• İSTANBUL
  • İMSAK
    00:00
    GÜNEŞ
    00:00
    ÖĞLE
    00:00
    İKİNDİ
    00:00
    AKŞAM
    00:00
    YATSI
    00:00
  • 0.0
  • 0.0
  • 0.0

Körfez ülkeleri Arap Baharı’ndan korkuyor

Yeniakit Publisher
2013-09-29 21:36:36 - 2013-09-29 21:37:54
Körfez ülkeleri Arap Baharı’ndan korkuyor

Georgetown Üniversitesi Katar Kampusü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Birol Başkan, Körfez ülkelerinin Arap Baharı’ndan korktuğunu söyledi. Arap Baharı’nın bölgedeki dengeleri, statükoyu değiştirecek bir potansiyele sahip olduğunu ifade eden Yrd. Doç. Dr. Başkan, “Körfez ülkeleri, Ortadoğu’daki halklar ayaklanıyorsa, bizim halkımız da ayaklanır diye bir korkuya kapılıp Arap Baharı’nı durdurmaya çalıştılar” dedi

Tunus’ta başlayıp, Libya ve Mısır’da da diktatörleri deviren Arap Baharı’nın rüzgârı Körfez ülkelerinde de esti. Körfez ülkelerindeki bu esinti ise Ortadoğu’daki gibi olmadı ve yıllardır koltuk sahibi olan Kral veya Emirler devrilmedi. Körfez ülkeleri bir yandan kendi içerisindeki olayları bastırırken, diğer yandan ise Suriye ve Mısır’daki olaylara göre de safını belirledi ve Mısır’daki darbeyi bile destekledi. Körfez ülkelerinin Arap Baharı’na bakışını, Suriye ve Mısır’daki tutumunu, uzun yıllardır Katar’da yaşayan ve Georgetown Üniversitesi Katar Kampusü’nde ders veren Körfez Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Birol Başkan ile konuştuk…

