Fıtratı değiştirilmiş her yiyecektir. Suyu bile alır yapısını değiştirirseniz insan sağlığına zararlı hale gelecek ve sizi zehirleyecektir. Hali hazırda tükettiğimiz fıtratı değiştirilmiş her yiyecek sağlık düşmanıdır.

Hangi çeşit ekmek daha sağlıklıdır? - Ekmeğin sağlıklısı olmaz, tüketmemek en sağlıklısı. Buğday tohumu günümüzde maalesef ki bozuldu. Şuan için buğday günümüzün en tehlikeli silahı.

Buğday tohumundan üretilmiş olan ekmek, ekşi mayalıda olsa köy ekmeği de olsa sağlıklı değil. Her şeyi yiyebilirsiniz ama yanında ekmek yememeniz en sağlıklı tercih olacaktır. Ekmeğin yerine bir şey koymak yerine ekmeksiz yaşamaya alışmak en doğrusu.

Peki, kilo vermek için ne yapmayı önerirsiniz?

Kilo vermeyi düşünmeden önce niye kilo aldığınızı düşünmelisiniz. Beslenmeniz bozulduğu için hareketsiz yaşadığınız için kilo aldınız. Doğru şekilde faydalı besinler tüketirseniz zaten kilonuzda normal hale gelecektir. Karbonhidrattan uzak besleneceksiniz, şeker tüketmeyeceksiniz.

Şekerden kastımız çay şekeri değil, buna tahıllar da dâhil. En az şeker kadar tahılların da glisemik indeksi yüksektir. Bunları hayatınızdan çıkartırsanız zaten kilo almazsınız hatta fazla kilolarınızdan da kurtulursunuz.

İlaç kullanmaktan çekinmeyen bir toplumuz hem de her konuda…

İnsanoğlu seneler boyunca ilaç kullanmadı. Yüzyıllar boyunca hayatını böyle devam ettirdi. Bugün ilaç olarak bildiğimiz maddeler yalnızca 50-60 senelik geçmişi olan maddelerdir. Dört kuşak geçirmemiş şeyler bunlar. İnsanoğlu bundan öncesinde neslini ilaçsız bir şekilde devam ettirmiş bir tarihe sahip. Bu ilaçlarla bizim nasıl bir hale geleceğimiz ise belli değil. Eroinde ilk olarak öksürük kesici ve ağrı kesici olarak zararsız sanılarak 35, 40 sene satıldı. Sonrasında bağımlılığa bağlı ölümler gerçekleşti ve ‘pardon’ diyerek ilaç piyasadan çekildi. İlaç sanayinin tarihi ‘pardon’larla doludur. ‘Pardon bu öldürüyormuş yahut sakat bırakıyormuş’ der ve devam ederler.

Yine yakın zamandan bir örnekte antibiyotikler. 2013 senesinde ani kalp krizine neden olabildiği duyuruldu. Ancak piyasadan toplatılmadı bu ilaçlar. Sadece dikkatli kullanın dendi. Ama neye göre dikkatli ve nasıl bir dikkat orası bilinmiyor. Çok sevdiğim bir doktor abimin 25 yaşındaki oğluna verdiği çok zararsız olduğu düşünülen herkes tarafından yazılan ve kullanılan bir antibiyotik, oğlunun sonu oldu.Dünyada her sene 700 bin kişi antibiyotiklerin yan etkisi yüzünden ölüyor. Kişi başı en fazla antibiyotik tüketimi olan ülke maalesef ki Türkiye. Tehlikeyi görebiliyor musunuz?

Dr. Aktaş’ın kitabında sık sık bahsettiği bir kategori var ‘mutsuz eden gıdalar’. Depresyon rahatsızlığını da bununla açıklayan Aktaş’ın önerdiği çözüm ise hem basit hem lezzetli…

Beslenmenizi düzenlemezseniz sürekli karbonhidrat, işlenmiş gıda ve gluten ağırlıklı beslenirseniz bunun sonu kaçınılmaz mutsuzluktur. Depresyon nihayetinde bağırsaklarla ilgili bir hastalıktır. Depresyon seratonin azlığından kaynaklı bir rahatsızlık ve seratoninin yüzde 95’ini bağırsaktaki probiyotikler yapar.

Demek ki önce probiyotiklerinizi besleyeceksiniz ki seratonin üretimi artsın. Bunun için de fermente gıda tüketmek gerekir. Ev sirkesi ev yoğurdu ev turşusu tüketeceksiniz.

Uzun mesai saatleri, plazalarda hızlıca yenen fast food besinler… Çalışan insanlar için sağlıklı beslenmek biraz ütopya gibi geliyor kulağa?

Neredeyse tüm gün dışarıda olanların işi daha zor gözükebilir fakat işin aslı öyle değil. Sürekli evde olan kişi de dışarıda olan kişi de önceden hazırlık yapabilir.

Ve hazırladığı yiyecekleri yanında taşıyabilir. Çantanızda her şeyi taşıyorsunuz neden yiyeceklerinizi de taşıyamayasınız? Evde olan da çalışan da aynı koşulda eşit seviyede zahmete sahip. Fakat söz konusu sağlıksa üşenmemelerini tavsiye ederim...