ye telefon edilir. Tayyip Bey'in İstanbul Belediye Başkanı iken başlattığı uygulama, bugün artık bütün ülkede belediyeler tarafından örnek alındı ve kendilerine telefon edilmesiyle, cenazenin kaldırılma işlemleri bedava olarak yapılmaya başlandı. Gelirler. Hükümet tabibi de gelir. Resmi evrakı tamamlar. Belediye yetkilileri, hangi vakit namazında cenaze hangi camiden kaldırılacak ise yakınlarından bilgi alır ve gerekenleri yapmak için cenazeyi alarak gasilhaneye götürür.
Eskiden büyüklerimiz, "cenaze ve kefen masrafı için" diye para, nineler kollarındaki bilezikleri vasiyet ederdi. Artık bunlara lüzum yok. Görevliler, yıkar, kefenler ve cenazeyi talep edilen vakit namazında musallaya getirir, namazından sonra da kabristana götürürler.
Bunları Cumhurbaşkanımız'a borçluyuz. Allah ömrünü asân eylesin.
Tabii bu arada komşuları, yakınları vefatından haberdar edilirler.
Cenaze için elbette yakınları, sevenleri gözyaşı döker. Sessiz ağlamak caizdir. "Müminin ölümüne gökler ağlar" buyuruldu. (Şerh-us-sudûr)
Fakat ağıt yakmak, yaka yırtmak, yüz tırmalamak, saç yolmak, dizlere vurmak gibi şeyler haramdır.
Şehid bile olsa kimse için matem tutmak caiz değil. Siyah giyinmek kadar cenazeye ve cenaze çıkan yere siyah örtmek ve siyah giyinmek de..
Ebu Seleme’nin kızı Hazret-i Zeynep anlatır:
Resulullah'ın zevcesi Ümmü Habibe validemizin babası ölünce başsağlığı dilemek için yanına gittiğim zaman dedi ki: “Resulullah'ın, (Allah’a ve ahiret gününe inanan bir kadının, ölen yakını için üç günden fazla yas tutması helal değildir) dediğini duydum.” Cahş kızı Zeynebin kardeşi şehit olunca, o da aynı şeyleri söyledi. (Buhari)
Dinimiz, nimetlere şükretmeyi, musibetlere de sabrı ve susmayı emrediyor.
"Ölüyü överek ağlamak cahiliyet âdetidir." (Buhari)
"Ölünce bir elimi tabutumun dışına atın. İnsanlar görsünler ki padişah olan Süleyman bu dünyadan eli boş gitmiştir."
Kanuni Sultan Süleyman
Kim bilir, nerde, nasıl, kaç yaşında..
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misâli o musalla taşında..!