Körfez ülkelerinden bahseder misiniz?
- Körfez’i çevreleyen ülkeler dünyanın en zengin petrol ve doğalgaz kaynaklarına sahiptir. Bölgenin dünya siyaseti ve ekonomisi için önemi de bundan kaynaklanır. Körfez ülkelerinin hepsinin yönetimi monarşidir.
Körfez ülkelerinde dış politikayı kim belirliyor. Ülkelerin kendileri mi dış politika üretiyor, yoksa Amerika veya Mısır gibi ülkelerin dış politikalarına mı bağlılar?
- Suudi Arabistan hariç hiçbir Körfez ülkesinin kendisini savunabilecek askeri kapasitesi yoktur. Suudi Arabistan’ı nispeten daha güvenli yapan da büyük yüzölçümüdür. Körfez ülkelerinin güvenlik zaafı en belirgin Irak’ın Kuveyt’i işgali ile ortaya çıkmıştır. İşgalin ardından bütün Körfez ülkeleri ABD ile savunma anlaşmaları imzaladı. Bir nevi Körfez ülkeleri ABD’den savunma ithal etmektedir. Körfez ülkeleri ellerindeki finans gücünü kullanarak ABD’nin dış politikasını etkileyebildikleri de olur. Karşılıklı bir bağımlılıktan söz etmek mümkün. Mesela ABD’nin İran’la olan sıkıntılarının çoğu aslında Körfez ve İsrail’in İran ile sıkıntılarının yansımasıdır. ABD’yi İran konusunda daha sert tavır almaya teşvik eden, İsrailliler kadar Körfez Araplarıdır.
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) ne işe yarar?
- Körfez İşbirliği Konseyi İran’daki devrim ve İran-Irak savaşı başladıktan sonra Körfez’de gittikçe ciddileşen güvenlik tehdidine karşı ortak hareket etmek üzere 1981 yılında kuruldu. Özellikle İran’ın tehditkar üslubu ve devrimi ihraç söylemi Körfez Araplarını birbirine daha da yakınlaştırdı. Bu dönem, İngiltere’nin Körfez’den çekildiği, Amerika’nın ise daha Körfez’e yerleşmediği yıllardır. Dolayısıyla bir ara dönemdir. Bu ortamda Körfez ülkeleri, birlik içerisinde hareket ederek, “daha güçlü olabiliriz” anlayışı ile Konseyi kuruyorlar. Konsey’in güvenlik yönü halen vardır ama kuruluşundan beri çok daha kapsamlı bir işbirliğine doğru da evrilmiştir. Şu anda Avrupa Birliği ile yarışabilecek şekilde bir ekonomik birlik olduğunu söyleyebiliriz. Dubai’den Körfez’e giren bir mal, başka hiçbir vergiye uğramadan Mekke veya Doha’da satılabiliyor. Bundan sonraki amaçları ise daha fazla siyasi birliktir. Özellikle dış politikada ortak hareket edebilmek istiyorlar ama bu AB’nin bile başaramadığı bir şey. Daha çok zaman alır.
Arap Baharı rüzgârının Körfez ülkelerindeki etkisi nasıl oldu?
- Körfez ülkelerinde, Katar hariç hepsinde küçük çaplı da olsa bazı kıpırdanmalar yaşandı. En büyük patlama Bahreyn’de oldu. Bahreyn’deki olaylar zaman zaman artarak veya azalarak da olsa devam ediyor. Suudi Arabistan’da da gösteriler oldu. BAE’de gösteri olmadı ama orada yaklaşık 100 civarında entelektüel, akademik, eski bürokrat Başkan’a bir mektup yazdılar. Mektupta sadece politik reform istediler. Yani Arap Baharı, Katar hariç, Körfez ülkelerinin kapısını da çaldı. Bahreyn hariç diğer ülkelerdeki gösteriler bastırıldı. Bu bastırılma olayı silah kullanarak değil, para dağıtılarak da gerçekleşti. Arap Baharı, Tunus’ta başladığından itibaren Körfez ülkeleri süreci durdurmak istedi. Bunun sebebi Arap Baharı’nın bölgedeki dengeleri, statükoyu değiştirecek bir potansiyelin olmasıdır. Körfez ülkeleri, Ortadoğu’daki halklar ayaklanıyorsa, kendi halkları da ayaklanır, talepte bulunur diye korkudan Arap Baharı’nı durdurmaya çalıştılar.
TÜRKİYE-KÖRFEZ İLİŞKİLERİ
Türkiye, Suriye konusunda Suudi Arabistan ile iyi anlaşırken, Mısır’daki darbe konusunda ise ayrı düştü. Türkiye’nin şu anda Körfez ülkeleri ile ilişkileri nasıl?
- Körfez ülkeleri için rejimlerinin ve dış saldırılara karşı ülkelerinin güvenlikleri en önemli meseledir. Bunların haricindeki meseleler teferruattır. Dolayısıyla Türkiye’nin Mısır’da Suudi Arabistan ile ayrı düşmesi, Suudi Arabistan açısından ipleri atma anlamına gelmez. Suudi Arabistan, BAE ve Kuveyt ile olan ilişkiler açıkçası Türkiye’ye bağlı... Türkiye bozmak için özel bir gayret göstermedikçe bir şey olmaz.
Son olarak Körfez ülkelerinin geleceği ne olur?
- Körfez ülkelerinde kısa vadede herhangi bir değişim olacağını düşünmüyorum. Halen daha statükoyu devam ettirebilecekleri finansal imkânlara ve dış desteğe sahipler. Herhangi bir halk hareketi ile kısa vadede bu ülkelerde bir değişim olacağını düşünmüyorum. Gelecekte ne olacağını tabiî kimse bilemez.
Körfez ülkeleri Suriye savaşına nasıl bakıyor?
- Körfez ülkelerinin Arap Baharı’na karşı getirmiş olduğu tepkilerden biri de kendi ülkelerindeki protestoları İran-Körfez ve Sünni-Şii karşıtlığına dönüştürmekti. Suriye’ye müdahil olmak, bunun bir devamı olarak nitelenebilir. Bahreyn’deki rejime destek olunarak İran’a karşı bir mevzi korunurken, Suriye’de yeni bir mevzi kazanma gayreti içine girilmiş oldu.
Bu noktada Körfez ülkeleri Suriye’de Müslüman Kardeşleri desteklerken, Mısır’da ise Müslüman Kardeşlere yönelik bir darbeye kapı açıyor. Burada bir çelişki yok mu?
- Aslında çelişki yok. Suriye’deki muhalefette sadece Müslüman Kardeşler yok. Müslüman Kardeşler çok parçalı muhalefetin çok da güçlü olmayan bir unsuru sadece.
Körfez’de
Katar ayrı
tutuluyor
Mısır’da Muhammed Mursi’yi sadece Türkiye ve Katar destekledi. Katar’ın bu politikasını nasıl değerlendirmeliyiz?
- Körfez ülkeleri arasında halkın her kesimine ulaşma ve dinî yaşamlarını etkileme açısından Müslüman Kardeşler’in en başarılı olduğu ülke Katar’dır. Bunda Yusuf el Karadavi faktörü mühimdir. Suudi Arabistan’da ve BAE’de böyle değildir.
Müslüman Kardeşlerin Körfezdeki durumu nasıl, bölgede Arap Baharı gerçekleştirebilir mi?..
- Müslüman Kardeşler, Körfez ülkelerinde Arap Baharı gerçekleştirecek toplumsal bir güce sahip değil. Çünkü birincisi; Müslüman Kardeşler, hareket ve fikir olarak Körfez’e ait değil. İkincisi; Körfezde halen daha kabile bağları güçlüdür. Dolayısıyla ülkeye gelen yabancı ile yerlilerin ilişkileri çok derin olmaz hiçbir zaman.
x

WhatsApp İhbar Hattı

+90 (553) 313 94 23